tag:blogger.com,1999:blog-349219412024-03-19T22:01:57.163+03:00Düşünce KahvesiDÜŞÜNCE ve İNSAN ODAKLI PLATFORM "Kardeşim sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünür gülistan olursun. Diken düşünür dikenlik olursun." (Mevlana Rumi) "Herkes, insanlığın genel iyilik halini artırmak için küçük de olsa hatta küçücük de olsa çaba sarfetmelidir." (Leo Tolstoy) "Yaradılanı severiz yaradandan ötürü" (Yunus Emre) "Barikâ-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar" (Gerçeğin ışığı fikirlerin çatışmasından doğar) (Namık Kemal)
/ E-Posta: dusuncekahvesi@gmail.comDüşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.comBlogger576125tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-13860008474779660202017-09-11T13:28:00.000+03:002017-09-28T20:56:02.613+03:00Şerif Mardin bibliyografyası (1950-2007) <div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><span style="color: #cc0000;">Alim ARLI</span><span style="color: #0b5394;">,</span> <span style="color: #3d85c6;"><a href="http://www.divandergisi.com/dergiler.aspx?SAYI=21#refresh" target="_blank">Divan Dergisi (2006/2: Yıl 11, Sayı 21)</a></span></span><br />
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="color: #3d85c6;"><a href="http://www.divandergisi.com/dergiler.aspx?SAYI=21#refresh" target="_blank"><br /></a></span>Bu bibliyografyada, Prof. Dr. Şerif Mardin’in 1950 yılından
2007 yılına kadar akademik hayatını yansıtan
tüm yayınlarının ve üniversite çalışma hayatının kronolojik/
bibliyografik bir tasnifi yapılmaya çalışılmıştır.
Çalışmada ilk olarak Şerif Mardin’in görev yaptığı akademik
kurumlar ve çalıştığı üniversitelerin bir dökümü ortaya konulmuştur.
Daha sonra tespit edebildiğimiz kadarıyla, Mardin’in siyasî
hayatı, dernek faaliyetleri ve aldığı ödüller kaydedilmiştir. Üçüncü
olarak Mardin’in tüm eserleri zaman dizimi sırasına göre sınıflandırılarak
verilmiştir. Bu tasnifte makale, deneme, söyleşi veya kitapların ilk
yayınlandığı yer temel alınmıştır. Mardin’in Türkçede basımı yapılan
toplu eserlerinde yer alan çalışmalar kaynağın ilk yayınlandığı yerin
hemen ardından ayraç içinde gösterilmiştir. Belirtmek gerekir ki, fazlasıyla
dağınık durumda olan bu eserlerin yayınlandığı yerlerin ilk baskı
yerine göre tasnifi sırasında gözden kaçmış olan yayınların bulunması
muhtemeldir. Ulaşabildiğimiz bütün mülakatların künyelerini
vermekle beraber, ulaşamadığımız başka söyleşiler de olabilir. Fakat
bunların sayısının fazla olduğunu zannetmiyoruz. Dördüncü olarak
Mardin’in Türkçeden İngilizceye ve İngilizceden Türkçeye yaptığı iki
çevirinin künyesi verilmiştir. </span></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br />Son kısımda ise doğrudan yine Şerif Mardin’in çalışmaları üzerine
İngilizcede ve Türkçede yayınlanmış olan makale, kitap ve tezlerin bir
dökümü yapılmıştır. Burada takip edilen yöntem, Mardin’e yapılan
atıflar değil, doğrudan Mardin’in çalışmalarını ele alan eserlerin tespitidir.
Bibliyografyanın her bölümünde muhtemel eksiklikler sözkonusu
olabilir. Fakat altı yıllık bir araştırmaya, kaynak eserlerle ikincil literatürün
tespitine dayanan bu çalışmada mütekâmil bir bibliyografya
oluşturmaya gayret edilmiştir. Mardin’in düşüncelerini konu alan ikincil
literatürün teferruatlı bir dökümü ise tarafımızca halen çalışılmakta
olup ileriki bir tarihte yayımlanacaktır. Kanaatimizce bu tür çalışmalar,
fikir âlemimize mütevazı bir katkı, yapılacak eleştiri ve kritiklere doğru
bir zemin sağlayacak dökümler olarak değerlendirilmelidir. Elinizdeki
bibliyografyada yer alan yayınların gruplandırılmasının sonuçları şu
şekildedir: 85 makale, 11 söyleşi, Forum’da çıkan 45 deneme/yazı, 18
kitap tanıtımı, 5 müstakil kitap, 5 makaleler derlemesi kitap.</span><br />
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /><span style="line-height: 115%;"><span style="color: #cc0000;">Tam metin için </span><span style="color: #38761d;"><a href="http://www.divandergisi.com/downloadPDF.aspx?filename=212.pdf" target="_blank">tıklayınız</a>.</span></span></span></span><br />
<span style="background-color: white;"><span style="font-size: large;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="line-height: 115%;"><span style="color: #38761d;"><br /></span></span></span></span>
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="line-height: 115%;"><span style="color: white;">.</span></span></span></span></span><br />
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="line-height: 115%;"><span style="background-color: white; color: white;">.</span></span></span></span><br />
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="line-height: 115%;"><span style="background-color: white; color: white;">.</span></span></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-15235510342278734602017-05-19T11:33:00.000+03:002017-05-19T18:03:15.688+03:00Halil İnalcık’ın (1916-2016) Akademik Biyografisi<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #434343; font-family: "Trebuchet MS", Trebuchet, sans-serif; font-size: 16px; margin-bottom: 1.65em; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;"><span style="box-sizing: inherit; color: navy;"><strong style="box-sizing: inherit;">Selim Aslantaş</strong>, Hacettepe Üniversitesi, Tarih Bölümü</span><br style="box-sizing: inherit;" /><span style="box-sizing: inherit; color: #ff6600;"><em style="box-sizing: inherit;">Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Araştırma Dergisi</em></span><br style="box-sizing: inherit;" />Cilt 1, Sayı 1, 2017</span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #434343; font-family: "Trebuchet MS", Trebuchet, sans-serif; font-size: 16px; margin-bottom: 1.65em; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">20. yüzyıl sona ererken Cambridge Uluslararası Biyografi Merkezi (Cambridge International Biographical Center) Halil İnalcık’ı, dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2000 bilim adamı arasında göstermiştir. İnalcık; Türk, Amerikan, İngiliz, Sırp ve Arnavutluk akademilerine üye seçilmiştir.</span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #434343; font-family: "Trebuchet MS", Trebuchet, sans-serif; font-size: 16px; margin-bottom: 1.65em; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">Tanınmış Amerikalı sosyal bilimci Immanuel Wallerstein, İnalcık hakkında şu satırları yazmıştır (Arka Kapak Yazısı, Makaleler, Ankara: Doğu-Batı, 2005) “Bugün dünya üniversitelerinde Halil İnalcık okunuyor ve okutuluyor. Onu dar anlamda bir “tarihçi” olarak düşünmek elbette yetersiz kalır. Bizzat tarih disiplinine şekil vermiş, kendi metodolojisini ve bilgi birikimini tarihçilik mesleğine kazandırmış bir kişi olarak İnalcık, bilim çevrelerinin üzerinde uzlaştığı seçkin bir isimdir. İnalcık ekolüne mensup yüzlerce öğrenci, sadece birincil kaynakları kullanma, belge ve arşivleri inceleme yönünden değil modern anlamda tarihe sosyo-ekonomik ve kültürel birçok cepheden bakabilme becerisini ondan öğrenmiştir. Yeni kuşak tarihçiler, Akdeniz, Osmanlı ve Balkan tarihi üzerindeki birçok yanlışın tashih edilmesini ona borçludur. Kitapları, sayısız makale ve ansiklopedi maddeleri, sosyal bilimciler için göz kamaştırıcı bir hazine mahiyetindedir. Halil İnalcık, bu sahanın en seçkin uygulayıcılarından biri. Dünya bilimine katkıları su götürmez. Çabalarının hedefi haline gelmiş konu üzerinde bize sadece tefekkür etmek düşer.”</span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #434343; font-family: "Trebuchet MS", Trebuchet, sans-serif; font-size: 13px; margin-bottom: 1.65em; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">I) HALİL İNALCIK’IN AKADEMİK KARİYERİNİN KİLOMETRE TAŞLARI DTCF YILLARI </span><span style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">(1940-1972)</span></b></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #434343; font-family: "Trebuchet MS", Trebuchet, sans-serif; font-size: 16px; margin-bottom: 1.65em; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">Prof. Halil İnalcık, 7 Eylül 1916’da İstanbul’da doğdu. Babası Kırım göçmenlerinden Seyit Osman Nuri Bey, annesi Ayşe Bahriye Hanım’dır. İlk tahsilini 1923-1930 arasında Ankara Gazi Mektebi’nde yapan İnalcık, orta öğretimine bir yıl Sivas Muallim Mektebi’nde devam etti. Orta tahsilini 1931’de Ankara’da Gazi Muallim Mektebi’nde tamamladı. Lise eğitimini o dönemin en iyi okullarından biri olan Balıkesir Necati Bey Muallim Mektebi’nde 15 Eylül 1935’te tamamladı. Yüksek tahsiline 1935’te Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde (AÜDTCF) başladı. Yeni Çağ Tarihi Kürsüsü’nde M. Göker, B. S. Baykal ve F. Köprülü’nün derslerini takip etti. 1940’ta mezun olan İnalcık, Timur üzerinde hazırladığı bir seminerle Fuad Köprülü’nün dikkatini çekti, onun takdir ve tavsiyesiyle 30 Nisan 1940’da AÜDTCF Yeni Çağ Kürsüsü’ne ilmî yardımcı tayin edildi. 1942’de Türkiye’de sosyo-ekonomik tarih yazıcılığının ilk örneklerinden biri olan Tanzimat ve Bulgar Meselesi adlı teziyle doktor oldu (Ankara: TTK, 1943). 28 Nisan 1942’de AÜDTCF Yeni Çağ Kürsüsü’ne asistan olarak atanan İnalcık, 15 Aralık 1943’te Viyana’dan ‘Büyük Ricat’e Osmanlı İmparatorluğu ve Kırım Hanlığı unvanlı teziyle doçentliğe atandı. 1945’te AÜDTCF Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Şevkiye Işıl hanımla evlendi. Araştırma sahasını doktora tezinden itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nun sosyal ve ekonomik meselelerine yoğunlaştıran İnalcık, İstanbul’da Osmanlı arşivlerinde ve Bursa şer’iyye sicilleri üzerinde araştırmalar yaptı. 1947’de Türk Tarih Kurumu (TTK) üyeliğine seçildi.</span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #434343; font-family: "Trebuchet MS", Trebuchet, sans-serif; font-size: 16px; margin-bottom: 1.65em; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">AÜDTCF tarafından bilgi, görgü ve çalışma alanındaki ihtisasını artırmak üzere 1949’da gönderildiği İngiltere, British Museum’da Türkçe yazmalar üzerinde çalıştı ve Calendar of State Papers serisinde Osmanlı tarihine ait kayıtları topladı. Londra Üniversitesi, School of Oriental and African Studies’de (SOAS) Prof. Paul Wittek’in seminerlerine katıldı. Bu seminerlere katılan B. Lewis, V. Ménage, V. Parry, E. Zachariadou gibi tarihçilerle tanıştı. Dünyanın en önemli arşivlerinden İngiltere, Public Record Office’te Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili kaynak taraması yaptı. 1950’de Paris’te toplanan Milletlerarası Tarihi İlimler Kongresi’ne katıldı. Annales okulunun (École des Annales ) kurucularından Fernand Braudel ile tanıştı. Onun 1949’da yayınlanan La Méditerranée et le monde méditerranéen à l’époque de Philippe II (II. Felipe Döneminde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası) adlı çığır açan eseri İnalcık üzerinde derin etki yaptı ve Türkiye’de bu eseri tanıtan bir yazı yazdı (1950). İngiltere’den 1 Şubat 1951’de Türkiye’ye döndü. 1951’in yaz aylarında Bursa Şer’iyye Sicilleri üzerinde çalışmaya başlayarak bu sicillerin önemi belirten bir makale yazdı (“15. Asır Türkiye İktisadî ve İçtimaî Tarihi Kaynakları”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, 15 (1953-54), 51-67). Osmanlı hukuku ve sosyal hayatı açısından son derece kıymetli bilgiler içeren 280 defterlik bu koleksiyonunun tasnif edilip ciltlenmesi için girişimde bulundu. Bu girişim neticesinde Topkapı Sarayı’ndaki atölyede ciltlenip temizlenerek tekrar Bursa’ya gönderilen siciller bugün Bursa Arkeoloji Müzesi’nde araştırıcıların istifadesine açılmıştır.</span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #434343; font-family: "Trebuchet MS", Trebuchet, sans-serif; font-size: 16px; margin-bottom: 1.65em; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">İnalcık, 2 Haziran 1952’de Viyana Bozgun Yıllarında Osmanlı-Kırım Hanlığı İşbirliği teziyle profesörlük pâyesi aldı. 1953–54 ders yılında Columbia Üniversitesi School of International Affairs’a ziyaretçi profesör olarak davet edildi. Prof. Tibor Halasi-Kun ile birlikte Amerika’da Osmanlı-Türk araştırmalarının gelişmesinde rol oynamış bulunuyor. 1956-57’de Rockefeller Vakfı’nın bursuyla Harvard Üniversitesi’nde “research fellow” olarak bulundu. Amerikan tarihi derslerini izledi. Harvard Üniversitesi’nde ayrıca Prof. H. A. R. Gibb’in İslam tarihi derslerini izledi. Harvard profesörlerinden W. Langer’in teklifi üzerine An Encyclopaedia of World History’nin Osmanlı kısmını gözden geçirmeyi üstendi (bkz. eserin 4. baskısı). 1957’de Türkiye’ye döndü. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (AÜSBF) Osmanlı, Avrupa ve Amerika tarihi okuttuğu gibi “İdari Teşkilât Tarihi” ve “Devrim Tarihi” derslerini de üstlendi.</span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #434343; font-family: "Trebuchet MS", Trebuchet, sans-serif; font-size: 16px; margin-bottom: 1.65em; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">Bu yıllarda İnalcık, yurt içinde ve Batı memleketlerinde birçok kongreye bildiri vererek katıldı. 1958’de Münih’te düzenlenen XI. Uluslararası Bizantinistler Kongresi’nde “The Problem of the Relationship between Byzantine and Ottoman Taxation” başlıklı bildirisini okudu. 1960’ta ders vermek üzere İsrail İbranî Üniversitesi’ne davet edildi. Yaz aylarında Millî Birlik Komitesi’nin isteği üzerine Güneydoğu bölgesine üniversiteden bir heyetle inceleme gezisi düzenledi. Toprak meseleleri hakkındaki araştırmaları dolayısıyla çağrıldığı toplantıda bölgenin meselelerinin tespiti için bir Güneydoğu Enstitüsü kurulmasını teklif etti. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’nün (TKAE) kuruluş döneminde faaliyetlerde bulundu.</span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #434343; font-family: "Trebuchet MS", Trebuchet, sans-serif; font-size: 16px; margin-bottom: 1.65em; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">…<br style="box-sizing: inherit;" /><strong style="box-sizing: inherit;">Makalenin tamamına aşağıdaki linkten ulaşılabilir.</strong><br style="box-sizing: inherit;" /><a href="http://dergipark.gov.tr/yutad/issue/26904/282923" rel="noopener noreferrer" style="background-color: transparent; box-sizing: inherit; color: #0c758c; text-decoration-line: none; transition: color 0.125s ease-out;" target="_blank">http://dergipark.gov.tr/yutad/issue/26904/282923</a></span></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-61816269201193557212017-03-01T11:17:00.000+03:002017-03-03T23:20:21.082+03:00Demokrasi, Ekonomi ve Siyasal Sistem Üzerine Söyleşiler<h2 style="background: white; line-height: 200%; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; vertical-align: top;">
<span style="font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"><a href="http://t24.com.tr/haber/turkiye-hibrit-demokrasi-ekonomik-kriz-olmadan-degisim-gelmiyor,254102"><span style="color: #4f81bd; mso-themecolor: accent1;">'Türkiye hibrit demokrasi,
ekonomik kriz olmadan değişim gelmiyor'</span></a></span><span style="font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">, </span><span style="color: #c00000; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">Ziya Öniş</span><span style="font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"><o:p></o:p></span></h2>
<h1 style="line-height: 200%;">
<a href="http://www.sde.org.tr/tr/newsdetail/murat-belge-ile-militarist-modernlesme-uzerine-soylesi/3218"><span style="background: white; color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">“Militarist
Modernleşme” Üzerine Söyleşi</span></a><span style="background: white; color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">, </span><span style="background: white; color: #c00000; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">Murat Belge</span><span style="background: white; color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"><o:p></o:p></span></h1>
<h1 style="background: white; line-height: 200%;">
<a href="https://konusakonusa.org/2013/07/12/dani-rodrik-ile-turkiye-ekonomisi-bugunu-ve-yarini-uzerine-konustuk/"><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">Türkiye Ekonomisi
Üzerine</span></a><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">, </span><span style="color: #c00000; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">Dani Rodrik</span><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"><o:p></o:p></span></h1>
<h1 style="background: white; line-height: 200%;">
<a href="http://www.yeniyol.org/ismet-akca-ile-soylesi-neo-liberal-militarizme-karsi-siyasetin-toplumsallasmasi/"><span style="border: none 1.0pt; color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%; padding: 0in;">Neo-liberal Militarizme Karşı Siyasetin Toplumsallaşması</span></a><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">, </span><span style="color: #c00000; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">İsmet Akça</span><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"><o:p></o:p></span></h1>
<h1 style="line-height: 200%;">
<a href="https://dagmedya.net/2013/07/28/soylesi-siyaset-bilimci-prof-dr-ersin-kalaycioglu-sinirsiz-itiraz-hakki-yoksa-demokrasi-de-yok/"><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">‘Sınırsız itiraz hakkı yoksa, demokrasi de yok’</span></a><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">, </span><span style="color: #c00000; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">Ersin Kalaycıoğlu</span><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"><o:p></o:p></span></h1>
<h1 style="background: white; line-height: 200%; vertical-align: baseline;">
<a href="http://mekam.org/mekam/anayasa-komisyonu-baskani-burhan-kuzu-ile-baskanlik-sistemi-uzerine"><span style="border: none 1.0pt; color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; letter-spacing: 0.25pt; line-height: 200%; padding: 0in;">Başkanlık Sistemi Üzerine</span></a><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; letter-spacing: 0.25pt; line-height: 200%;">, </span><span style="color: #c00000; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; letter-spacing: 0.25pt; line-height: 200%;">Burhan Kuzu</span><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; letter-spacing: 0.25pt; line-height: 200%;"><o:p></o:p></span></h1>
<h1 style="background: white; line-height: 200%;">
<a href="http://www.star.com.tr/roportaj/yarddoc-dr-nebi-mis-partili-cumhurbaskani-denetim-icin-imkandir-haber-1188483/"><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">‘Partili Cumhurbaşkanı denetim için imkandır’</span></a><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">, </span><span style="color: #c00000; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">Nebi Miş</span><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"><o:p></o:p></span></h1>
<h1 style="background: white; line-height: 200%;">
<a href="http://medyascope.tv/2016/12/12/getirilmek-istenen-baskanlik-sistemi-prof-levent-koker-ile-soylesi/"><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">‘Getirilmek istenen başkanlık sistemi’</span></a><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">, </span><span style="color: #c00000; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">Levent Köker</span><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"><o:p></o:p></span></h1>
<h1 style="line-height: 200%;">
<a href="http://www.dw.com/tr/steinsdorff-sistem-i%C5%9Flemez-hale-gelecek/a-37118356"><span style="background: white; color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">‘Sistem
işlemez hale gelecek’</span></a><span style="background: white; color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">, </span><span style="background: white; color: #c00000; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">Silvia von
Steinsdorff</span><span style="background: white; color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"><o:p></o:p></span></h1>
<h1 style="background: white; line-height: 200%; vertical-align: baseline;">
<a href="http://www.toplumsalhukuk.net/prof-dr-ibahim-o-kaboglu-ile-soylesi-kursunlayip-oldurseler-daha-az-etkilerdi-cumhuriyet.html"><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">‘Kurşunlayıp öldürseler daha az etkilerdi’</span></a><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">,</span><span class="apple-converted-space"><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"> </span></span><span style="color: #c00000; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">İbrahim
Ö. Kaboğlu</span><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"><o:p></o:p></span></h1>
<br />
<h1 style="background: white; line-height: 200%;">
<a href="http://www.emekveadalet.org/soylesiler/omer-faruk-gergerlioglu-ile-soylesi-ne-cektiysek-cifte-standart-hastaligindan-cektik/"><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">‘Ne Çektiysek Çifte Standart Hastalığından Çektik’</span></a><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">, </span><span style="color: #c00000; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;">Ömer Faruk Gergerlioğlu</span><span style="color: #4f81bd; font-family: "century schoolbook" , "serif"; font-size: 12.0pt; font-weight: normal; line-height: 200%;"><o:p></o:p></span></h1>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-9244896674829114602016-03-11T10:13:00.000+02:002016-03-14T22:15:24.206+02:00SERÇELER (Erik Ağacı Öykü Sitesi'nden)<em style="font-family: 'istok web', sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px; text-align: justify;"><b><span style="color: #3d85c6;">SERÇELER</span></b></em><br />
<em style="font-family: 'istok web', sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px; text-align: justify;"><span style="color: #cc0000;">Serpil Tuncer</span></em><br />
<em style="color: #212121; font-family: 'istok web', sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px; text-align: justify;"><br /></em>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;">Pencereye vuran rüzgârın uğultusu bir kadının ayak sesleri gibi üzerime doğru geliyor. Kalbimi her an bu derin rüzgâra kaptırabilirim. Peşinden ötelere sürüklenebilirim. Ve dahası gökyüzünde akşamın karanlığında yuvalarını bulamayacak ölümcül kuşlar kol geziniyor. Muhtemelen yuvalarına giderken bu gece hepsi ölecek. Kuşların öleceklerine bu kadar emin olmamın sebebi var. Bu gün kuş sürüsü kâhyalığını yaptığım çiftliğe kondu. Fare zehrine bulanmış ve tarlanın tam ortasında patlamış darı çuvalına saldıran kuşlar onları yediler. Fark ettiğimde sırtımdan çıkardığım ceketimi kuşlara doğru savurdum. Havaya uçmakta istekli ve aceleci değillerdi.</span></i><span style="font-family: 'Century Schoolbook', serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;"><br /></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 15pt; margin-bottom: 7.5pt; text-align: justify;">
<i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;">Kuşlar deyince; bunlar aptal bilinen o kargalardan değildi. Kaldı ki kargalar aptal görünümlerin altında müthiş bir zekâ saklarlar. Bu kuşlar küçük serçelerdi. Daldan dala konan çok da sürü hâlinde yaşamayan ama aynı saatte dışarı çıkıp aynı saatte yuvalarına dönen o minik kanatlı yaratıklardı. Tarlaya konan serçeler, kahverengiden griye çalan kanatlarını gökyüzüne doğru çırptıklarında kaçının bu ölümcül darıları yediğini sayamadım. Zehirli darılar çiftlikte yuvalanan büyük fareler içindi.</span></i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 15pt; margin-bottom: 7.5pt; text-align: justify;">
<i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;">Mısırların, yazdan kilere depolanmış buğdayın içinde hatta hayvanların ahırında onlara rastlar olmuştuk. Hepsinden iğrenci bir gece yattığım yatağın içine bir fare girmişti. Yataktan fırladığım gibi, yerde gezinen diğer farenin üzerine basmış hayvancığı ayaklarımın altında ezivermiştim. Farenin ince tırnakları etime saplanınca onları öldürmek boynumun borcu oldu. Evin beyine telefon açıp durumu bildirdim. O da bize Ankara’dan bir çuval zehirli darı yolladı. Darı, çiftliğe geldiğinde çuvalı sırtlayan Serhan, dallardan birine çuvalı takınca çuval delinip alt kısmını saran ipliği bir anda açılıp onca darı yerlere dökülüverdi. O ara etrafı temizlemek için ben ve diğer çalışanlar ahıra doğru yürüyüp süpürge, faraş ve kap aramak için dağıldığımızda darılar tarlanın ortasında öylece saçılıp kaldı. Geri döndüğümde kuşları darının başında yemlenirken gördüm. Ceketimi çıkarıp kuşların üzerine doğru yürüdüm. Onlar midelerine indirdikleri zehirli darılarla gökyüzüne uçup gittiler. Bizler, etrafa saçılmış fare yemleri toplayana kadar akşam ezanı bastırdı. Zehirli darıların birazını da el feneriyle toplamaya çalıştık. Ne kadar başarılı olduğumuzu ancak ertesi günün ışıkları çiftliği aydınlattığında anlamış olacaktık ama bütün uğultusuyla rüzgâr, pencereye doğru esiyordu. Sabaha doğru kocaman yağmur bulutu bu çorak tarlalara rahmetini bırakmış olacaktı. Eğer böyle olursa zehirden arta kalanları temizlemek toprağa kalacak. Çorak da olsa bu güzelim toprağa mı üzüleyim zehri yiyip yutan o zavallı kuşlara mı? Üstelik zehirli darıların birazını kuşlar yedi, yerlere dökülenleri de akşam karanlığı bastırdığı için biz göremedik. Sizin anlayacağınız zehirden elde kalan ancak çuvalın yarısı. Bu kadar zehir fareleri öldürmek için yetecek mi? Bu çiftliğe elimden geldiği gibi bakamadığım için akşamdan beri emrim altında çalışanlara kan kusturdum. Herkes işini adam gibi yapsaydı bütün bu olanlar yaşanmayacaktı.</span></i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 15pt; margin-bottom: 7.5pt; text-align: justify;">
<i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;">Yağmur kapıda demiştim ya işte geldi. İnce sepken, yattığım odanın camına vurmaya başladı. Çok geçmeden hızlandı. Akşam yemeğinin üzerine yediğim tereyağlı ekmek mideme oturup gözlerime ağırlık yaptı. En iyisi uyumaktı. İşin kalanını sabahın aydınlığına bırakmak daha mantıklı görünüyordu.</span></i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 15pt; margin-bottom: 7.5pt; text-align: justify;">
<i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;">Gece, yağmur bütün şiddetiyle yağdı. Sabah olunca biraz ileride bulunan demir yolundan geçen Anadolu ekspresinin gürültüsüyle uyandım. Bu sabah etrafta bir tuhaflık vardı. Pencere kenarındaki kurumuş saksıların kenarına konan serçeler ortalarda yoktu. Kalın perdeyi elimle aralayıp dışarıya bakındım. Galiba köyün bütün serçeleri zehirli darıdan nasiplenmiş gibiydi. Etraf sessizdi. Kuşlardan eser yoktu. Ötelere baktım. Orada kümelenen solgun ağaçların dallarında olabileceklerini düşündüm ama yoktular. Yer yarılmış da bütün serçeler yerin içine girmiş gibiydi. Bu bana çok acı verdi. Belki dünkü fırtınadan sonra hâlâ yuvalarından çıkamamışlar diye iyimser düşünceye kendimi teslim ettim. Beklemekte fayda vardı.</span></i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 15pt; margin-bottom: 7.5pt; text-align: justify;">
<i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;">Yan odalarda yatan çalışanlara bu durumdan hiç bahsetmeden mutfakta hazırlanmış kahvaltı için aşağıya indim. Kahvaltıda taze köy yumurtası, beyaz peynir ve tereyağlı ekmek kızartması vardı. Gel gör ki kimsede yemek yiyecek mide kalmamıştı. Haftalardır farelerle boğuşmaktan elimizi yemeğe uzatamaz olmuştuk. Bugün çiftlikte ne yapıp edip bu iğrenç duruma son verecektim. İlk iş zehri gereken yerlere yerleştirmek oldu. Ardından da hasada bıraktığımız arpa tarlalarına doğru yol aldım. Bütün gece bereketli kollarından su tanelerini esirgemeyen gökyüzü, toprağın suya doymasına sebep olmuş, geniş, çorak tarlalar boz rengi balçık halini almıştı. Çalılıklara doğru yürümeye başladım. Yürürken zorlanıyor çizmelerim çamura saplanıyordu.</span></i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 15pt; margin-bottom: 7.5pt; text-align: justify;">
<i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;">Derken çalılıkların altında ölmüş serçelerle karşılaştım. Birini elime aldığımda küçücük ayaklarında sıcaklığı hâlâ duruyordu. Canı yeni çıkmışa benziyordu. Bir toprak parçası kazıp onu gömdüm. İleriye yürüdüğümde birkaç ölü serçeyle daha karşılaştım. Arazinin ilerisine doğru yürüsem daha başka ölü serçeleri de görebilirdim ama ayaklarım tutmadı. Gerisin geri çiftliğe döndüm.</span></i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;"><o:p></o:p></span></div>
<em style="color: #212121; font-family: 'istok web', sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px; text-align: justify;"></em><br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 15pt; margin-bottom: 7.5pt; text-align: justify;">
<i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;">Adamlara talimat verip bütün farelerin çiftlikten sürülmesini ve hiçbirinin ölüsünü görmek istemediğimi söyledim. Çalışanlar, kâhyalarının sinirden böyle davrandığını düşündüler oysa yanılıyorlardı. Ölen serçelerden kendimi sorumlu tutuyordum. O günden sonra, çok uzun süre serçeleri göremedim. Alaycı kargalara kalmıştık. Kar bastırınca başka kuşlar çiftliği süsledi ama onlarda kurşun renkli kanatlı serçelerin sıcaklığı yoktu.</span></i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBBsoOiZW_VrP53kFhaMfirDAoWFkTUa-XqDhnoyyqlIhQZaW43oNFxhaiTiRsB1p-9VxesyfHd90Uk8Be9748MCOckaZvDnHyL_DCkjFLbKLDNsqF1RYf3EH5NdJxuPYnKowp/s1600/erikagaci.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="236" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBBsoOiZW_VrP53kFhaMfirDAoWFkTUa-XqDhnoyyqlIhQZaW43oNFxhaiTiRsB1p-9VxesyfHd90Uk8Be9748MCOckaZvDnHyL_DCkjFLbKLDNsqF1RYf3EH5NdJxuPYnKowp/s320/erikagaci.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 15pt; margin-bottom: 7.5pt; text-align: justify;">
<i><span style="color: #212121; font-family: 'Century Schoolbook', serif;"><br /></span></i></div>
<div style="background-color: white; font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px;">
<h3 style="text-align: justify;">
<em style="color: #3d85c6;"><span style="font-family: 'Century Schoolbook', serif;">Erik Ağacı Öykü Sitesi öykü yazanları ve öykü okumayı sevenleri bir araya getiriyor. </span></em><span class="apple-converted-space" style="color: #3d85c6;"><i><span style="font-family: 'Century Schoolbook', serif;"> </span></i></span><em style="color: #3d85c6;"><span style="font-family: 'Century Schoolbook', serif;">Her türlü öykünün okuyucuya aktarıldığı öykü sitesinde aynı zamanda çocuklar da unutulmamış onlar içinde öykü bölümü var. Siteyi ziyaret etmek isteyenler için işte link adresi.</span></em><span class="apple-converted-space" style="color: #3d85c6;"><i><span style="font-family: 'Century Schoolbook', serif;"> </span></i></span><em><span style="font-family: 'Century Schoolbook', serif;"><a href="http://erikagacioyku.com/"><span style="color: #666666;">http://erikagacioyku.com/</span></a></span></em></h3>
</div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-42622899572439199582016-01-27T15:07:00.000+02:002016-01-28T22:32:54.535+02:00Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde Simit ve Simitçiler<div style="font-family: arial; font-size: small; text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;"><b>Fahri Dikkaya, Bilkent Üniversitesi</b></span></div>
<div style="font-family: arial; font-size: small; text-align: justify;">
<span style="color: #666666; font-family: "georgia" , serif;"><b>Milli Folklor Dergisi, 2011 (c.23, s.92)</b></span></div>
<div style="font-family: arial; font-size: small; text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial; font-size: small; text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;">Simit, Türk yemek kültürünün önemli bir parçası olması yanı sıra, toplumsal ilişkilerimizi meydana getiren ortak duygularımızın ve paylaşımlarımızın beslendiği bir olgudur. Evliya Çelebi, 17. yüzyıl Osmanlı dünyası için verdiği önemli ve detaylı bilgileri, yüzyıllardır toplumsal hayatımızın önemli bir parçası olan simit için de vermektedir. Simidin has beyaz undan simid-i halkaya ve sonrasında bugünkü simide geçiş öyküsü, bu çalışmada Evliya Çelebi Seyahatnâmesi ve 16.-17. yüzyıl narh defterleri üzerinden anlatılmaktadır. Simidin Osmanlı coğrafyasında ki öyküsü 16. yüzyılın sonlarında başlar. 135 dirheme kadar çıkan ve Evliya Çelebi’nin “araba tekerleği kadar” dediği bu ilk simitlerin oldukça büyük olduğu görülür ve simid-i halka olarak adlandırılır. 17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise simitlerin bir kısmının gramajının düştüğünü ve bugünkü simitlere daha yakın bir şekle büründüğünü ve aynı zamanda simid-i halkanın yerine artık sadece simit denildiğini de görüyoruz. Simit ununun pahalı ve İstanbul’da tüketilmesi nedeniyle İstanbul menşeli bir yiyecek olduğunu düşünülse de, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde İstanbul dışında Balkan coğrafyasında da simide rastlanır. Bu yüzden, simidi İstanbul ve Balkan coğrafyasının bir yiyeceği olarak tanımlayabiliriz. Bu çalışmada, simidin İstanbul ve Balkan coğrafyasında doğuşu ve çeşitlenmesi, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi temel alınarak tartışılacaktır.</span></div>
<div style="font-family: arial; font-size: small; text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial; font-size: small; text-align: justify;">
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;"><img height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIPJplG78W2zEv9bFhutpjPAJePLdPY7dbRfccVqB7-V769JfY5gyZ1FaVE6yXqg2xKyRYSiETty5j2xYwDRM4SgsseJv9vh_8Lmaqjn6ioz2F1qGCx8GYeKZ_A2LewZGE4vwh/s400/simit.jpg" width="400" /></span></div>
</div>
<div style="font-family: arial; font-size: small; text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;">...</span></div>
<div style="font-family: arial; font-size: small; text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial; font-size: small;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;">Sonuç olarak, Türk yemek kültürünün ve folklorunun en önemli olgularından birisi ve yüzlerce yıldır toplumsal hayatımızın önemli bir parçası olan simit, has beyaz un anlamından bugünkü halka şeklindeki unlu mamule dönüşmesi 16. yüzyılda başlar ve günümüze kadar devam eder. Artun Ünsal, simit ununun pahalı ve İstanbul’da tüketilmesi nedeniyle İstanbul menşeli bir yiyecek </span><span style="font-family: "georgia" , serif;">olduğunu düşünür (Ünsal 2010). Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde ise İstanbul dışında Balkan coğrafyasında da simide rastlanır. 17. yüzyılın narh defterlerinde Balıkesir, Bursa ve Tekirdağ’da simid-i halka’ya rastlanmaz. Bu yüzden, simidi İstanbul ve Balkan coğrafyasının bir yiyeceği olarak tanımlayabiliriz. Balkanlarda gjevrek ya da djevrek olarak bilinen simit, 1930’lardan sonra büyük ihtimalle Balkan göçmenlerinin İzmir’in ana nüfusu olmasıyla birlikte İzmir’de gevreğe dönüşür. 16. ve 17. yüzyıllarda “araba tekerleği kadar” simid-i halkanın yapıldığını, ancak 17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise küçük “hurda simitler”in yaygınlaştığını ve büyük simitlerin tedavülden kalktığını belgelerden görüyoruz. Küçük “hurda simitler”in yaygınlaştığı bu dönemde simid-i halkanın bugün kullandığımız anlamda simide dönüştüğü de belgelerden görülmektedir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;">Makalenin tamamı için tıklayınız.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://www.millifolklor.com/tr/sayfalar/92/10-.pdf"><span style="font-family: "georgia" , serif;">http://www.millifolklor.com/tr/sayfalar/92/10-.pdf</span></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://carolynsnowabiad.blogspot.com/2011/04/sesame-simit.html"><span style="color: silver; font-family: "georgia" , serif; font-size: xx-small;">Resim linki</span></a></div>
</div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-56001180170282773782015-11-06T14:53:00.000+03:002015-11-07T20:55:54.846+03:0033 Yıllık YÖK Sistemi: Bilimde İlerleme veya Gerileme<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ, </span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: small;">Çukurova </span></span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 16px;">Ü</span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: small;">niversitesi </span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<a href="mailto:iortas@cu.edu.tr" style="color: #1155cc;" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="color: blue; font-size: small;">iortas@cu.edu.tr</span></span></a></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">1982 yılında YÖK’ün kuruluşu ile ülkemiz biliminin ve yükseköğretiminin olumsuz yönde etkilendiği konusunda çok sayıda görüş oluştu. O dönemde YÖK’ün uzun sürede Türkiye için olumsuzluklar oluşturacağı konusundaki endişeler yılar içinde gerçekleşti.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Times New Roman;"><span style="color: black; font-size: 12pt;">Zaman içinde yaşanan birçok sorunun YÖK’ün kendi işleyiş ve sisteminden kaynaklandığı görüldü. İlgili kesimler üniversite onun bileşenlerinden hatta toplumun ilgili kesimlerinden yapılan bütün eleştiriler göz ardı edildi. Bir önceki YÖK başkanlarımız Prof. Dr. Erdoğan Teziç ve Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya artık YÖK sisteminde reformun yapılmasının kaçınılmaz olduğunu </span></span><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman'; font-size: 12pt;">belirttiler. </span><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman'; font-size: 12pt;"><strong>Bütün siyasi partiler değişimin önemini programlarında belirtiler ancak şu ana kadar olumlu yönde bir değişim gerçekleşmedi. </strong></span><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman'; font-size: 12pt;">YÖK’ün artık 'yönetilemez' hale geldiği gerçeği artık gün gibi ortada. YÖK yasası ile yaşıt üniversite hayatı olan bir akademisyen olarak bütün yaşananlardan öğrendiğim yeni bir yükseköğretim yasasının veya reformunun zorunlu olduğunu gösteriyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; margin: 0cm 0cm 0pt;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><br /></span></div>
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><div style="text-align: justify;">
<b style="font-size: 12pt;">YÖK ile birlikte yapılan eski veya güncel eleştiriler</b></div>
<u></u></span><br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">*Üniversite ortamı kendini ifade etmekten alıkondu ve özerk yapısı sınırlandırıldı ve adeta bir devlet dairesi konumuna indirgendi.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">* Akademik, idari ve mali özerklik yok edildi<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">*Üniversiteler adeta tek merkezden ortaöğretim okulları gibi tek tip hale getirildi. Eğitim programları bile YÖK ’tarafından belirlenir oldu ki bu evrensel üniversite ilkeleri ile tezatlık oluştururdu.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">*Hiyerarşik olarak yukarıdan aşağıya bir yapı oluştu ve üniversiteler kendilerini gerçekleştiremediler.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">*Üniversite üst yönetimleri YÖK yapılanasından dolayı dolaylı olarak iktidarların siyasi eğilimlerine göre şekillendi ve yavaş yavaş üniversitelerde siyasi klikler ve huzursuzluklar olmaya başladı. Zaman zaman siyasetin doğrudan ve dolaylı telkinleri üniversite yaşamını zorlamaktadır.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">*Üniversitelerde akademik kadro oluşturmasında bilimsel liyakatten çok tarafgirlikler, yönetici belirlemede oy kaygıları dikkate alındı. </span><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Üniversite üst yönetimi yöneticiliğe giderek oy almak için “her yol mubahtır” eksenine kadar geldiği için üniversitelerde akademik kalite ve değerlendirmeler rafa kaldırılmış. Adam sendecilik kıymete geçmiştir. Salt oy verecek diye akademik yeterliliği olmayan insanlara kadronun verildiği dedikodusunun üniversitede konuşulması bile yanlış.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">*</span><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Üniversite üst yönetimleri rektör ve dekan atanmalarında halen belirlenmiş bilimsel kriterler olmadığı için koltuklar sübjektif (ben böyle uygun gördüm) denilebilecek durama göre belirleniyor olması liyakatsizlikten dolayı üniversitelerin bilimsel işleyişi büyük yara almış ve akademik çevrelerde büyük rahatsızlık yaratmaktadır.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">*Siyasi iktidarların talebi ile akademik ve laboratuvar alt yapısı oluşturmadan hesapsız kitapsız çok sayıda yeni üniversite, fakülte ve yüksekokul açıldı. Üniversite ortamı olmadığı için çok sayıda iyi donatılmamış diplomalı insan işlevsiz konumda.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">*Ülkemizin bilimsel bilgi üretkenlik kâğıt üzerinde iyi (ilk 19. Sıradayız). Ancak bilimsel makalelere yapılan atıf, üretilen makalelerin toplum hizmetine, teknolojiye ve ulusal kalkınmaya katkısı yok denecek kadar sınırlı (Ortaş, 2015a). </span><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Daha önce</span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">CBT dergisinde yayınladığım “</span><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Türkiye Bilim Dünyasından Kopuyor mu”</span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"> makalemde (Ortaş, 2015b) belirtiğim gibi niceliksel büyüme şu ana kadar kaliteye yansımadı. Ayrıca Türkiye’de halen bilim yapmak için çırpınan ve dünyadaki gelişmeleri ülkemize kazandırmaya çalışan belirli sayıda değerli bilim insanı ve sınırlı sayıda üniversite ve teknoparklarımızda var. Ancak halen tek bir konuda bile kendimize özgü bir yaratıcılığımız ve modelimiz maalesef oluşmadı.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Hükümetlerin gölgesinde bir YÖK ve Üniversite görüntüsü güven kaybettiriyor<u></u><u></u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Çok sayıda vakıf üniversitesi kontrolsüz olarak açıldı ve büyük çoğunluğu öğrenci bulmakta zorlanmakta ve bazıları ileride ciddi sorun oluşturacağa benziyor.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Üniversitelerde gelenekler bozuldu, etik ilkeler, intihaller ve kalitesizlik basına yansıyanında ötesinde geliştiği konuşulur oldu. </span><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Özel hizmet, danışmanlık, ikinci iş arayışı, ek ders beklentisi giderek yaygınlaşıyor.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Üniversite yönetimlerinin doğrudan veya dolaylı olarak üniversite, YÖK, Cumhurbaşkanı makamı tarafından belirlenmiş ölçülebilir liyakate dayalı ölçütlerden ziyade kişisel ilişkilere bağlı olarak atanması sistemi üniversitelerde zaman zaman yönetilememe durumunu doğurmuş. Bugün üniversiteler üniversite gerçekleri yerine atama makamlarının etkisinde işlevsiz duruma gelmiş durumadırlar. Üniversite ve kamuoyuna liyakate dayalı üst yönetici belirleme sistemin oluşturması üniversitelere güven verecektir. <u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; margin: 0cm 0cm 0pt;">
</div>
<div style="color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Gazeteci Taha Akyol 9 Şubat 2008 tarihli köşesinde “YÖK Başkanı'na açık mektup” da YÖK başkanına açıkça “Fakat Hocam, şunu bütün samimiyetimle belirteyim, YÖK'ün hükümetten talimat aldığı izlenimi yayılıyor!” diyor. Ayrıca bir başka uyarıda da “Elbette YÖK "İsterse konuşmasın" diye bakılabilecek bir genel müdürlük değildir; bağımsız bir kuruluştur. Ama bu izlenim YÖK'e de reforma da çok zarar verir! Eski YÖK yönetimlerinin hükümetle zıtlaşması yanlıştı; hükümetin gölgesinde bir YÖK görüntüsü de aynı derece yanlıştır” diyor.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><u></u><u></u></span><br />
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Geleceğin bilim insanı yetiştirme programı hızla gözden geçirilmeli<u></u><u></u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Asisten yetiştirme, doktoralı insan yetiştirmek, bilime yeni canlılık kazandırmak nerdeyse ihmal edilmiştir. Üniversite eğitim sistemimiz sorun çözmeye endeksli olmadığı için çoğunlukla teorik bilgiden öteye geçemediğimiz için bir fiil üretmek ve bu konuda üniversitelerin öz güvene sahip olması önemlidir. Bu ancak özek üniversitede bilim insanın merakını özgürce gerçekleşmesi ile sağlanır.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Üniversiteler hızla akademisyen yetiştirme programları başlatmalı, mevcut hali ile akademisyen yetiştirme programı üretken olmadığı gibi evrensel ölçekte bilim insanı yetiştirmekten çok uzaklaşmış görülüyor. 2015 Nobel Kimya Ödüllü Prof. Aziz Sancar, 1970’li yıllarda Türkiye’de aldığım üniversite eğitimi beni Nobel almaya hazırladı demiştir. Ülkemiz yükseköğretimi tekrar nitelikli yükseköğretim sistemine ve özerkliğe kavuşması şart.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-size: 12pt;"><strong><span style="font-family: Times New Roman;">Türkiye’nin sorunları özerk üniversite ortamında üretilecek proje ve fikirler ile aşılır<u></u><u></u></span></strong></span></div>
<div style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-size: 12pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">Türkiye'de uzun zamandır bir bir iç ve dış tehdit olgusu yaşadığı için, sorunun kaynağı üniversite ve gençliği gösterilerek üniversitelerin kontrol altına alınması ile başlayan YÖK oluşumu ve benzer anlayışın halen devem ediyor olması üniversiteleri helen korkulan bir güç olarak görülmesine neden oluyor. Üniversiteleri özgürce bilgi üretmeyen hiçbir ülke karşılaştığı sorunların üstesinden gelemeyeceği bilimsel gerçeklerdendir. Türkiye’nin yaşadığı devasa sorunlarını çözmesi mevcut anlayışla değil, paradigmasını değiştirmiş, özgürlükçü ve özgür bilgi üretimi ile daha kolay aşacağını düşünüyorum.<u></u><u></u></span></span></div>
<div style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-size: 12pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">Türkiye’nin 21.yy da dünyada hak ettiği yeri alması için bilim ve üniversitelerin özgürlüklerden yana olması için mutlaka özerk kuruluşlar olarak varlıklarını devam etmesine kapı aralanmalıdır. Merkez Bankasının özerkliğini kabul eden devletimiz, doğası gereği üniversite özerkliğini hayli hayli kabul etmelidir diye düşünürüm. Özerk kuruluşlar üzerinden yeni gelişen nesiller ancak özgürlüğü daha rahat ifade edilirler. Üniversitelerin artık üst yönetimlerinin tepeden sübjektif olarak atanmak yerine, bilimsel liyakate uygun, üniversite dinamikleri içinden belirli bir süreliğine bir defa olacak şekilde selekte edilerek belirlenmesi ve hemen atanması en uygun çıkış yolu olarak görülüyor.<u></u><u></u></span></span></div>
<div style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Türkiye Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet toptan batmamış ve halen bazı kurumlar ayakta. Bazı üniversiteler halen sorumluklarını yerine getirmeye çabalıyor. Türkiye 70 milyon nüfusu olan dünyanın 20. büyük ekonomisine sahip bir ülke. Ülkemizde kamunun dışında ciddi dinamik ve girişimci bir kesimin olduğu aşikâr. Kamu üniversiteleri ve araştırama geliştirme kurmaları içinde yürütülen bütün çabalarda yine oradaki diri dinamik araştırıcıların çabaları ile yürütülmektedir. Ancak görebildiği kadarı ile insanların hevesleri artık azalmış ve rutin sorumlulukları olan ders verme, bir iki öğrenci tezleri ile uğraşmanın ötesinde sürükleyici, dönüştürücü istekleri kaybolma noktasındadır.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">YÖK’ün Üniversite yönetim anlayışı ile Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmediği 33 yıllık pratik ile anlaşılmıştır.<u></u><u></u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Sonuç olarak bugün üniversiteler toplumun en çok eleştiri aldığı kurumların başında geliyor. Üniversitelerin üretkenliği düşük olduğu gibi akademik kadroların motivasyonu ve heyecanı da kaybolmuş durumdadır. </span><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Son 30 yıldır öğrendiklerim, binlerce insandan aldığım bilgiler ve somut ölçülebilir veriler ülkemiz bilimsel üretkenliğinin sayısal büyüklüğüne yakışır ölçüde olmadığı izlenimini veriyor. Ülkemiz bilim ve akademik hayatı günden güne üretkenliğini kaybetmektedir. Üretkenliği sağlayan potansiyel yetişmiş insan faktörüne bağlıdır. Maalesef üniversitelerde yaşanan liyakate bağlı olmayan yapılanma ve kadrolaşma, üniversiteleri ilerletemez durma getirmiştir.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">En kötüsü bilim çevrelerinde ciddi bir yılgınlık ve yorgunluk var. Sanki üzerine ölü toprak serpilmiş gibi kimisi çok zorunlu değilse kendinden beklenenin ötesinde bir çabanın içine girmek istemediği izlenimi oluşmaya başlamış gibime geliyor. Çoğu akademisyen bilimsel haz yerine kendilerini gerçekleştirme ortamı olarak idareciliğe/yöneticiliğe yönelmesi giderek yaygınlaşıyor.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Öneri</span></b><b><span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><u></u><u></u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">ACİLEN üniversiteler ve diğer </span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">bilim kuruluşlarının (TÜBİTAK, TÜBA) <span style="color: black;">özerkliğe kavuşturulmalı ve üzerlerinde otoritelerin etkisinden uzak olmalı ki özgürce iş yapabilsinler. Geçmişte çok sayıda rektör arkadaşımızın ”ne yapacağımızı bilemez durumdayız” diye serzenişte bulunduğunu hatırlıyorum. </span>Üniversiteler hızla özerk olmalı ve kendine ve topluma karşı sorumluluk oluşturmalıdır.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Ülkenin siyaset üstü bir bilim politikasının oluşturması ve izlenmesi gerekiyor. Bütçeden GSMH’nin % 2.5- 3 kadarı bilime ve araştırmaya ayrılmalı.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Üniversitelerin kaliteli eğitim sitemine hızla dönmesi, öğretim üyesi yetiştirmede daha etkili yol ve yöntemler oluşturmalı ve çağın gereklerine uygun bir yükseköğretim yapılanmasına acilen geçiş yapılması gerekiyor.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu sorunlar ancak bilimin üreteceği bilgi ve yol göstericiliği ile aşılacaktır. Bunun için temel şart özerk üniversite ve araştırma kurmalarıdır.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Bu bağlamda YÖK artık Türkiye’nin sorunlarının çözümüne katkıda bulunacak ortamı ve motivasyonu sağlayamadığı için değişimi/veya köklü reform şart.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-51060188529638548682015-10-14T14:46:00.000+03:002015-11-07T21:52:28.170+03:0019. YÜZYILDA YABANCILARIN GÖZÜYLE OSMANLI EĞİTİMİ<div style="text-align: justify;">
<b>Cengiz Poyraz, İstanbul Üniversitesi</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Fatih Öztop, Selçuk Üniversitesi</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Özet</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
19. yüzyıl, Osmanlı Devleti’nin reform hareketlerini gerçekleştirmeye çalıştığı bir asır olduğu gibi; aynı zamanda, kimi Avrupa devletlerinin de sanayi devrimini gerçekleştirdiği bir dönem olmuştur. Hammadde ihtiyaçlarının artması, başta İngiltere ve Fransa olmak üzere, sanayi devrimini yaşayan devletleri yeni kaynaklar aramaya itmiştir. Bu dönemde, pek çok seyyah, tüccar ve devlet görevlileri Anadolu’ya gelerek, sosyal, siyasal, ekonomik, sistemsel konularda detaylı raporlar veya rapor tarzında seyahatnameler hazırlayarak, bağlı oldukları hükümetlere sunmuşlardır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Osmanlı Devleti’nin hemen her konuda incelendiği bu eserlerde, eğitim sistemi de mercek altına alınmıştır. Avrupalı yazarlara göre, büyük bir saygı gören “hoca (khodja)”ların gösterdiği dersler, Kuran öğretileriyle şekillenmekte ve hocaların muhafazakâr tutumları nedeniyle de bir dogmatizm yaşanmaktaydı. Peki, bu dogmatizmin onlara göre boyutu neydi ve reform hareketleri, eğitim sisteminin modernleşmesine katkı sağlamış mıydı? Kurumların işlerliği ne derecedeydi? Bu çalışmada yabancıların yukarıdaki sorulara sundukları raporlar aracılığı ile verdiği cevaplar irdelenecektir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kaynak taraması modelinde yürütülen araştırma kapsamında, bu raporlar ve seyahatnameler ışığında, 19. yüzyılda Anadolu’da bulunmuş olan yabancıların, Türk eğitim sistemi hakkında neler düşündükleri ve neler yazdıkları incelenecek ve raporlaştırılacaktır. Araştırmanın bulguları doğrultusunda araştırma ve araştırmacılara yönelik öneriler sunulacaktır.</div>
<br />
<a href="https://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=1&cad=rja&uact=8&ved=0CBsQFjAAahUKEwiwnqeD_f7IAhVJkywKHePpB54&url=http%3A%2F%2Fwww.jret.org%2FFileUpload%2Fks281142%2FFile%2F33a.cengiz_poyraz.pdf&usg=AFQjCNF_cXR1f7plqacf80yKPchbHoG65A&sig2=jCZb9Jkqsh6YecYNFzlMUg" target="_blank"><b>Tam Metin</b></a>Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-20861618869271776612015-09-14T14:38:00.000+03:002015-11-07T21:39:43.528+03:00On Sekizinci Yüzyıl Şam’ına Dair Bazı Gözlemler<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Selda GÜNER, Hacettepe Üniversitesi</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<h3 class="r" style="background-color: white; color: #222222; font-size: 18px; margin: 0px; overflow: hidden; padding: 0px; text-overflow: ellipsis; white-space: nowrap;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Öz</span></h3>
<div style="text-align: left;">
<span style="text-align: justify;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">On sekizinci yüzyıl Osmanlı sistemi üzerine yapılacak bir okuma, Osmanlı “Altın Çağ”ının bozulmasından ziyade “Klasik Çağ”ın “değişim” ve “dönüşüm”üne dayandırılmalıdır. Ayrıca, bu değişim/dönüşümün, Şam’a yansımaları önemli bir meseledir. On sekizinci yüzyıla değin klasik Osmanlı düzeninin değişim/dönüşümü, merkezden atanan vâlilerin yerini alan yerel hükümdarların, ayânın (Azımzâde) yükselişine sebep olmuştur. Şam’da bu adem-i merkezîleşme sürecine, bir de nüfuz mücadelesi içinde olan yerliyye ve kapıkulu çatışması eşlik etmiştir. Kahire, Halep ve Musul gibi başka Osmanlı şehirlerinde de yaşanan değişime paralel olarak, Şam’daki yeniçeriler de toplumun iktisadî ve sosyal yapısının önemli bir parçası haline gelmiştir. Çoğu Şam ve çevresinden toplanan yeniçeriler, ticaretle uğraşmaları sebebiyle şehirli nüfusla iç içeydiler. Bu yeniçeri grubuna Şamlılar yerliyye demiştir. Ancak İstanbul’dan Şam’daki yerliyyenin alternatifi olarak kapıkulu birlikleri gönderilmiş, böylece şehrin on sekizinci yüzyılına damgasını vuracak olan yerliyye ve kapıkulu ikiliği yaratılmıştır.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Şam, her şeyden önce bir Ortaçağ Arap şehrinin kimi tipik özelliklerini taşır. Ancak diğer Arap şehirleri gibi Şam da, Osmanlı Türk fatihlerin başkentinden idare edilmekte ve Paşa Sancağı statüsüyle Biladü’ş-Şam (Suriye)’a idari merkezlik yapmaktadır. Diğer yandan, hac güzergâhının mühim bir noktası olması itibarıyla da sabit bir avantajı paylaşmaktadır. Bu özelliklerin Osmanlı yönetimi boyunca kentin idaresi ve Şamlıların hayat tarzlarında birinci derecede etkili olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla on sekizinci yüzyılda Osmanlı Şam’ının bir fotoğrafını çekecek olsaydık şüphesiz kentin siluetinde hâkim olan İslâm mimarî unsurları ön plana çıkacak ve sokaklarında, çarşısında çokluk Arapça lakırdılar işitilecek, Osmanlı-Türk beyler, lisanlarından başka, konak, silah, kıyafet gibi kudretin temsilleriyle ayırt edilecekti. Diğer yandan Osmanlılar sadece idareci vasıflarıyla değil aynı zamanda, gündelik hayatta birçok eserin bânisi olarak da Osmanlı kimliğini kente taşımışlardı. Şam, ne sınır boylarında, ne de merkezin yakınında bir kentti. Müslümanlar için önemli olan hac yolu üzerinde bulunmasının dışında, genel hatlarıyla tipik bir Osmanlı sancağı. Şam bu özellikleriyle, İmparatorluğun Arapça konuşulan kentlerinden önemli bir farklılık sergilememektedir. Ancak Şam, Osmanlı hâkimiyeti boyunca her ne kadar Canberdi El-Gazali’nin sadakatsizliğinin cezasını Haleb’in gölgesinde kalarak çekmiş olsa da, Emevi Camii’nin Antikite’den kalma sütunları dibinde ders yapan ulemanın farklı coğrafyalardan eğitim için gelen öğrencilerine, kutsal topraklara giderken veya dönerken şehirde konaklayan hüccacın alışverişine ve Barada nehrinin suladığı vadiler gibi kendine mahsus özelliklere sahipti.</span></div>
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><b>Tam Metin:</b></span><br />
<a href="http://www.edebiyatdergisi.hacettepe.edu.tr/index.php/EFD/article/view/646/468"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">http://www.edebiyatdergisi.hacettepe.edu.tr/index.php/EFD/article/view/646/468</span></a><br />
<br />
<br />Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-73672259704754065192015-08-24T14:48:00.000+03:002015-09-04T22:58:52.996+03:00Komşu Kapısı<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.25pt; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 12pt;"><span style="color: windowtext;">Galip ÇAĞ</span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.25pt; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<a href="http://www.yagmurdergisi.com.tr/archives/konu/komsu-kapisi-temmuz-2015" target="_blank"><span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 12pt;">Yağmur Dergisi - </span><span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 12pt; line-height: 14.25pt;">Temmuz 2015</span></a></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.25pt; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<br />
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Sonbaharın en gri günlerinden birinde bu işe kalkıştım. Uzun süredir ertelediğim hâlde yine de isteksizce geldim babamdan kalan bu eski eve. Müteahhitin son günlerdeki aramalarından bunalmıştım. Dediğine göre uzun süredir kullanmadığımız eski evimizin yerine büyük bir apartman dikmek mümkündü. Açıkçası hiç uğraşmak istemiyordum ama en azından bir gidip göreyim, diye geldim buraya kadar...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Neredeyse 20 senedir doğru dürüst gelmiyordum buralara. İstanbul ile Adapazarı arası pek uzak değil ama iş güç derken ancak bayramdan bayrama düşüyordu yolum. Babamlar yanıma geldiğinden beri artık o kadarı bile hayal olmuştu.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Evin önüne geldiğimde önce giremedim bahçesine... Sıvaları iyice dökülmüş, pencere doğramaları çürümüş, âdeta yaşlanmıştı tek katlı küçük ev. Eski usul yapılmış pencerelerin kenarlarına ben küçükken düşmeyeyim diye çakılan tahtaların çivileri hâlen duruyordu. Şaşırdım. Babam bunu anlatırken inanmamıştım nedense. Aslında o zamanlara ait anlatılan birçok hadiseye o kadar yabancıydım ki... O kadar az şey hatırlıyordum ki çocukluğuma dair.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Üç dört yaşlarındayım. O zamanlar evimiz böyle metruk değil, bakımlı ve güzel bir bahçe içinde. Her renkten gülün açtığı bir bahçe... Annemlerin her yaz bu güllerden yaptığı gül suları ve reçellerin evi saran o naif kokusu geldi birden burnuma. O yaşlarda gözüme devasa görünen bahçemizin şimdi fark ettiğim mütevazı hâlini düşününce ister istemez bir tebessüm düştü dudaklarıma...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Girişteki beş-altı basamaklı merdivene ulaşıyorum şimdi. Eski Osmanlı evlerinin cumbalarını kuşatan mahremiyet simgesi ahşap bir kafes ile kapatılan bu merdiven, evin tek girişini oluşturuyordu. Ya da ben bugüne kadar öyle zannediyordum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Büyük ve ahşap bir kapıdan giriliyordu eve. Kocaman bir kapı tokmağı, kocaman bir kilit ve kocaman bir anahtar... Bu anahtar o kadar büyüktü ki öyle paspas altına falan konulamadığı için annem onu girişte bulunan bodrum kapısının iç kısmına asardı.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Evimize ilk girdiğinizde eskilerin sofa diye tabir ettiği bir boşlukta bulurdunuz kendinizi. Babam genelde bisikletini burada bırakır, ayakkabılarını burada çıkarır ve şimdilerde salon olarak kullanılan alanı karşılayan evimizin ilk kısmına geçerdi. Benim de hatırlayabildiğim kadarı ile çocukluğum hep burada geçti. Hemen hemen tüm oyunlarımı burada oynadım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Evimizin tüm odaları işte bu salona açılırdı. Burası âdeta bir toplanma alanı gibiydi. Yazın serindi, kışın da sobanın kurulması ile evin en sıcak yeri. Zaten evdeki diğer odalar neden vardı, o çocuk aklımla anlayamazdım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Dört yaşlarındayım. Annem yok evde. Benden bir yaş büyük ablam uyuyor. Yüzüm sokak kapısına dönük, oyuncaklarımla meşgulüm. Arkamdan gelen bir sesle irkiliyorum. Ses mutfaktan geliyor. Korkuyorum ama çocukça bir tavırla ilerliyorum mutfağa. Kapı deliğinden bakıyorum, içeri girmeye cesaretim yok. Gördüklerim rahatlatıyor beni. Arka evde oturan komşumuz Naciye Teyze içerideki. Girmiyorum mutfağa ve dönüyorum oyunuma, diğer yandan da düşünüyorum. "Ben evin tek girişinin hemen önünde otururken Naciye Teyze içeriye nasıl girdi ki?" Garip ama durmuyorum üzerinde.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Bu, başka anıları tetikliyor. Sanırım beş yaşındayım. Yine aynı yerdeyim, bu kez babamın bisikletinin dişlilerine nasıl olduysa parmağımı kaptırmışım. Elim kanıyor. Annem telaşlı. Evde kimse yok. Arka evdeki Naciye Teyze?ye sesleniyor. Biz kapı önündeyiz ama Naciye Teyze mutfaktan çıkageliyor. Bir yandan elim kanıyor diğer yandan kafam karışıyor. Naciye Teyze nerden giriyor ki bu eve?<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Beş yaşındayım, taşınıyoruz. Bir at arabasının hiç güven vermeyen konforunda düzensiz bir sarsıntı ile uzaklaşıyoruz evimizden, annem ağlıyor. Hâlbuki sonradan taşındığımız ev çok daha konforlu diye geçiriyorum içimden ve burada kesiliyor bu eve dair görüntüler.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Şimdi otuzlu yaşlardayım ve yıkıp yenisini yaptırmak için geldiğim o eski evimizin eskiden bana devasa görünen ama aslında küçücük olan bahçesindeyim. Gördüğüm her nesne bir paslı kilidi açıyor zihnimin yıllardır açılmayan kapılarında. Ne de olsa beş yaşında ayrılmıştım buradan. Sadece sıklıkla vakit geçirdiğim sokağı hatırlıyorum. Bahçe bana yasak o yaşlarda, çünkü sürekli bir şeyler ekiliyor şuncacık yere: domates, biber, mısır... Ama artık bahçe bana serbest. Arka bahçeye geçiyorum. Metruk, bakımsız, çatlak toprak teniyle eski bahçemizin her köşesinde bir anı gömülü sanki. Kazıp çıkarmak isteği yok toprağın altında kalanları, ancak üzerindekileri görmemek de mümkün değil.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Bahçenin hemen her köşesini adım adım geziyorum. Her şeyi hatırlıyorum gördükçe. Bahçedeki incir ağacını, eski tulumbayı, Naciye Teyzelerin evi ile bizim evi ayıran duvarı... Şimdi bu duvarın dibine, yakın zamanda eskiyen çatının yıkılmasını engellemek için sökülen kiremitler dizilmiş. Duvar pek gözükmüyor. Ama bir saniye! Naciye Teyzelerin duvarında sonradan kapatıldığı belli olan bir giriş var. "Allah Allah" der gibi sallıyorum kafamı kendi kendime. İnceliyorum dikkatlice, evet evet bu bir kapı. Daha önce fark etmediğim bir giriş. Garip. Biz taşındıktan sonra yapıldı herhâlde diye geçiriyorum içimden. Ya da sürekli ekili olan bahçemizdeki mısırların arasından bu kapı göze çarpmıyordu. Kaldı ki beş yaşına kadar bu bahçeye geçişim sayılı. Gördüysem bile hatırlamamam normal diyorum kendi kendime.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Üzerinde çok durmadan evimizin arka kısmına dönüyorum yüzümü. Garip, mutfak camının hemen altında da bir giriş var. O da derme çatma bir usulle kapatılmış. İyice yaklaşıyorum, dokunuyorum hatta. Evet, bu da bir giriş... İyice meraklanıyorum. Acaba bunu da bizim eski kiracılar mı yapmıştı, bahçeye rahat çıkabilmek için? Sonra mutfağı hatırlıyorum hayal meyal. Ninem vaktinin büyük kısmını burada geçirir, babamın yaptığı sedirde sabahtan akşama kadar sessizce çektiği tespihinin hafif şakırtısıyla birlikte bir şeyler mırıldanırdı. Ninemin bu hâli hep garibime giderdi. Ama bir şey de soramazdık, zira çok konuşmazdı. Hep çileli, sıkıntılı bir yüzü vardı. Ne ablam ne de ben sevmezdik mutfakta olmayı bu yüzden. Ama duvardaki geyik motifli halıyı hiç unutmam, çünkü o geyik beni ürkütürdü, annem "Yemeğini çabuk ye, yoksa seni o geyiğe veririm." derdi, korkardım. Komik...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">- Hayırdır evlat?<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Belli etmemeye çalışsam da irkilmemi saklayamayarak döndüm. Yan komşumuz Fahrettin Amcaydı seslenen. Aman Allah?ım, ne kadar yaşlanmış! Tabi ya, yirmi senedir hiç görmemiştim. İlk anda onun da beni tanımadığını düşündüm.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">- Hayır, hayır, Fahrettin Amca, bakınıyorum öyle, nasılsın, ne var ne yok? Tanıdın mı beni? Elektrikçi Macit?in oğlu ben.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Bunları söylerken kulaklarının artık iyi duymadığını düşündüğümden bağırmış olmalıyım ki Fahrettin Amca eski aksiliği ile tersliyor önce:<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">- Bağırma, sağır değilim!<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Bunu söylüyor ve bekle der gibi bir işaret yaptıktan sonra kendi bahçesinden bizim evin bahçesine doğru yavaşça yürüyor. Birkaç dakika sonra yanıma geliyor. Konuşmuyoruz bir süre. Sonra yeni fark ettiğim Naciye Teyzelerin duvarındaki kapıya doğru ilerliyor. Dokunuyor sonradan örülen tuğlalara. Bana doğru dönmeden:<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">- Hatırlamazsın sen bu kapıyı, diye söyleniyor kendi kendine.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Şaşırmıştım çünkü gerçekten de hatırlamıyordum bu kapıyı.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">- Yaaa, bu kapılar ne zamandan beri var Fahrettin Amca, diyorum, O önce bir iç çekiyor, ellerini artık bükülmüş belinde birleştiriyor ve başlıyor anlatmaya:<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">- Bu kapılar elli senedir burada evladım, tam elli senedir... Dedenlerle Makedonya?dan geldiğimiz ilk zamanlarda hemen ev yapamadık bütün ailelere. Bir ev yaptık, beş aile burada oturduk. Sonra ona bitişik bir ev yaptık. Ailelerden biri buraya ayrıldı. Sonra onları diğerleri izledi. Böyle böyle herkes ev sahibi oldu. Ama birbirimizden hiç kopamadık. Bitişiğe ev yapan herkes diğer evin bahçesine bir kapı açtı. Böylece herkesin evi herkese açık oldu. Sonra bu kapılara komşu kapısı demeye başladık. Bazen bir mahalleden başka bir tanesine sokağa hiç çıkmadan gidebiliyorduk. Bana bir şey lazım olduğunda o kapılardan diğer bahçelere geçip alabiliyorduk. Çünkü herkes birbirini tanıyordu, çünkü herkes birbirine güveniyordu. Sonra büyüdük. Kalabalıklaştık. Bu kapılar yavaş yavaş kapanmaya başladı. Çok kişi hatırlamaz bile!<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Sustum, bir şey söyleyemedim. Sadece kapılara baktım. Kapılara örülen tuğlalara bir kez daha dokundum. Bu tuğlaların kalplere örüldüğünü düşündüm. Sonra zamanın bizlere neleri unutturduğunu fark ettim. Üzüldüm, hüzünlendim. Bu evi yıkacağımı düşündüm. Buraya gelirken yaptıracağım evi planladım kafamda. Şimdi anlamsız bir suçluluk hissi dolmuştu gönlüme. Bir evden fazlasını yıkacakmışım gibi hissettim.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<br /></div>
<br />
<div style="margin: 0in 0in 0.0001pt;">
<span style="font-family: Cambria, serif; font-size: 11pt;">Fahrettin Amca ile vedalaşıp evin o eski demir kapısından çıktım, yine zorlukla kapatabildim paslı kapıyı. Çocukluğumun geçtiği sokağın sonuna ancak gelebilmiştim ki birden bire durdum. Kafamı hafifçe sağa sola sallayıp güldüm. Çünkü Naciye Teyze?nin çocukluğumda ben görmeden mutfağa nasıl geçebildiğinin sırını da çözmüştüm. Bir de duvardaki geyikli halıyı. Meğerse o geyik nasıl bir muhabbet kapısının bekçisiymiş de biz fark edememişiz.</span></div>
</div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-22792665578880175352015-07-15T13:07:00.000+03:002015-09-01T13:07:37.019+03:00Yeryüzünün Renkleri (XL)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYy3dr_ZjKuCg8zL_gnAJYOz_Qt_hqTzIA9Ryy-egJ_EGFDExPrC1Oq2k6jhSzcwdYw03a_URmAZz6yeD1Vv2iErH7n0S3HLtOY6wCnEvA6t0gBi4riIiYIdezqse8R7W3B7kR8Q/s1600/IMG_20150701_124225.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYy3dr_ZjKuCg8zL_gnAJYOz_Qt_hqTzIA9Ryy-egJ_EGFDExPrC1Oq2k6jhSzcwdYw03a_URmAZz6yeD1Vv2iErH7n0S3HLtOY6wCnEvA6t0gBi4riIiYIdezqse8R7W3B7kR8Q/s320/IMG_20150701_124225.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFsAaipZTbt7RnB58iUfomr6UseUXHoxnTWY3ZiLHNKcAS6yYzPSCPhEirm3OclI3pbDRCCKgviECOryCk-r0GicekkgeOEvpaTsKdq5mOs2na4ZOLaDZI-DlQPlkvRuFfS2zObg/s1600/IMG_20150704_163322.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFsAaipZTbt7RnB58iUfomr6UseUXHoxnTWY3ZiLHNKcAS6yYzPSCPhEirm3OclI3pbDRCCKgviECOryCk-r0GicekkgeOEvpaTsKdq5mOs2na4ZOLaDZI-DlQPlkvRuFfS2zObg/s320/IMG_20150704_163322.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwDLvgDZup19zbEAuvZpsja57dLetC50gafjZdkDg7Q_RK-enOPacVIcc_Ol-l9kDwdAW0hnlbE8pn35opbI7JXsbTPX2LZ1Mjira0KP8htQHOnf8lPkem64Rkxs9bXGfl2N3xnw/s1600/IMG_20150708_142253.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwDLvgDZup19zbEAuvZpsja57dLetC50gafjZdkDg7Q_RK-enOPacVIcc_Ol-l9kDwdAW0hnlbE8pn35opbI7JXsbTPX2LZ1Mjira0KP8htQHOnf8lPkem64Rkxs9bXGfl2N3xnw/s320/IMG_20150708_142253.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpCh4oG-yW-s3xivgYc0Yj6rAk5rxnAzNRxdTSRKFFca912tWHqRYjfmdDZlraUQhc2GZiE96s6rUBzMlImBL4s-tqC1C_QRwynwcOLlcyW1UGESVFMouP96pIACIuax77sGxOnw/s1600/IMG_20150708_180645.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpCh4oG-yW-s3xivgYc0Yj6rAk5rxnAzNRxdTSRKFFca912tWHqRYjfmdDZlraUQhc2GZiE96s6rUBzMlImBL4s-tqC1C_QRwynwcOLlcyW1UGESVFMouP96pIACIuax77sGxOnw/s320/IMG_20150708_180645.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTcSaX3Fe8EQCW8CwBFVDc8dPNDyFpwtVXVfypauUfn_RmBiQTuUef8V9K_cnjg8HdKWVLMwUFriQ4veUjn6qpt4OhnDBnXXYkK6iv4zVvyO-ARKroH0mb6OAhoZlaGDcV-XXZGA/s1600/IMG_20150710_111348.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTcSaX3Fe8EQCW8CwBFVDc8dPNDyFpwtVXVfypauUfn_RmBiQTuUef8V9K_cnjg8HdKWVLMwUFriQ4veUjn6qpt4OhnDBnXXYkK6iv4zVvyO-ARKroH0mb6OAhoZlaGDcV-XXZGA/s320/IMG_20150710_111348.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhirbBrHSSgQtzbgOU5X4qDG678mHBvbcZC-e1brFf4L9FKzER_NlS8jOUsqRtJ6ScfCGXRur8zJ5291qvwwDduhMwmZ22ukxYTPnjbavsJ6bQJdCbGkg7nBB1fkAUt8KeLFxrZFA/s1600/IMG_20150710_175120.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhirbBrHSSgQtzbgOU5X4qDG678mHBvbcZC-e1brFf4L9FKzER_NlS8jOUsqRtJ6ScfCGXRur8zJ5291qvwwDduhMwmZ22ukxYTPnjbavsJ6bQJdCbGkg7nBB1fkAUt8KeLFxrZFA/s320/IMG_20150710_175120.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuUe3umRWsiXRcdlGKum8_XTxQvzheYqrZBRXvueEbtbaPs7yvz1LJOMLgTcbd88inzJMKDTjSWGd4rf118QhyphenhyphenHz00BuLRNs-Qbg80O4b0dMFlQk-wGXPkI3DsJmfZzsjRbfnMDg/s1600/IMG_20150629_173256.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuUe3umRWsiXRcdlGKum8_XTxQvzheYqrZBRXvueEbtbaPs7yvz1LJOMLgTcbd88inzJMKDTjSWGd4rf118QhyphenhyphenHz00BuLRNs-Qbg80O4b0dMFlQk-wGXPkI3DsJmfZzsjRbfnMDg/s320/IMG_20150629_173256.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVBSe-d8KqUPiY805_lDUsJMqF2dDSEW3eOP_tVqH9mrm9JCXYFtQoLaxbPkjWG5wRFqkx7GBJdOFI-RNbij7u1K3tq-IfPvVH7V8Jgfivj4LvDDJInJtKC_bGGYBW3PyZKNSqWA/s1600/IMG_20150706_193353.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVBSe-d8KqUPiY805_lDUsJMqF2dDSEW3eOP_tVqH9mrm9JCXYFtQoLaxbPkjWG5wRFqkx7GBJdOFI-RNbij7u1K3tq-IfPvVH7V8Jgfivj4LvDDJInJtKC_bGGYBW3PyZKNSqWA/s320/IMG_20150706_193353.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5C99l5UtlW9uGtUMwr_TiHf-fMW2vwoXmar7MKrYuSDXYcM258d66T8vhSXZjlkFT7nWxs7RlgDhy1o3A6_llpLwUA0SEmAQfcCFG70Alnq_AcgoSpanpazp0R7bgdG0K0TkWXQ/s1600/IMG_20150701_123911.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5C99l5UtlW9uGtUMwr_TiHf-fMW2vwoXmar7MKrYuSDXYcM258d66T8vhSXZjlkFT7nWxs7RlgDhy1o3A6_llpLwUA0SEmAQfcCFG70Alnq_AcgoSpanpazp0R7bgdG0K0TkWXQ/s320/IMG_20150701_123911.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjd57-HI7dhimKDEQlpMKz4g9YPITtghTaBEoFr-7XUbCJ39Vw0UxI875H-Xjvz8au5KMRW4XS6pXDiLk711ypZ8VPeYGyB8zifj6WosKEL0ZF-S8eLALtV0J5f4oxVYyilYrfoag/s1600/IMG_20150706_193423.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjd57-HI7dhimKDEQlpMKz4g9YPITtghTaBEoFr-7XUbCJ39Vw0UxI875H-Xjvz8au5KMRW4XS6pXDiLk711ypZ8VPeYGyB8zifj6WosKEL0ZF-S8eLALtV0J5f4oxVYyilYrfoag/s320/IMG_20150706_193423.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyB-6-4kE1TfPPRs1Ml6bdcrro3s-GmfW04qcpGiKeRtDq8wags7mtodTHXZhgSSeazaRhdwt8ICbL26dx6eYqSh0xhN6ea4Q4pHp7gN538mW-ELGVJQHVY9-RmaYsPlnDc8FSAA/s1600/IMG_20150707_112955.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyB-6-4kE1TfPPRs1Ml6bdcrro3s-GmfW04qcpGiKeRtDq8wags7mtodTHXZhgSSeazaRhdwt8ICbL26dx6eYqSh0xhN6ea4Q4pHp7gN538mW-ELGVJQHVY9-RmaYsPlnDc8FSAA/s320/IMG_20150707_112955.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcYMh1Ne2AtP4VrYUGHhWhRBOy62vaezW01Q0smlGGFjnuXQG8NhlWfa8oy90IPkurzel-F_W3xINqJfEETMER2be_Yi3rkV8B7zi9aGYNLbJcNH7HzVNr_YFujF6NXv6uczk-CQ/s1600/IMG_20150708_143441.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcYMh1Ne2AtP4VrYUGHhWhRBOy62vaezW01Q0smlGGFjnuXQG8NhlWfa8oy90IPkurzel-F_W3xINqJfEETMER2be_Yi3rkV8B7zi9aGYNLbJcNH7HzVNr_YFujF6NXv6uczk-CQ/s320/IMG_20150708_143441.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEik9P6JXNMNHJqxyjciC8CowjIaCvb-k-Q_8EAwYxu-5cSSeIVbwwDgvrr9RSQCTzKiRE5OumusDNJKlYGMNvitkDAQD6yl42xFmfMnqONYTPVVH3F6kbbx0N2hYnFtoo_llNyg2A/s1600/IMG_20150629_173756.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEik9P6JXNMNHJqxyjciC8CowjIaCvb-k-Q_8EAwYxu-5cSSeIVbwwDgvrr9RSQCTzKiRE5OumusDNJKlYGMNvitkDAQD6yl42xFmfMnqONYTPVVH3F6kbbx0N2hYnFtoo_llNyg2A/s320/IMG_20150629_173756.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2pWQCwul-4xK7iT-zQdHmhLRRKCOHBEbhMTr1O37byTg22jvo_P_7LD6O_Z8gOacBs1fPrxEUhYZAh9LZYoxwdXfRCsaBib7rnLX5Ovdf8fPUNXjgIhikybe__FEWzmMbNJoR5w/s1600/IMG_20150707_235248.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2pWQCwul-4xK7iT-zQdHmhLRRKCOHBEbhMTr1O37byTg22jvo_P_7LD6O_Z8gOacBs1fPrxEUhYZAh9LZYoxwdXfRCsaBib7rnLX5Ovdf8fPUNXjgIhikybe__FEWzmMbNJoR5w/s320/IMG_20150707_235248.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnGOaB4PAM_Qg_SMB7hBnoAqxZ0CkuoIAfqKip4jIdotm3olbxXl0CzFGov25zZ61QBaQLSUxKC7gWqHLptFdtt8rEP4rHwrtn9pqZxrcB8f7FMOWyiEktLwf_fpXGTt101dMShw/s1600/IMG_20150707_112817.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnGOaB4PAM_Qg_SMB7hBnoAqxZ0CkuoIAfqKip4jIdotm3olbxXl0CzFGov25zZ61QBaQLSUxKC7gWqHLptFdtt8rEP4rHwrtn9pqZxrcB8f7FMOWyiEktLwf_fpXGTt101dMShw/s320/IMG_20150707_112817.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9XAJrAGmgFM3k_52q9rV5IKs7p10JOja6U7DWF1k5Vv5Yi5zbggOEpYI-Ax_u4MDJeD3Z4NI8O12V5Gr2K00hjPxz9syy827ly8U_Kul5kehhQo3WVawj4izNpzoz0J1Xpms5vw/s1600/IMG_20150707_113024.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9XAJrAGmgFM3k_52q9rV5IKs7p10JOja6U7DWF1k5Vv5Yi5zbggOEpYI-Ax_u4MDJeD3Z4NI8O12V5Gr2K00hjPxz9syy827ly8U_Kul5kehhQo3WVawj4izNpzoz0J1Xpms5vw/s320/IMG_20150707_113024.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFcpLzUxYnVvOHGh07b2Oq8UWO-pVPk1Y-81AWpzwIRwFI5qogTgBcKGrcVlwrYv_FWFJzxv8sicwGYnyEfgEucrtlvaIt79yprGvvg3VZgCZgqI6BARfMrVoHHsFNemkffiWzfA/s1600/IMG_20150707_235853.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFcpLzUxYnVvOHGh07b2Oq8UWO-pVPk1Y-81AWpzwIRwFI5qogTgBcKGrcVlwrYv_FWFJzxv8sicwGYnyEfgEucrtlvaIt79yprGvvg3VZgCZgqI6BARfMrVoHHsFNemkffiWzfA/s320/IMG_20150707_235853.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixDnbiDKJ4S_l5sUnU4GpSQvoBFmde-mtRu8fTWOey90IKLPEpCtrhP5DUBr2zmzgPWSF9oLFEmXGkvriWdjl84TkUSEyiJK8ropwT9whQQ8x1EZSrGsb9UaEL3JOndB34H2kQkg/s1600/IMG_20150629_174103.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixDnbiDKJ4S_l5sUnU4GpSQvoBFmde-mtRu8fTWOey90IKLPEpCtrhP5DUBr2zmzgPWSF9oLFEmXGkvriWdjl84TkUSEyiJK8ropwT9whQQ8x1EZSrGsb9UaEL3JOndB34H2kQkg/s320/IMG_20150629_174103.jpg" /></a></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-46486658718830517562015-06-15T12:57:00.000+03:002015-09-01T12:58:55.337+03:00Yeryüzünün Renkleri (XXXIX)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1qQMGteFhMe1m5AvfLU9XNrW0z-9uKtAcdCkbFikYA7zjEsbb0FtsM3S-l2swJxq73fmyvnIDU6X9zwvT9K6_473voEGHhyphenhyphenIXreZC-JtKqHZCH0y95BCI10gs4NACgZC9X9OruA/s1600/IMG_20150629_130303.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1qQMGteFhMe1m5AvfLU9XNrW0z-9uKtAcdCkbFikYA7zjEsbb0FtsM3S-l2swJxq73fmyvnIDU6X9zwvT9K6_473voEGHhyphenhyphenIXreZC-JtKqHZCH0y95BCI10gs4NACgZC9X9OruA/s320/IMG_20150629_130303.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaybp1QEjkpCvJ9ik18vqPyCea9PTelCYrpaqLDGt36-H9NUkL8zsYb6dDuqHZxVZPJb2tNt8REZ3hPiatbru4GRAKhx5bUvbCrKBcOHmcN7_ewrlQC3Vvhl1UQBj5UcKaAD0tEg/s1600/IMG_20150629_174448.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaybp1QEjkpCvJ9ik18vqPyCea9PTelCYrpaqLDGt36-H9NUkL8zsYb6dDuqHZxVZPJb2tNt8REZ3hPiatbru4GRAKhx5bUvbCrKBcOHmcN7_ewrlQC3Vvhl1UQBj5UcKaAD0tEg/s320/IMG_20150629_174448.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwDf-MiRZIpRPQ90cBXjm5VHRRshkQewMFDrPuIv5a1rquapEZkugoh07y4P7b_WwxQokmHUAYkl_SGxs9f5z8ChuDd36APeZaJPejFHKP6ljtiB1KeoztrnHsxBw-tir5iPYmjQ/s1600/IMG_20150629_130359.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwDf-MiRZIpRPQ90cBXjm5VHRRshkQewMFDrPuIv5a1rquapEZkugoh07y4P7b_WwxQokmHUAYkl_SGxs9f5z8ChuDd36APeZaJPejFHKP6ljtiB1KeoztrnHsxBw-tir5iPYmjQ/s320/IMG_20150629_130359.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgrA8siDuq5FPY7xCN7xIv2_UR0GurTsywZ9PFQIoCTlZPKuHj4jp7HtXrlckKM2y-9BxbThtedAUa2iC9WDa88lrtmpjPHvE1SA1eqTs9tp_HCiVbwFL6vI-mNfEjG6TMioh3RQ/s1600/IMG_20150710_175349.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgrA8siDuq5FPY7xCN7xIv2_UR0GurTsywZ9PFQIoCTlZPKuHj4jp7HtXrlckKM2y-9BxbThtedAUa2iC9WDa88lrtmpjPHvE1SA1eqTs9tp_HCiVbwFL6vI-mNfEjG6TMioh3RQ/s320/IMG_20150710_175349.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-Ld8Gtkbyq7YHCpTs9F1P4ugc68j0DYr-gaMAD48jeOBI-AImF78IRSQTTFIz0GN38h7d4hgVbmzirsP61e-2XJRSb0_cKuN_zr0Vx_IiE2KkcSgpjTaHFL4ycKh8ySRNqB4adA/s1600/IMG_20150709_183518.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-Ld8Gtkbyq7YHCpTs9F1P4ugc68j0DYr-gaMAD48jeOBI-AImF78IRSQTTFIz0GN38h7d4hgVbmzirsP61e-2XJRSb0_cKuN_zr0Vx_IiE2KkcSgpjTaHFL4ycKh8ySRNqB4adA/s320/IMG_20150709_183518.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCo2pUuiDmn2TN-GsdZxnvtnq1g7egG6dnnMf4Sib7zNkfi1i_seh8hG2Xy9DqcVwETuNFydJ8EebBqmSH9G3_SiYbhI4LsAmoEYGa8NpMN3Fhucek54uYhpCJJkXXX9BI8XFzhQ/s1600/IMG_20150707_112921.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCo2pUuiDmn2TN-GsdZxnvtnq1g7egG6dnnMf4Sib7zNkfi1i_seh8hG2Xy9DqcVwETuNFydJ8EebBqmSH9G3_SiYbhI4LsAmoEYGa8NpMN3Fhucek54uYhpCJJkXXX9BI8XFzhQ/s320/IMG_20150707_112921.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisIKbO9aCRW46GXorx8-Y1R8OU9AriBduzi7ZzBb2tDM1Pb7nWt8HwUaoe3qslUKzLfcBvg6bBV2BHkpuu957GdR37YziQ2vtotAY267yd3FIQcMQ8ByrO3iFSyyxw7iNTBvrDHw/s1600/IMG_20150706_193316.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisIKbO9aCRW46GXorx8-Y1R8OU9AriBduzi7ZzBb2tDM1Pb7nWt8HwUaoe3qslUKzLfcBvg6bBV2BHkpuu957GdR37YziQ2vtotAY267yd3FIQcMQ8ByrO3iFSyyxw7iNTBvrDHw/s320/IMG_20150706_193316.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuChU1n18lYzi91ZD5UCnlitthEuVMTyyJ8dtRKMU4YAondQaSf1Mb7uj_dQYeLlQZ4JoRQoYDCCf5kEAokKxXJsjc5sBHQspxUJ0OUs1K1CG9uMZE_VqE9v8zXScinVaL9Pr-SA/s1600/IMG_20150706_170250.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuChU1n18lYzi91ZD5UCnlitthEuVMTyyJ8dtRKMU4YAondQaSf1Mb7uj_dQYeLlQZ4JoRQoYDCCf5kEAokKxXJsjc5sBHQspxUJ0OUs1K1CG9uMZE_VqE9v8zXScinVaL9Pr-SA/s320/IMG_20150706_170250.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsFR2K2gTzRWptaPRw1K-uLsMP90B_mo-rrRn9n-GgV0NyRjbWGHAnGhd9-yNTxGS-wD46fW23-AVhE0pse_jSOjsiUlPYBE3JQmtKAPVmKG_ML27WkErs389Zni2YvNR2iDtMrw/s1600/IMG_20150706_170336.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsFR2K2gTzRWptaPRw1K-uLsMP90B_mo-rrRn9n-GgV0NyRjbWGHAnGhd9-yNTxGS-wD46fW23-AVhE0pse_jSOjsiUlPYBE3JQmtKAPVmKG_ML27WkErs389Zni2YvNR2iDtMrw/s320/IMG_20150706_170336.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWqxCzU1E0YIwcVstobpcwuDYvAROpcetyLDleQsbgpmQbws3Pw-c2iyLZTzpFPxECI7CSvYq2csI2ODQ5DsetVBkE86WXvwzqZ0bBRQZdhESQaqt-A0BeZNFic2uzHcrGC0VD8w/s1600/IMG_20150709_183342.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWqxCzU1E0YIwcVstobpcwuDYvAROpcetyLDleQsbgpmQbws3Pw-c2iyLZTzpFPxECI7CSvYq2csI2ODQ5DsetVBkE86WXvwzqZ0bBRQZdhESQaqt-A0BeZNFic2uzHcrGC0VD8w/s320/IMG_20150709_183342.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWkOPEblCbXvhq0n823qXS3RV5e-VHNchoAXfQqBMRGJ-9SUagpd4TE01Vk9OPwARftRx_fO9cWfWltxdOQPA9zAzQYXkaBMQaOVx3N3of7d2DxCRXpzqn_mcdythYxefzpv6trA/s1600/IMG_20150706_170153.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWkOPEblCbXvhq0n823qXS3RV5e-VHNchoAXfQqBMRGJ-9SUagpd4TE01Vk9OPwARftRx_fO9cWfWltxdOQPA9zAzQYXkaBMQaOVx3N3of7d2DxCRXpzqn_mcdythYxefzpv6trA/s320/IMG_20150706_170153.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtScKIw9Yeirt43eGD_0wFi9L-aebjpIc1lsM1ZO5TN8VZ2ClzGPYslvITL9qqqZQJ_ZzFMip9QeLSYYCPIepjEf4Iye7WS4gDDxjIhJTO1mMHLWDuj6eWAXZMraTzUBCgz7Px8A/s1600/IMG_20150710_234728.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtScKIw9Yeirt43eGD_0wFi9L-aebjpIc1lsM1ZO5TN8VZ2ClzGPYslvITL9qqqZQJ_ZzFMip9QeLSYYCPIepjEf4Iye7WS4gDDxjIhJTO1mMHLWDuj6eWAXZMraTzUBCgz7Px8A/s320/IMG_20150710_234728.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhe5zTiOXR1NMELUgopV2LOMk-pNJjvM7mZxaP5eLlqU4m5XLKBGkGIK0mmAVIjc-Ypkpp9eT_xM1AoiGO0_r1HzdAr6fJhdDFhQ05SOBgAYtLHFHQ2XBwlucjweDtzJ76aAe0aCQ/s1600/IMG_20150709_184417.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhe5zTiOXR1NMELUgopV2LOMk-pNJjvM7mZxaP5eLlqU4m5XLKBGkGIK0mmAVIjc-Ypkpp9eT_xM1AoiGO0_r1HzdAr6fJhdDFhQ05SOBgAYtLHFHQ2XBwlucjweDtzJ76aAe0aCQ/s320/IMG_20150709_184417.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlNRcumdc56Ogbh1ur0l7ZYnFpbA4vcf7CZ7ahekx95HEMaY50x7VPaenAg1Nt4O8Uq2zjJqh5ebzYklVo626WwvHozMfR7GJwqdFj5UwoHdiI8Gwn3TS3YfvaOOv_cu3TuFGv7w/s1600/IMG_20150710_175151.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlNRcumdc56Ogbh1ur0l7ZYnFpbA4vcf7CZ7ahekx95HEMaY50x7VPaenAg1Nt4O8Uq2zjJqh5ebzYklVo626WwvHozMfR7GJwqdFj5UwoHdiI8Gwn3TS3YfvaOOv_cu3TuFGv7w/s320/IMG_20150710_175151.jpg" width="320" /></a></div>
<br />Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-91868990194784625042015-05-22T14:30:00.000+03:002015-05-29T16:19:18.616+03:00Mevlana Rumi'den (IV)<div align="center">
<a href="http://photos1.blogger.com/blogger/2312/3876/1600/12.jpg"><span style="font-family: trebuchet ms;"><img alt="" border="0" src="http://photos1.blogger.com/blogger/2312/3876/400/12.jpg" style="cursor: hand; display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center;" /></span></a><span style="font-family: trebuchet ms;"><span style="color: #666666; font-size: 78%;"> </span><a href="http://photos1.blogger.com/blogger/2312/3876/1600/114809580_f373f199bc.jpg"></a><span style="color: #666666; font-size: 78%;">(© flickr.com)</span></span></div>
<div align="justify">
<span style="font-family: trebuchet ms;"><span style="color: white;"><span style="font-size: 78%;">.</span></span><span style="color: #000099;">Sen su değilsin, sen toprak değilsin. Sen bambaşka bir varlıksın. Balçıktan yaratıldın ama, balçık değilsin. Sen toprak dünyasından dışarıdasın ve aslına doğru yolculuktasın. Kalb, şu fani beden bir arktır. Can o arkda akan ab-ı hayattır. Sen bulunduğun yerde, senliğinde kaldıkça, bu ikisinden de habersizsin.<br /><br />Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki, sen cansın. Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin. Bu gizli, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki, aradığın ancak sensin sen.<br /><br />Ab-ı hayat, bizdeki ilahi emanet, su ve topraktan yaratılmış olan şu balçık ten içinde gizlenmiştir. Bu yüzden görünmemektedir. Nefis de, gönlün kapısına mühür vurmuştur, sevgiyi hapsetmiştir. Sen o mührü kopar ve sevgiyi kurtar. Kimden korkuyorsun? Kimden utanıyorsun? Sen, böylece gönlünü kurtar, onun görünmeyen yoluna düş, gerçek sevgiyi bul.<br /><br />Ben, kendini bilen ve gönlünü her zaman yanlıştan kurtaran kimsenin kuluyum, kölesiyim. Onlar, kendi zatlarından, kendi sıfatlarından bir kitap meydana getirirler de, o kitabın fihristisinin adını “Ene-l Hak” koyarlar.<br /><br />Bensiz, bizsiz olduğu halde hoş olanın, benlikten kurtulduğu için mutlu olanın kulu, kölesiyim. Şikayet etmeden, kimseye yük olmadan, kendi acıları ile başbaşa kalarak, yalnızlıktan hoşlanan kişinin gamı ile arkadaşım.<br /><br />Herhangi bir kimsede, gizli bir aşk derdi yoksa, o yaşıyormuş gibi görünse de, onun gönlü ve canı yoktur. O adeta, gezen, dolasan bir ölüdür. Eğer aklin varsa, git de Hak’tan dert iste, çünkü dertsiz olmaz, aşk derdine düşmemek imkansız bir hastalıktır.<br /><br />Şu yalnızlık, binlerce candan, binlerce kişi ile beraber olmaktan daha hayırlıdır. Bu hürlük, dünya mülküne sahip olmaktan daha iyidir. Hak ile az bir zaman halvette yalnız kalmak, candan da değerlidir, cihandan da, şundan da, bundan da daha değerlidir.<br /><br />Havaların bulutlu, yağışlı olduğu günlerde, dostların bir arada toplanıp oturmaları gerekir. Nasıl ki, güller bir bahçede öteye beriye serpilmiş olarak değil de, bir arada toplu olarak bulundukları zaman bahçeye güzellik ve ihtişam verirler, birbirlerini adeta tazeleştirirlerse, dostlar da bahar mevsiminde bir araya gelince gençleşirler.<br /><br />İstiyorum ki, gönlüm onun derdi ile anlaşsın, arkadaş olsun. Gönlüm, onun derdini elde ederse ne iyi olur. Ey aşık gönül, aklını başına al da, onun verdiği derdin değerini bil, onun gamını yakala, bağrına bas. Onun derdinin dert değil, bizzat kendisi olduğunu anla.<br /><br />Gönlümü aşk gamına düşüreceğim. Canımı senden gelen bela okuna hedef yapacağım. Allah’ım senin aşkınla harcanmayan ömrümü, bugün gönül kanı ile kaza edeceğim.<br /><br />Eğer sen, Hak yolunda yürürsen, senin yolunu açarlar, kolaylaştırırlar. Eğer Hakk’ın varlığında yok olursan, seni gerçek varlığa döndürürler. Benlikten kurtulur, alçakgönüllü olursan, o kadar büyürsün ki, aleme sığmazsın. İşte o zaman, seni, sensiz, sen olmaksızın sana gösterirler.<br /><br />Aşk ezelden beri vardır. Sonsuza kadar da sürecektir. Aşkı arayanlar, aşık olmak isteyenler sayısız olacaktır. Yarın kıyamet kopup da her şey açığa çıkınca, aşık olmayanların, Hakk’ı candan sevmeyenlerin, ibadeti gösteriş için yapanların ilahi dergahından sürüleceği görülecektir.<br /><br />Ey dünyada dönüp dolaşan ermiş kişiler! Her güzele neden böyle hayransınız? Şu dünyada arayıp durduğunuzu, bir de kendinizde arasanız ne olur? Onu, kendinizde arayınız, kendinizde bulursunuz.<br /><br />Bizim topraktan yaratılmış olan bedenimiz, göklerin nurudur. Bazen bizim hakikate varmak, Hakk’ı aramak hususundaki canlılığımızı, çevikliğimizi melekler kıskanır, manen üstünlüğümüze, ruhi temizliğimize hased ederler. Bazen da, hayasızlığımızdan, kötülüğümüzden şeytan kaçar.<br /><br />Sevgilinin vefakarlığı ne kadar hoştur, onun vefalarında ne zevkler vardır? diye sordular. Onlara dedim ki: Onun vefalarından haberim yok. Bence onun cefaları, nazları hoştur.<br /><br />Gönlünü yakıp yandıran birisi varsa, eğer için gizli bir sevginin hevesleri ile dolu ise, bu tatlı yanışın mutluluk olduğunu bilmek gerekir. Feryadın, eğer gönlüne bir ferahlık veriyorsa, onu ilahi bir lütuf bil, o feryadı, her nefesine arkadaş etmeye bak.<br /><br />İnsaf et, aşk güzel bir iştir. Onun bozulması, güzelliğini kaybetmesi, tabiatın kötü niyetli oluşundandır. Sen kendi şehvetini aşk diye adlandırmışın, ona aşk adını koymuşsun. Halbuki, şehvetten kurtulup, aşka ulaşabilmek için uzun yollardan geçmen gerekir.<br /><br />Berrak, duru sudan dahi temiz bir aşkım var. Bu aşk oyunu, şehvet ile ilgili olmadığı için bana haram değildir. Aşk, başkalarını şekilden şekile sokar, halden hale kor. Halbuki, bu benim aşkım gelip geçici olmadığı gibi, sevgilime de zeval yoktur, O ölümsüzdür.<br /><br />Ey güzellikte tek olan, eşsiz sevgili, nasılsın? Beni yüzlerce kez kendi benliğimin dışına çıkardın. Seni tanıdığım ve bildiğim günden beri, bütün bildiklerimi ve gördüklerimi bana unutturdun.<br /><br />Belalar yağdıran aşk daha güzeldir. Aşkın getirdiği belalardan sakınan, korkan kişi, aşık değildir. Aşk işinde mert kişi odur ki, aşk ateşi canına düşünce, uğrunda canını verir, canından geçer.<br /><br />Aşıklık sözünü ilk önce duyar duymaz canı da, gönlü de, gözü de onun yoluna serdim. Ayaklar altına attım. Sonra kendi kendime dedim ki “Acaba sevenle sevilen iki ayrı varlık mıdır?” Aslında ikisi de birmiş amma, ben şaşılığımdan onları ayrı görmüşüm.<br /><br />Biz kılıç erleriyiz, üç lokma ekmek için yasayanlardan değiliz. Biz bazen manevi neşeye kapılır, el çırparız. Yoksa biz o kadınların yüzünden, şehvet yüzünden el çırpmayız. Biz yolunu sapıtmış kişilere av olmayız. Onların etkisi altında kalmayız. Aksine biz onları avlar, doğru yola getiririz. Biz ihtiraslarımızın, kötü huylarımızın bağından kurtulmuşuz da, dünyaya bağlanıp kalmamışız.<br /><br />Birçok kötülük, aptallık, hep benden, benlikten doğdu. Ömrümde bir an bile gönlüm sevinmedi. Benden memnun kalmadı. Ben adalet istiyorum, haksızlıklardan şikayet ediyorum. Halbuki bütün adaletsizlikler, haksızlıklar, benden, benlikten çıkıyor. Bu yüzdendir ki, benim bütün feryadım, şikayetim hep bendendir, benden.<br /><br />Kendi kendimden kaçmak, kurtulmak isterim. Maddi isteklerden uzaklaşarak, hür olarak yaşamak arzu ederim. Ben durakların, merhalelerin bağları ile bağlanmışım, bütün bunları koparmak, kırmak isteğindeyim.<br /><br />Kaba saba sufi elbisesi giymekle sufi olamazsın. Şeyhlerin, büyüklerin sohbetlerini dinlemekle de mürsid olamazsın. Dinlediklerini tatbik etmen, bizzat yaşaman gerekir. Sufinin sinesi saf olacak, gönlü, kötülüklerden, hiddetten temizlenmiş bulunacaktır. Hem sufi olma, hem de ona buna kin beslemek. İnsaf et ikisi bir arada olur mu?<br /><br />Ey mum, sende sufi huyları var. Sanırım ki, şu altı huyu ermişlerden almışsın: Geceyi uyanık olarak geçiriyorsun, yüzün nurlu, benzin sapsarı, gönlün tutuşmuş yanıyor, göz yaşları döküyorsun, kalbin uykuda değil, uyanık.<br /><br />Sen ayık oldukça, mest olmanın, kendinden geçmenin manevi zevkini tadamazsın. Bedenin isteklerinden kurtulmadıkça, ruhun ne olduğunu anlayamaz, varlığını idrak ederek, onu sevemezsin. Dostun aşkı yolunda ateş gibi, su gibi yok olmadıkça, benliğinden geçmedikçe, gerçek varlığa eremezsin.<br /><br />Ey dünya isteklisi, sen bu dünyada bir gündelikçi gibisin. Ey cennet aşığı, sen de hakikatlerden çok uzaktasın. Ey habersizliğinden ötürü iki alemle de sevinen neşelenen sen dostun gamındaki zevki görememişsin, mazursun.<br /><br />Git gözlerini kapa ki, bütün gönlün göz olsun. O zaman gönül gözü ile sana başka bir cihan, başka bir dünya görünecektir. Eğer sen, kendini görmek, kendini beğenmekten kurtulursan, bütün yaptığın şeyler beğenilecektir.<br /><br />Hepimiz Allah’ın kudretinin, büyüklüğünün birer oyuncağıyız. Varlık, zenginlik hep O’nundur. Bizlerse hep yoksul kişileriz. Üstünlük iddia etmek, kendini beğenip başkalarını hor görmek ne manasızlıktır. Ne boş şeydir? Bütün insanlar, hepimiz aynı sarayın kapı kullarıyız.<br /><br />Allah sevgisine av olursan, Allah sevgisine tutulursan, gamdan, kederden kurtulmuş olursun. Fakat kendi arzularının peşinde koşarsan, bağlanırsın, isteklerinin esiri olursun. Şunu iyi bil ki: Senin şu maddi varlığın, Hakk’ı senden gizleyen bir perdedir. Kendinden kaç, kendinle oturma, yoksa her zaman yara alırsın.<br /><br />Ya Rabbi, sen beni dünyayı istemekten de, ahiret zevkini düşünmekten de kurtar. Yokluk tacını başıma giydir de beni manen yücelt. Vuslat hareminden, aşk sırrına erdirmekle, beni kendinden mahrem et, has kullarının arasına karıştır. Sana doğru gitmeyen yollardan beni çevir. Nefsin isteklerinden beni kurtar.<br /><br />Her zaman neşeli, mutlu her gittiğin yerde aziz ve muhterem olmak istiyorsan, her bakımdan temiz ol, doğrulukla yaşa, boş durma, bilgi öğren. Eğer bu şekilde ömür sürersen, insanların yol gösterenlerinin başında taç olursun.</span></span></div>
<div align="justify">
<br />
<span style="color: #000099; font-family: trebuchet ms;">Bu dünyada yaptığımız işin esası, özü, iyilik yapmaktır. Öyle ise yapabileceğin iyiliği yap. Zira bütün ömrün bir ana, bir nefese bağlıdır. Bu açıkça görünmektedir ki, sen bir an da olsun, ne iyilik yapabilirsen yap.</span></div>
<div align="justify">
<span style="color: white; font-family: trebuchet ms;">.</span></div>
<div align="justify">
<span style="color: #666666;"><span style="font-family: lucida grande;"><span style="color: #666600;">Kaynak: "</span>Divan’ı Kebirden Seçme Rubailer", <span style="color: #993300;"><em>Mevlana: Hayatı-Şahsiyeti-Fikirleri</em>,</span> (Şefik Can, Ötüken, 2006), s.425-474</span></span></div>
<div align="justify">
<span style="color: white; font-family: trebuchet ms;">.</span></div>
<div align="justify">
<a href="http://dusuncekahvesi.blogspot.com/2006/05/mevlana-rumiden-iii.html"><strong><span style="color: #990000; font-family: lucida grande;">Mevlana Rumi'den (III</span></strong></a><strong><span style="color: #990000; font-family: lucida grande;">) </span></strong></div>
<div align="justify">
<a href="http://dusuncekahvesi.blogspot.com/2006/04/mevlana-rumiden-ii.html"><strong><span style="color: #006600; font-family: lucida grande;">Mevlana Rumi’den (II)</span></strong></a><strong><span style="color: #990000; font-family: lucida grande;"><br /></span></strong><a href="http://dusuncekahvesi.blogspot.com/2005/10/mevlana-rumiden.html"><strong><span style="color: #000099; font-family: lucida grande;">Mevlana Rumi'den (I)</span></strong></a><span style="font-family: trebuchet ms;"> </span></div>
<div align="justify">
<span style="color: white; font-family: trebuchet ms;">.</span></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-23901287924027938802015-04-08T13:00:00.000+03:002015-04-13T00:19:20.719+03:00Yeryüzünün Renkleri (XXXVIII)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBxkibVQjWg6JB__6Y-ljkyBsYrL0CNC90Py-pXDTYYrgHJzj27oFhD_j5aXx-2C8Pb3XcD463h_mcalNcpj_C3yMMHKM6uhlGpFNPAB-beSbrTAkUrYMERmaEIARkzTWeZy6L/s1600/14.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBxkibVQjWg6JB__6Y-ljkyBsYrL0CNC90Py-pXDTYYrgHJzj27oFhD_j5aXx-2C8Pb3XcD463h_mcalNcpj_C3yMMHKM6uhlGpFNPAB-beSbrTAkUrYMERmaEIARkzTWeZy6L/s1600/14.jpg" height="225" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjpWD1zQzq71UyvGB3y-MPi5Rx22HzNEc_K4OKxgQqrGZMg_k6Prtrh7nkvB1Yd4GID21xgYaImhjyboDiwVC9PJ-sLr2zUtPbFnOv-OUAlG2_VW3VJEuyKoClT2ozX1g93Tkj/s1600/13.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjpWD1zQzq71UyvGB3y-MPi5Rx22HzNEc_K4OKxgQqrGZMg_k6Prtrh7nkvB1Yd4GID21xgYaImhjyboDiwVC9PJ-sLr2zUtPbFnOv-OUAlG2_VW3VJEuyKoClT2ozX1g93Tkj/s1600/13.jpg" height="250" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6W1MIMW_5dJ3UXTz_EB6XLT9k8Bz9uXw3JFBxyJx5-hiUIcr4960BOmpTKRrbO-T9QIw2Ar-bf56XKMi-zS2uoLljqe70FGlJL9wDbIoV7IVJQdRynNRTXLmJq8TT8YI9Hul8/s1600/9.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6W1MIMW_5dJ3UXTz_EB6XLT9k8Bz9uXw3JFBxyJx5-hiUIcr4960BOmpTKRrbO-T9QIw2Ar-bf56XKMi-zS2uoLljqe70FGlJL9wDbIoV7IVJQdRynNRTXLmJq8TT8YI9Hul8/s1600/9.jpg" height="225" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOLJUPNpPB40firi8S948NN8QbTyKIZ9VSYLTvmGCuTlx1_TWB0zBoiwrpgbCqbTFkRzpSzNfTaLbMBGkKB8o1UCfHqM3eKXAxnB25xzbt81rvNvLY8f5_yrGEVN_HsdFIK8DW/s1600/10.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOLJUPNpPB40firi8S948NN8QbTyKIZ9VSYLTvmGCuTlx1_TWB0zBoiwrpgbCqbTFkRzpSzNfTaLbMBGkKB8o1UCfHqM3eKXAxnB25xzbt81rvNvLY8f5_yrGEVN_HsdFIK8DW/s1600/10.jpg" height="250" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnBkMZQu7WghI_EVA0uPtGsmbrXNIvypVfGB5GUCrklbli6T_zlVEBwslGTvPNFWqUTYLN_uXMvdQt7x9xx9w26FocHZqEE3FHUDXTUrq1LWiM8QIbCUhiHhIe1N8aeC5k6O-m/s1600/11.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnBkMZQu7WghI_EVA0uPtGsmbrXNIvypVfGB5GUCrklbli6T_zlVEBwslGTvPNFWqUTYLN_uXMvdQt7x9xx9w26FocHZqEE3FHUDXTUrq1LWiM8QIbCUhiHhIe1N8aeC5k6O-m/s1600/11.jpg" height="225" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizskSAU-QNtL1QMnZgPU4czis6RGuKCqC4QeqTw37ZoWsZwiTksY4OlsgWSuwayo3fk4glWDQ4Bp6WJBJoDUIpcy-OuT0lS9h0BTm9874oFNkt-Yd6dDlBCP-QSIDSqjZLE-4-/s1600/8.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizskSAU-QNtL1QMnZgPU4czis6RGuKCqC4QeqTw37ZoWsZwiTksY4OlsgWSuwayo3fk4glWDQ4Bp6WJBJoDUIpcy-OuT0lS9h0BTm9874oFNkt-Yd6dDlBCP-QSIDSqjZLE-4-/s1600/8.jpg" height="225" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQtkES9SFebV9bRstolzXq5qw3T8NzGFqIwWS1-v__hLVQrvbS3PpumdF1c2oMS0lXtFL2-_mX-KmY4PsgzfDbvU5a1Cu3OAeSoPJJznHqorALpn_xuWgiGD-N-U3yfxxsDJup/s1600/7.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQtkES9SFebV9bRstolzXq5qw3T8NzGFqIwWS1-v__hLVQrvbS3PpumdF1c2oMS0lXtFL2-_mX-KmY4PsgzfDbvU5a1Cu3OAeSoPJJznHqorALpn_xuWgiGD-N-U3yfxxsDJup/s1600/7.jpg" height="250" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLa7oK9LaQiY-CnKVLCYEwVQO47A0xPESFbu-R3h3C7lotUIatv0rJTdrl6q33yvKRquwwUmg_qm-q6sfL4oPa0o7Ujn_wJpWmKRrl8PWF4vqFJ8h2zqOfVNoIq11rluEwepH-/s1600/6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLa7oK9LaQiY-CnKVLCYEwVQO47A0xPESFbu-R3h3C7lotUIatv0rJTdrl6q33yvKRquwwUmg_qm-q6sfL4oPa0o7Ujn_wJpWmKRrl8PWF4vqFJ8h2zqOfVNoIq11rluEwepH-/s1600/6.jpg" height="250" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiMmUWk4UUBlk8EZTHlnveVLW9n8TNKm8Uv0HupKX-KAEwyemuQ4z4LYi-wqechFD3GWlsH9L8s7YqdVnCBhQ6t03TfVeV5Ob_ghnTDvj5YWpz5bD_nf8Q48lB_fpUu0__7q16/s1600/5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiMmUWk4UUBlk8EZTHlnveVLW9n8TNKm8Uv0HupKX-KAEwyemuQ4z4LYi-wqechFD3GWlsH9L8s7YqdVnCBhQ6t03TfVeV5Ob_ghnTDvj5YWpz5bD_nf8Q48lB_fpUu0__7q16/s1600/5.jpg" height="250" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicvKCIfKifipt6gnOBGNUG85_0dDq0hpe69djUz0SzUEm7vcBNPry5_OLGZSb3_bNxZB52WWXRxbOGfZxH8AlbiLWyoxzH7ST31tlPFs7L9Evub-ghk6U1zfWilOIc-rbYcae3/s1600/4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicvKCIfKifipt6gnOBGNUG85_0dDq0hpe69djUz0SzUEm7vcBNPry5_OLGZSb3_bNxZB52WWXRxbOGfZxH8AlbiLWyoxzH7ST31tlPFs7L9Evub-ghk6U1zfWilOIc-rbYcae3/s1600/4.jpg" height="250" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyGBKKNb0x_N58LwR_9izisH8YA9u3x1OafF50zv-Ybzz7lPf-B-32Bq1tVREKGeBqSDaXwokpdzSEO94XmyFVjhxFuT_DtPaheg34DqdNwCVxMiTta9kt3SL10dX0oorRZNmd/s1600/3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyGBKKNb0x_N58LwR_9izisH8YA9u3x1OafF50zv-Ybzz7lPf-B-32Bq1tVREKGeBqSDaXwokpdzSEO94XmyFVjhxFuT_DtPaheg34DqdNwCVxMiTta9kt3SL10dX0oorRZNmd/s1600/3.jpg" height="225" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvmHprIvKBf3eS0Hpmvah2Rn7PYuOb7b10bblZQX7s4GBainncsqA-tKjWl7VUSDsZj7lsx3XVF5aOwtkTaKxjKDtfI1ui7-STy697y-1Dc7xzllO5HS0fm3z8TFKuchA9f_Ys/s1600/12.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvmHprIvKBf3eS0Hpmvah2Rn7PYuOb7b10bblZQX7s4GBainncsqA-tKjWl7VUSDsZj7lsx3XVF5aOwtkTaKxjKDtfI1ui7-STy697y-1Dc7xzllO5HS0fm3z8TFKuchA9f_Ys/s1600/12.jpg" height="400" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsBCNm0DtJB-HwsZtq7q7CPLE92wIq9dPcyEHcR39pESOabjOhHr7kpmdxb-h_87wEzNXkvGl8aYBLBWISQmSJRZq6pPF1r_y5y3xzm3bhHrNqZWUAjURIjrDB0wgF6BGSVVN2/s1600/2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsBCNm0DtJB-HwsZtq7q7CPLE92wIq9dPcyEHcR39pESOabjOhHr7kpmdxb-h_87wEzNXkvGl8aYBLBWISQmSJRZq6pPF1r_y5y3xzm3bhHrNqZWUAjURIjrDB0wgF6BGSVVN2/s1600/2.jpg" height="250" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmWjw-bnpi98tYeWbGFWnmPi5XDUGNOP5X1yXrZ-RVVew51ppXGw7xFHOeWFpIjExzR65EBqPw46vfmAh4xuaIXRic3Y7AQRfPUr3f0EWnjtPTtMDP36DBaxf-ePaHpScEkuuf/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmWjw-bnpi98tYeWbGFWnmPi5XDUGNOP5X1yXrZ-RVVew51ppXGw7xFHOeWFpIjExzR65EBqPw46vfmAh4xuaIXRic3Y7AQRfPUr3f0EWnjtPTtMDP36DBaxf-ePaHpScEkuuf/s1600/1.jpg" height="400" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<div style="text-align: center;">
Kaynak: http://hdwallsource.com/</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-74760481612947151552015-03-23T13:20:00.000+02:002015-03-30T13:21:01.677+03:00Derin Vadilerin Şehrine Doğru<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span>
<div style="background-color: white; border: 0px none; clear: left; color: #333333; float: left; line-height: 19.5px; list-style: none; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; outline: none; padding: 1em 0px; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><img alt="gezgindergi-turkiye-derin-vadilerin-sehrine-dogru (5)" src="http://gezgindergi.com/wp-content/uploads/2015/02/gezgindergi-turkiye-derin-vadilerin-sehrine-dogru-5.jpg" height="266" width="400" /></span></div>
<b><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Gezgin Dergisi Ocak 2015</span></b><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><b><span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 19.5px;">Yazı ve Fotoğraflar : </span></b></span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><b><span style="border-image-outset: initial; border-image-repeat: initial; border-image-slice: initial; border-image-source: initial; border-image-width: initial; border: 0px none; color: #333333; font-size: 13px; line-height: 19.5px; list-style: none; margin: 0px; outline: none; padding: 0px;">Süleyman BERK </span></b></span><br />
<div style="background-color: white; border: 0px none; color: #333333; line-height: 19.5px; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Eşimle birlikte Trabzon ve daha ilerilere gitmek üzere arkadaşlarımızla Bulancak’ta vedalaştık. Hedefimiz Trabzon Uzungöl ve Sümela Manastırı’ydı. Trabzon’a vardığımızda şehirde çok fazla sayıda yerli ve yabancı turistin olduğunu gördük. Özellikle Arap turistler çok fazlaydı. Yerli halkın söylediği çok fazla sayıda gelen Arap turist sebebiyle otellerde yer kalmadığı ve şehirde aşırı trafik oluştuğu idi. Düşünün Cidde- Trabzon arası direkt uçak seferleri bile başlamış. Karadeniz otoyolu çok mükemmel; otomobille seyahat insana keyif veriyor. İlk olarak Maçka üzerinden Sümela’ya ulaştık. Buraları yeşile boğulmuş yerler. Sümela Manastırı’na çıkmak için belli yerden sonra yürümek gerekiyor. Başımızı kaldırdığımızda manzaradan çok etkilendik. Yeşil denizi içerisindeki Sümela’nın üst tarafı sis içerisinde idi. Fotoğraf için manzara mükemmeldi. Otomobille belli yere kadar çıkılabiliyor ama yollar çok dar; vızır vızır işleyen tur minibüsleri insanın yüreğini ağzına getiriyor. Çünkü yolun yabancısı için sağ taraf çok tehlikeli ve uçurum. Otomobilimizi bir yere park ederek yürümeye başladık, aniden bastıran ve sicim gibi yağan yağmura yakalanmak da burada karşılaşılabilecek güzelliklerinden…</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><img alt="gezgindergi-turkiye-derin-vadilerin-sehrine-dogru (4)" src="http://gezgindergi.com/wp-content/uploads/2015/02/gezgindergi-turkiye-derin-vadilerin-sehrine-dogru-4.jpg" height="265" width="400" /></span></div>
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span>
<div style="background-color: white; border: 0px none; color: #333333; line-height: 19.5px; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Sümela manastırı çok yoğun ziyaretçi alan bir yer. Hele yaz mevsiminde, tabir caizse, iğne atsanız yere düşmüyor. Sümela Manastırı denizden 1150 m. yükseklikte eski bir Rum Ortodoks Kilise ve manastır kompleksidir. Yapı, MS. 365-395 arasına tarihlenmektedir. Karadeniz Rumları arasında anlatılan bir efsaneye göre, Atina’lı Barnabas ile Sophronios adlı iki keşiş aynı rüyayı görmüşler; rüyalarında, İsa’nın öğrencilerinden Aziz Luka’ın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryem’in bebek İsa’yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak Sümela’nın yerini görmüşler. Bunun üzerine birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon’a gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmış ve ilk kilisenin temelini atmışlardır.</span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px none; color: #333333; line-height: 19.5px; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px; text-align: justify;">
<div style="border: 0px none; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Manastır bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak ziyarete açık tutulmaktadır. Etrafında ziyaretçilere uygun bir piyasanın oluştuğunu söylemek mümkün…</span></div>
<div style="border: 0px none; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Sümela’dan dönüşümüz gece geç vakit rastladığı için, Trabzon’a dönerek orada geceledik.</span></div>
<div style="border: 0px none; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Sabah erkenden Uzungöl’e gitmek üzere yola koyulduk. Yine sahil yolundan Of’a saparak Dernekpazarı ve Çaykara yoluyla Uzungöl’e ulaştık. Uzungöl, Türkiye’nin yağmur ormanlarının bulunduğu, Soğanlı ve Kaçkar Sıradağlarının birleşim yerinde bulunmaktadır. Bu bölge aynı zamanda yerkürenin ılıman bölgede bulunan en yaşlı ormanlarına ev sahipliği yapmaktadır. Bol yağış ve nisbi ılıman iklimi sayesinde yılın her mevsiminde yeşildir. Demirkapı ve Soğanlı dağlarında tespit edilmiş 60’tan fazla endemik bitki bulunmaktadır. Mevsim yaz olduğu için Karadeniz sahil kesimi nemden neredeyse boğulmaktadır. Buraları ise yayla havasında; hava son derece nezih ve oksijeni bol; tabii ki buralarda nemden eser yok. Ama aşırı nüfus alması ve yapılaşma buranın da canına okumuş durumda.</span></div>
</div>
<div style="background-color: white; border: 0px none; color: #333333; line-height: 19.5px; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Genel kanaat şu: “Uzungöl fotoğraflarda daha güzel görünüyor!”. İnsanlık kendi eliyle tabiatı ne çabuk tahrip ediyor ve hoyratça kullanıyor!”. Aşırı yapılaşma, gölün etrafının beton bariyerle çevrilmesi, gölün suyunun da durgunlaşması buranın tadını kaçırmak üzere. Ticarileşen her yerin mukadderatı böyle olsa gerek. Biz neden elimizdeki değerleri korumakta böyleyiz bir türlü anlamış değilim!.. Hele gölün suyunun kirlenmesi ve kokmaya başlaması canımı çok sıktı. Neyse eşimle Uzungöl etrafını turladık sonra da fotoğraf çekmek üzere otomobille yukarılara doğru tırmandık. Tabii ki tabiat bir harika. Tarlalar ve bahçeler arasından epey yukarılara tırmanarak Uzungöl’ün fotoğraflarını aldım. Uzungöl’ün zirveleri sisli idi ve görüntü mükemmeldi. Sis, yeşil zirveler üzerinde bir pamuk görüntüsü vermekte idi. Uzungöl, fotoğraf açısından mümbit bir yer… Pamuk gibi sisin oturduğu yemyeşil tepelerin görüntüsü insanı mest ediyor, sanki bir rüya yaşatıyordu. Uzungöl’de epeyce vakit geçirdikten sonra Ayder Yaylası’na gitmek üzere yine yollara düşüyoruz. Fakat nasip başka yönde idi. Trabzon merkezde bir tanıdığımıza ulaşınca iki gece daha Trabzon’da konaklamak zorunda kaldık. Bu da bize Trabzon’u iyice dolaşma imkânı verdi. Kanûni Evi, İskender Paşa Camii, Ortahisar Camii, Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun Türbesi, Atatürk Müzesi, Banker Kostaki Teophylaktos tarafından yaptırılan konakta açılan Trabzon Müzesi, Trabzon Kalesi ve Bedesteni gezilebilecek mekânlardır.</span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px none; color: #333333; line-height: 19.5px; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Ayder yaylası Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde, ilçenin 19 km. güneydoğusunda yer almaktadır. Ayder yayladan ziyade geçmişten beri bir dinlenme merkezi olarak kullanılmıştır. Burada bulunan kaplıcanın romatizma hastalıklarına iyi geldiği belirtilmektedir. Bu sebeple Ayder’de pansiyonculuk gelişmiş bulunmaktadır. 1350 rakıma sahip Ayder, Kayın ve Ladin ormanlarıyla kaplıdır. Tabii ki, Uzungöl’de de Ayder’de de nemden eser bulunmadığı gibi son derece temiz, berrak ve insanı dinlendirici havası bulunmaktadır. Ayder, havası, suyu, kaplıcası ve şifalı balı ile ön plana çıkmaktadır. Ayder balının özelliği tamamen doğal olması; balın kooperatif aracılığı ile satılması da insanlara güven veriyor.</span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px none; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px; text-align: justify;">
<div style="border-image-outset: initial; border-image-repeat: initial; border-image-slice: initial; border-image-source: initial; border-image-width: initial; border: 0px none; color: #333333; font-size: 13px; line-height: 19.5px; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Ayder ‘in suyunu içmekle doyamıyorsunuz. Ayder fotoğraflarında yer alan, ince ve derin bir vadiden, yüksekten süzülerek akan derenin, kar beyazı suyunun uzaktan seyrine doyum olmuyor.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="border-image-outset: initial; border-image-repeat: initial; border-image-slice: initial; border-image-source: initial; border-image-width: initial; border: 0px none; color: #333333; font-size: 13px; line-height: 19.5px; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Ayder’e ulaştığımızda şok yaşadığımı belirtmeliyim. Arabalar yaylayı işgal etmişti. Yaylayı baştanbaşa kateden yol, arabaların işgali altındaydı. Yine de buranın bitki örtüsü ve suların çağıl çağıl akışı insanı dinlendiriyor. Fakat aşırı kalabalık ve ticarileşen ortam buranın geleceğini tehdit ediyor. Karadeniz bölgesi, özellikle Trabzon ve Rize Arap turist akınına uğramış durumda.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="border-image-outset: initial; border-image-repeat: initial; border-image-slice: initial; border-image-source: initial; border-image-width: initial; border: 0px none; color: #333333; font-size: 13px; line-height: 19.5px; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Fırtına vadisinin ihtişamlı bir görünüşü var. Fırtına vadisi üzerinde Taş Köprü ise yapı olarak Mostar Köprüsünü andırıyor. Yöre insanı buranın tadını çıkarıyor, gelen ziyaretçilere de bu imkânı sunuyorlar. Taşköprü yanında bulunan lokantada oturarak biraz soluklandık ve uzun uzun Taş Köprü’yü ve çağıl çağıl akan dereyi demli çay eşliğinde seyrettik. Ayder’in de Fırtına Vadisi’nin de suyunu içmekle doyamadık.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="border-image-outset: initial; border-image-repeat: initial; border-image-slice: initial; border-image-source: initial; border-image-width: initial; border: 0px none; color: #333333; font-size: 13px; line-height: 19.5px; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Fırtına vadisinden akşam namazından sonra ayrıldık. Hedefimiz Artvin’e doğru yola çıkmak. Gece yarısı Borçka’ya vardık ve burada konakladık. Sabah erkenden kalkarak Karagöl’e doğru yola çıktık. Borçka merkezden 27 km. Borçka- Camili karayolunun 27. km. sonra 6 km. parke döşeli yoldan Karagöl’e ulaşılmaktadır. Camili yolu da, 5 km. yol da mükemmel manzara eşliğinde devam etmektedir.</span></div>
<div style="border-image-outset: initial; border-image-repeat: initial; border-image-slice: initial; border-image-source: initial; border-image-width: initial; border: 0px none; color: #333333; font-size: 13px; line-height: 19.5px; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">...</span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="border-image-outset: initial; border-image-repeat: initial; border-image-slice: initial; border-image-source: initial; border-image-width: initial; border: 0px none; color: #333333; font-size: 13px; line-height: 19.5px; list-style: none; outline: none; padding: 1em 0px;">
<div class="MsoNormal">
<b><span style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Yazının tamamı ve diğer
fotoğraflar için: </span></span></b></div>
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><b><a href="http://gezgindergi.com/derin-vadilerin-sehrine-dogru/">http://gezgindergi.com/derin-vadilerin-sehrine-dogru/</a></b></span></div>
</div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-42309765987812326402015-03-11T11:11:00.000+02:002015-03-12T23:21:13.517+02:00Attila İlhan İle Şiir ve Roman Üzerine Söyleşi<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjU7lHIMnWVLgeS7zLUQiDsC1ubasQRWm-e_1zIjFLYlObnjO2i-ixYY_psDVSzH6m2W0lAh9xgpjgKktzyR-rwpeHQ-jke2QQ1gxl3tNon-r96U8jHJDUP30tRz25hXB2EYfpF/s1600/6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjU7lHIMnWVLgeS7zLUQiDsC1ubasQRWm-e_1zIjFLYlObnjO2i-ixYY_psDVSzH6m2W0lAh9xgpjgKktzyR-rwpeHQ-jke2QQ1gxl3tNon-r96U8jHJDUP30tRz25hXB2EYfpF/s200/6.jpg" height="132" width="200" /></span></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="color: #666666;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: x-small;">flickr.com</span></span></span></td></tr>
</tbody></table>
<b><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">Yağmur Dergisi</span></span></span></b><br />
<div style="text-align: justify;">
<b><span class="Apple-style-span" style="font-weight: normal;"><span class="katbaslik2" style="font-style: normal; font-weight: bold;"><a href="http://www.yagmurdergisi.com.tr/archives/konu/atilla-ilhan-ile-siir-ve-roman-uzerine" target="_blank"><span class="Apple-style-span" style="background-color: white;"><span class="Apple-style-span" style="color: #274e13;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">Sayı:</span></span></span></span></a></span><span class="antonova" style="font-style: normal;"><a href="http://www.yagmurdergisi.com.tr/konu_goster.php?GOSTER&konu_id=1988&yagmur=bolum2&sid=1"><span class="Apple-style-span" style="background-color: white;"><span class="Apple-style-span" style="color: #274e13;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> 1 / 1998</span></span></span></span></a></span></span></b><br />
<span class="Apple-style-span" style="color: #444444;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #444444;">Ülkemizin yetiştirdiği önemli şairlerden Attila İlhan ile röportaj için gittiğimizde bize söylediği ilk söz, "Çocuklar nereden aklınıza geldi dergi çıkarmak!" oldu. Elbette, bu, yıllarını şiirle yoğurmuş düşünce adamı, bu işin zorlu bir görev olduğunu biliyordu. Biz "atıldık reh-i sevdaya, bir şem'a da biz tutuşturalım dedik!" diye masasının çevresine oturduk. Başındaki kasketi ile her zamanki klasik görünümünde olan Şair, yine o güleç çehresi ve zeki bakışlarıyla bizleri adeta okşuyor gibiydi. Sorularımızı hazırlamıştık ama, onun akıcı ve berrak ve bilgi yüklü konuşması karşısında bazen soracağımız soruları sormaktan vazgeçiyor, bazen de ahengi bozmamak için nefes alma molalarında kısa bir şekilde suallerimizi araya sıkıştırıyorduk. Attila İlhan, Sisler Bulvarı'ndaki gibi kah sisli bakışlarını, kah aydınlığa çıkan çehresini bizlere çevirerek trans haline geçmiş bir medyum gibi sorularımızın cevaplarını verdikçe bu, Osmanlı hayranı insana bizler de hayran olmaktan kendimizi alamıyorduk. Evet, işte size Yağmur'un ilk sayısında Düşünce Armonisi bölümünde sunacağımız kısım, bu röportajdan (belki sohbet desek daha uygun olacak) bazı kesitlerdir. Üç-üç buçuk saate yakın sohbetimizden aldığımız Şairin şiir ve roman üzerine görüşlerini aşağıda sunarken, yorumu okuyucularımızın takdirlerine bırakıyoruz...</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: "Şiir okunmuyor, şiir bitti." gibi sözler duyuyoruz çevreden. Sizce bunların aslı nedir?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Hayır, bu doğru değil! Mesela, Beyoğlu Kitap Fuarı'nda bakıyorsunuz, inanılmaz rakamlarda kitap satılıyor. Eğer bu insanlar bu kitapları okuyorlarsa, ciddi şekilde bir edebi merak var demektir. Çünkü aldıkları kitapların çoğu edebi. Öte yandan, gerek dergiler, gerek gazetelerin bir kısmı, gerek magazin dergilerine iletilen mektupların büyük bir çoğunluğu, şiir gönderen insanlardan geliyor. Şiir yolluyorlar. Anadolu'nun her tarafından şiir yağıyor. TRT 2'de bir programım var. O programda bana gelen mektupların dörtte üçü şiirlerini gönderen adamlar! Çok bu insanlar. Yani Giresun'un falanca bucağının filanca köyünden bir arkadaş, o programı izleyip bana şiir gönderiyor. Şiirini niye gönderiyor? Demek ki, bizim halkımızın aslında bir şiir merakı var. Olması da son derece doğal. Çünkü bizim bin senelik kültürümüzün temeli şiirdir. Kitapları bile manzumdur. Geçmiş tarihimiz de öyledir. Bu yüzden halkın böyle bir eğilimi var. Peki, neden "Edebiyat alaka görmüyor, şiir öldü." gibi bir hava içinde oluyoruz? Kiminle konuşsak, "Hayır, bu iş bitti!" diyor. Kimse şiir okumuyor herhalde. Ben inanmıyorum. Neden inanmıyorum? Çünkü bunun canlı bir şahidiyim. Benim şiir kitaplarımı biz her sene yeniden basıyoruz. Bu, bir kitap değil, iki kitap değil, on-bir tane şiir kitabı... Bunlar sürekli basılıyorlar ve sürekli bitiyorlar... Bunları insanlar alıp okuyorlar değil mi? İkincisi; hadi ben kendimi örnek göstermeyeyim. Nazım' ın kitapları satılıyor, Yahya Kemal' in kitapları satılıyor, Necip Fazıl' ın kitapları satılıyor, Ahmet Arif’ in kitapları satılıyor. O zaman, konuya şöyle bir yerden bakmak lazım. Bir kere şiir açısından olaya bakarsanız, Türk halkının şiir okumadığı doğru değil, şiir okuyor. Şiire alaka göstermediği de doğru değil, alaka gösteriyor. İşte bunlar canlı örnekler... Hatta ben bunu Fransızlar'a söyledim. Çok da şaşırdılar. Türkiye, dünyada, şiirle reklam yapılan tek ülke. Başka hiçbir ülkede böyle birşey göremezsiniz; şiirle reklam yapsınlar. Bant satmak için şiir okuyor adam. Türkiye'de bunu birçok radyoda dinliyorsunuz. O zaman Türk okuru şiir okumuyor değil; Türk okuru şiiri seçiyor. Her şiiri okumuyor. Şiir yazanların önce buna dikkat etmeleri gerekir. Ona sıcak gelen bir ses var; o, ancak bu sesi taşıyan şiirleri okuyor. Çünkü bu şairler, düşünceleri, ideolojileri ne kadar birbirinden farklı olursa olsun bizim geleneksel Türk şiirinin sesini kullanan şairlerdir. Necip Fazıl da öyle kullanır, Nazım da onu kullanır, ben de onu kullanıyorum, Ahmet Arif de onu kullanır. Geleneksel Türk şiirinin bir sesi vardır. Bu ses nereden geliyor? Ben bunu çok düşündüm. Bir defa, kesinlikle Türk musikisinden geliyor. Biz doğduğumuz andan itibaren, farkında olarak veya olmayarak bu musikinin içinde büyüyoruz. Ninnilerimiz bile belli bir makamda söyleniyor. Belki segah, belki yegah... Sokakta bir satıcı geçiyor. Bir hava tutturuyor. Bakıyorsunuz Türk halk şarkılarının ritminde bir şey söylüyor. Müezzin ezan okuyor; o da makamlı... Sabah ezanı saba makamında okunuyor. Sen doğduğun zaman bile bu ritim içinde büyüyorsun. Kulak bunu sağlıyor sürekli. Bu sese aykırı bir ses karşına gelince, insiyaki olarak reddediyorsun. Yani bilinçle yapmıyorsun; şuuraltına perçinleniyor. Çünkü 1940'tan itibaren özellikle Garip Hareketi'nden sonra Türkçe'de şiirin işlevinde bir şiir geliştirilmiştir. Sanki yabancı dilden çevrilmiş bir havada. Hala var o şiirler Türkiye'de. Şimdi okunmuyor dedikleri şiir o. Türk halkı o şiiri okumuyor.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Bu tarz yazan şairlere örnek olarak kimler verilebilir?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Bütün İkinci Yeniciler' i söyleyebilirsiniz. "İkinci Yenici" dediğimiz şairler Türkçe kelimelerle yazıyorlar, fakat çeviri gibi bir şey. Onların şiirlerini Türk halkı okuduğu zaman o sesi bulamıyor.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Sezai Karakoç bunlara dahil oluyor mu?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Sezai onlardan değildir. Sezai'de geleneksel ses kısmen vardır. Çünkü bu ses ritim gerektiriyor. Bakın bu çok önemli. Bizim aruz şairlerimizde de hece şairlerimizde de lirik dil vardır. Ben kendi hesabıma, çocukluğumdan itibaren her iki şiiri de çok yakından izledim ve okudum. Hatta bir çoğunu da ezbere bildiğim için o sese sahibimdir. Hatta benim bazı şiirlerim var, ben bunların alaturka makamlarını isimleriyle yazdım. Herkes onları aruz sanıyor. Halbuki aruz değil onlar. Mefailün mü,failün mü? Hayır değil. Alakası yok. Onlar serbest şiirler. Öylesine hazmetmişim ve öylesine bir yere getirmişim ki, serbest söylediğim zaman bile o ses, onun içine giriyor. Serbest şiirlerim seviliyor. Birçoğu da bestelendi onların. Neden? Çünkü böyle bir memleketin bin senelik geleneğinin yeni bir aşaması onlar. O ses demek ki, serbest olarak da söylenebilir ve günümüzün muhtevasını da ifade edebilirmiş. Bunu söylediğin, yaptığın zaman Türk halkı seni kesinlikle reddetmez. Kitabını da alıyor, okuyor, tepesinde gezdiriyor. Bu bir gerçek.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Şiir okunmuyor diyenlerin gözünden kaçan konu bu herhalde.</span></span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Evet, "şiir okunmuyor" diyenler, Türk şiirinin geleneksel sesini yenileştirmeyi bilmeyenler, Türkçeyi yanlış bir düzeyde kullananlardır.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Şiirde kelime seçimi gerekir mi? Yoksa, insan ilhamlarına göre, hızlı bir şekilde, hiç düşünmeden ilhamın akışına göre hangi kelime gelirse onları şiire yansıtmalı mı?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Kelime seçimi biliyorsunuz, aruzla yazarsanız bir mecburiyettir. Çünkü aruzun getirdiği kalıplara uyması lazımdır kelimelerin. Mecbur. Orada kapalı bir hece kullanamazsınız. Açık heceli olması lazım. Açık heceli kelimeler bulmak zorundasınız. Öyle bir kuyumculuk ister senden aruz. Hece başka türlü. O böylesini istemez. Bölünmemeli kelime. Altı-beşli olan, başka durak yerinde bölünemez. Bitmesi lazım kelimelerin orada. Duraklarda bitecek. Fakat serbest bunu kaldırmış gibi görünür ortadan. Böyle bir ihtiyacı kaldırmış gibi görünür. Serbest şiir konusunda genç neslin çok büyük bir yanılgısı var. Serbest şiiri genç nesil vezinsizlik sayar. Serbest vezin, vezinsizlik değildir. Her şiir için yeni bir vezindir. Yani şair, her şiir için vezin yaratmak zorundadır. Bir veznin getirdiği bütün avantajları sen yaratıcılığınla vereceksin. O melodiyi, o ritmi, o havayı... Çünkü aruz vezni, bir kalıptır. O kalıba sen oturttun mu kelimeleri, o ritim kendiliğinden gelir. "His var mı bu alemde nekahet gibi tatlı?" derken o, tık tık tık tık yürür...</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Rahat...</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Evet rahat. Hece biraz daha rahat. Serbestte rahatlık yok, burada cehennem azabı var. Çünkü bizim çocuklar, bir cümleyi devrik yaparsan o, mısra olur sanıyorlar. Hani "Yürüyordum yağmurun altında gece" dediği zaman bunu mısra sanıyor. Bu mısra falan değil; cümle... Benim çocuklara verdiğim bir test var. Deli ediyor onları. Sen şimdi bu şiiri alt alta yazma, yan yana yaz bakalım. Yan yana yazıyor. "Oku şimdi" diyorum. Okuyor; nesir. Şimdi diyorum, Yahya Kemal Bey' in şu şiirini yan yana yaz bakalım. Yazıyor. Oku bakalım. Nesir gibi okuyamıyor. Yani nesir değil, şiir. Her biri mısra onların. Asla cümle olmuyorlar. Mısra olarak tasarlanmış. Diyeceksin ki onlar aruz. Tamam. Ahmet Muhip' inkini yap. O da öyle. Onu da nesir gibi okuyamazsın. Nazım'ı da okuyamazsın. Bunların hepsi mısra olarak meydana getirilmişlerdir. Mısranın kendine göre bir bütünlüğü, bir ritmi, bir havası vardır. Mesela "Kar yağıyor, üzgünüm.", "Üzgünüm şimdi kar yağıyor", "Kar yağıyor üzgün müyüm?" gibi laflarla şiir yaptığını sanıyor çocuk. Hayır yapmıyorsun, olmuyor. Şiir de değil o. Birtakım izlenimlerini kelimelerin yerlerini değiştirerek yazıyorsun. Serbest vezin dediğimiz şey, söylediği şiirin havasına, atmosferine, kokusuna, virgülüne göre yeni bir vezin meydana getirmektir. Ve daha da ilginci nedir biliyor musunuz? Bir şiir için yarattığın vezni başka bir şiir için kullanamazsın. Kullanırsan, tekrara düşmüş olursun. "Bu adam kendini tekrarlıyor." derler. Onun için serbest vezin çok zor bir vezindir. Kolay bir vezin değil. Bu yanlış anlaşılmalar yüzünden, Türk şiiri çok ucuzlamıştır. Felaket haldedir. Bizde çok gelişigüzel şiirler yazılıyor, şöyle: Çocuk, şiiri yazıyor. Ben diyorum ki, şimdi sen bu şiirin ilk bendini al, kaldır, ortaya koy. Ortadaki bent yukarı çıksın. Oku, okunuyor. Yine oluyor. Peki diyorum, sen şimdi bu şiiri aşağıdan yukarı oku bana. En alttan başlıyor, yukarıya doğru okuyor. Yine oluyor. Yani şiirde hiçbir şey değişmiyor. Peki diyorum, sen şimdi al bakalım şu şiiri, Yahya Kemal bey'in şu şiirini aşağıdan yukarı dene bakalım oluyor mu? Olmuyor... Şu şiiri al bakalım. O da olmuyor. Çünkü onlarda bir şiir mimarisi var. Bir şiir kurgulaması var. Bir kurgu yapmış. Yukarıdan aşağıya bir bütünlük taşıyor. Sen aşağıdan yukarıya okumaya kalkınca olmuyor. Ama ötekinde hiçbir kurgu olmadığı için, rastgele laflarla yazıldığı için bunu buraya koy, onu oraya koy, yine olur.. Çok kızdılar bana. Aranızda bölüm değiştirebilirsiniz. Sen ona dört mısra ver, o sana dört mısra versin. Yine gördüler ki hiçbir şey farketmiyor. Bu demektir ki, şiir mimarisinden koptular, şiir estetiğinden koptular. Geleneksel şiirin sesinden koptular, mısradan koptular. Bu tam bir harabe.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Efendim, "şiirde bir musiki olmalı" dediniz. Nesirde de böyle bir musiki gerekir mi?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Osmanlı nesrinde var. Yani bizim geleneksel nesrimizde. Çünkü Dede Korkut Hikayeleri'ni okursanız, orada çok nesir gibi görünen, şiir gibi de okunan kafiyeli yazılar vardır. Buna biz Osmanlı'da "Seçili Nesir" derdik. Kur'an da böyle gelmiştir. O da nesir olmasına rağmen, kafiyelidir. Bunu en son yapan Cahit Begenç diye bir yazarımız vardı. 194O'lı yıllarda o yapardı. Kafiyeli nesir yazardı. Benim bazı nesirlerimde de vardır. Yani bazen ben de yaparım. Seyahat notlarım vardır. Orada da öyledir. Kafiyeli bir biçimde ritmik okunabilir. Rahatlıkla okunabilir.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Bu yadırganıyor mu, efendim? Mesela şiir gibi bir nesir, akıcı üslup, arada aliterasyonlar, seciler var. Yani şiir ile nesir bir birinden çok farklı mı olmalı kullandığı öğeler açısından?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Yo, niye yadırgansın, yazılır ve oluyor. Eskiden böyle yazıların ismi mensur şiirdi zaten. Yani nesir olarak yazılmış şiir. Yadırganıyor da, niçin ikinci yenicilerin bir çoğunun şiirleri öyle. Nesir halinde yazıyorlar. Onlar neden öyle yapıyorlar o zaman? Fakat şiir de kurallar ne kadar etkileyici olursa olsun, yaratıcılık ağır basar. Sen gelirsin, bu kuralları hiçe sayarak bir şey yaparsın. Bütün millet senin şiirini söyler. Yani burada kalabalığa intikal edebilmek, insanların algılayabileceği frekansı bulabilmek çok önemlidir. Şimdi ben size bir şey söyleyeceğim. Benim en çok sevilen şiirlerimden biri "Ben sana mecburum" şiiridir. "Ben sana mecburum" lafı Türkçe olarak yanlıştır. Kurallar kırılmış olur. "Ben sana mecburum" denmez. Türkçe'de böyle bir laf yoktur. Ben, onu "Ben sana mecburum" şeklinde söyledim. Ve iki defa bestelendi. Demek ki önemli olan, bunu oturtabilmektir. Öyle bir oturtursun ki, herkes onu sever, benimser. Ve bu zamana kadar yanlış sayılan şey doğru olur. Zaten duygulara isim koyan şairlerdir. Dili yaratan şairlerdir. Şimdi benim şiirlerimi bazen basacak olduklarında oradaki musahhih, tashihçi arkadaşların bir kısmı öğretmen olduğu için, dil kaideleri açısından bakıyorlar. Benim şiirlerimin de nesirlerimin de gramere uyan bir yanı yok. Türkçe gramere pek çoğu aykırıdır. Bunlar deli oluyorlar. Şimdi öğretmen oldukları için, düzeltmek ihtiyacı duyuyorlar. Düzeltirsin, ama o şiirin canına okursun. O şiir, yanlışlığı ile güzeldir. Ben onu bile bile yapmışım. O kadar kuralı ben de biliyorum. Ama orada bana öylesi güzel gelmiş. Ben de öylesini söyledim.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Bilerek mi, yoksa ilham eseri olarak mı?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Zaman zaman ilhamın da rolü vardır. Yani kelime öyle gelir. Sonra ben "Yahu yanlış oldu, böyle olmaması lazım." derim. Ama bakarım. Yok, düzeltirsem o zaman kötü bir şey olacak. Bunu da öğrendim. Onu da söyleyeyim size. Şimdi, bizim halk şairleri hiç kural dinlemezler. Mesela, Arapça çoğul olmuş şeyleri Türkçede de çoğul yaparlar. Hani züccaciyeci gibi. Şimdi züccaciye zaten cam satan adam demektir. Ama "Züccaciyeci" der bizimki. Bilmez iki defa cam satan adam olur. Bunun gibi bizim halk şairleri; aman yarabbi neler söylerler. Ama onlar çok da güzeldir. Bazen tasavvuf terimlerini yanlış söylerler. Ama hiçbirimiz de kalkıp "Bunlar bunu niye yanlış söylemiş?" demiyoruz. Ama bu mısraları ezbere biliriz. Bazı konularda kuralların bilinmesinden yanayım. Ama çok kuralcı olmaktan yana da değilim. Ben şiiri gramer kurallarına göre yazmam.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Sıkıcı olur o zaman değil mi efendim?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Kesinlikle. Mesela, benim ilk terkettiğim şey şu oldu: 19. asırda bir miktar Batı ile temas hızlanınca, hariciye vekaletine gelen notları o günkü Türkçeye çevirecek adam gerekmiş. Bizim Müslümanların hiçbiri yabancı dil bilmiyor. O zaman azınlıklara başvurmuşlar. Ermeniler, Museviler hep mütercim olarak kullanılmışlar. Onlar da kendilerine göre bir Türkçe uydurmuşlar. Yani, fiilin sona geldiği bir cümle tarzı vardır bizde. Ve tuttu da. Biz öyle konuşmuyoruz. Kesinlikle öyle konuşmuyoruz. Ben bunun üstünde çok uğraştım. Türk halkı kesinlikle böyle konuşmuyor. Fiil başa geliyor, ortaya geliyor, sona geliyor, hiç gelmiyor. Bizim konuşmamız son derece serbest. Ben de öyle yazıyorum. Bende bazen hiç fiilsiz cümle vardır. Mef'ulsüz cümle vardır. Bütün mesele senin yazdığın şey, anlatmak istediğini karşıdakine ne kadar intikal ettirebiliyor! Çok iyi intikal ettirebiliyorsa, o doğrudur arkadaş... Gerisi hikayedir. Ben birçok şiir, roman, makale yazdım. Kitaplarda çok çetrefil soruları basite indirgeyerek halk Türkçesi ile yazdım. Herkes okuyor, herkes anlıyor. Ama o Türkçe ile yazdım. Kesinlikle gramere uymaz.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Mesela Karakoç'un çok kullandığı "olsun için" deyimini buna örnek verebilir miyiz?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Evet. "Olsun diye" demesi lazım değil midir? "Olsun için" der. Ona kimse karışamaz. Yani kuralı kırdığı zaman daha da dikkat çekici oluyor. Bakın size bir-şey söyleyeceğim. Edebiyat tarihinde köşe başı olan isimlerin hepsine dikkat edin, kuralları kıran adamlardır. Kurallara uyan adamlardan hiç kimse önemli adam olmamıştır. Önemli adam olmak çizgisinde onlar dipnottur. Dikkat edin bakın işte. "Nazım" diyoruz, "Necip" diyoruz. Bunlar kim? Ortalığı altüst eden adamlar! Buna mukabil o zaman birtakım şiirler yazmışlar. Bir çoğunun adını bile bilmiyoruz. Unuttuk!</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Efendim, Necip Fazılın hecedeki başkalığı ne. Zamanında birçok şaire tesir etmiş. Hala da etmekte. Bu etki onun ne gibi özelliğinden kaynaklanıyor? Onun çekici ve taklide zorlayıcı üslubunun sırrı nedir?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Evvela üslupla ilgisi yok o işin. Bir kere Necip, çok iyi bir şair. Evvela, çok iyi bir şair. Yani önce şair olacaksın. Eğer şair değilsen istediğin kadar güzel şiir yazmaya uğraş, mümkün olmuyor. Adam şair. Eski tabirle, tabiat-ı şairanesi var. Zaten o nesilde bence Nazım Hikmet ile odur. İkisinin de, tabiat-ı şairanesi var. Yanardağ gibi geliyor. Bütün mesele o geleni ifade etmektir. Geleni ifade ederken, benim Necip'te gördüğüm özellik şudur. Necip Fazıl, o dönem içerisinde (hemen hepsi öyledir ya, Nazım da öyledir) Türk Edebiyatı'nın evveliyatını bildiği kadar Batı Edebiyatı'nı da bilir. Necip Fazıl'ın şiirlerinin bir kısmı Bodleryen' dir. Baudelaire'in şiirindeki hava onda da var. Ve açıkça görülüyor ki. Necip Fazıl, Baudelaire'i okumuştur. Hem de iyi okumuş. Baudelaire'in kurduğu heceye onlar "alexandren" der. Yani onların bu isimle söylenen bir hece vezinleri vardır. Onun tarzı özellikle "Kaldırımlar"da çok net görülüyor. Baudelaire'i çağrıştırıyor. Ama iyi, has şairler gibi kendini yenilemeyi sever. Yani bunu yazıyor ama, ondan sonra "Otel Odaları"nı yazıyor. "Otel Odaları" çok farklı bir şiir. Ve bizim Türk Edebiyatı'nın en güzel şiirlerinden birisidir. Ama onun ritmi, tekniği, her şeyi çok farklı. Sanıyorum ki, Necip Fazıl'dan başkasında böyle bir şiir yok. Kendi başına bir şiir. Daha sonra bu şiir yolunda yürüdükçe, (tabi bizim tasavvuftan, bizim klasik tasavvuf şairlerinden de yeni etkiler geliyor) ondan birtakım şeyler almaya başlıyor, öyle yürüyor. Ama bana sorarsanız, onun esas gücünü yapan, onun kendisinin tabiat-ı şairanesinin çok güçlü olması bir, ikincisi hem Doğu şiirini, hem Batı şiirini bilmesi ve bundan sentez yapmasıdır. Dikkat ederseniz, Yahya Kemal de böyledir. O da hem Doğu şiirini, hem Batı şiirini çok iyi bilir. Ve çok güzel bir sentez yapmıştır. Yahya Bey de büyük bir şairdir. Asla küçümsenemez. Çünkü halkın konuşma Türkçesini geleneksel sesle şiire intikal ettirme zaruretini ilk anlayan o. Öbürleri hep ondan sonra geliyorlar. İlk defa o anlamış. Mesela Ziya Gökalp şiir de yazıyor. Ama çok kötü şiir yazıyor. Onun yazdığı şiirler didaktik ve küçük çocuklara okutulmak için yazılmış gibi. Onlar kötü şiirler. Yani hecede ilk iyi imiş gibi görünen şiirler biraz Rıza Tevfik'te vardır. Onların hepsi halk şiirlerinin taklitleridirler. Yani hece yazmaya kalkışınca halk şiirlerinin tarzında koşma yazıyorlar. Yahya Kemal öyle yapmıyor. Yahya Kemal aruzun vezinlerini alıyor ve onları yoğuruyor. Türkçeyi alıyor, onların içine döküyor. Ve ondan Türkçe divan şiirinin ve halk şiirinin sesini taşıyan yeni bir melodi çıkarıyor. Bu çok büyük bir iş.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Efendim, Haşim ile Yahya Kemal arasındaki farkı kısaca özetler misiniz?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Şimdi çok büyük fark var. Bir kere Haşim, dilin önemini çok geç anlamış. Yani dilin sadeleşmez ise kaybolacağını çok zor anlamıştır. Son birkaç şiiri anlaşılabilir haldedir. Öbür şiirlerinin büyük bir kısmını halk anlamaz. Yani okur anlamaz. "Piyale" yi bile anlayacak çok az insan vardır.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Sembolist olmasının bunda etkisi var mı?</span></span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Sembolistliği de var tabii. Ona o yüzden çok karşı çıkmışlardır. Bir de Haşim Bey'in çok geçimsiz bir adam olması, onun şairliğini etkilemiş. Yani anılmasını, yayılmasını etkilemiş. Sevmiyorlar onu. İnsan olarak kimse sevmiyor Haşim'i.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Kendisinin de tesirinde kaldığı çirkinliği buna sebep olabilir mi?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Yalnız yüz çirkinliği değil canım, insanlarla kavga etmeyi seven bir tipi var. Mesela, şimdi de var öyle birçok şair. Kendisiyle mutabık olmayan şairler herkesle kavga ederler. Bilmiyor musunuz, öyle bir kural vardır. Bunda ne sağcı olmak geçerlidir, ne solcu olmak. İnsan olmak yetiyor. Haşim de iyi bir şair. Kötü bir şair değil ama, mesela ben Cenab Şehabettin'den bir şeyler buluyorum onda. Daha evvel Cenab o işleri yapmış ve hiç de fena yapmamış. Yani bazı şiirleri var Cenab'ın. Bugün pek anlamaz çocuklar, ama çok güzel şiirlerdir onlar.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Hilmi Yavuz bir röportajında "Roman bitti." diyor. Sizce bu doğru mu?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Yo, roman öyle kolay kolay bitmez. Onun söylemeye çalıştığı başka bir şey. Onu daha önce ben de söyledim. Şimdi görsellik ağır basıyor toplumda. İletişimde görsellik ağır basınca, romanın görselliğe intibak etmesi lazım. Aksi halde okumazlar. Yani düşünebiliyor musun sen? "Savaş ve Barış", Tolstoy. Tuğla gibi üç tane ciltti yanlış hatırlamıyorsam. Şimdi bunu kim oturur da okur? Okumazlar, sıkılırlar. Çünkü "Savaş ve Barış"ın iki saat süren videosu var. Parayı bastırır, videoyu alır, kaseti koyar, seyreder. "Savaş ve Barış" okundu. Şimdi bu başka bir tartışma oldu. O da şu tartışma: "Alfabe öldü mü ölmedi mi?" Tartışma burda. Yazı önemini kaybetti mi kaybetmedi mi? Çünkü belirli bir zamandan beri artık yazıya dayalı kültür önemini kaybediyor. "Bunun mikrofilmi var mı?" diye soruyorlar. O ne demek o? Yazınız yengen. Bu o demek.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Bu yazının ikinci plana itildiğinin bir göstergesi mi?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Evet. Birinci planda audio-visual dediğimiz yeni teknik. O teknik ağır basıyor. Şimdi bir plak getiriyorlar, veriyorlar sana. O plağı takıyorsun. Hem görüntü hem ses çıkıyor. Bir klasik eseri bir saat içinde hatmedip bitiriyorsun. Şimdi öyle bir yere doğru gidiyor. Ondan dolayı alfabenin tartışıldığı bir mesele bu. Ben bunu ilk defa 1970'lerde yazmıştım sanıyorum. Ve o zamanda ilk defa televizyonla ilgilenen Türk yazarı benim. Benden önce kimse televizyonla ilgilenmiyordu. Ben bu işe kalkıştığım zaman "Ya sen deli misin?" dediler. Bir yazarın ne işi var televizyonda. Dedim ki: "Niye öyle söylüyorsunuz? Bir müddet sonra hepimiz orada olacağız." Ve öyle de oluyor. Öyle de oldu. Bir televizyonun yapabileceği etkiyi kitapla asla yapamazsınız. Şimdi size komik bir şey söyleyeyim. Ben üç senedir TRT 2'de program yapıyorum. Belki biliyorsunuz. Salı akşamları konuşuyorum. Ve bu çok alaka görüyor. Mektuplar geliyor. Sokakta adamlar çeviriyor beni. Ben bundan memnunum. Bana söyledikleri bir laf var. Bugün konuştuğumuz şeyleri çok güzel özetliyor. Bana diyorlar ki: "Attila Bey, neden bu söylediklerinizi yazmıyorsunuz?" Halbuki ben yazdıklarımı söylüyorum. Okumuyorlar. Oradan beni dinliyorlar. Ve "bunları yazsa çok iyi olur" diyor da okumuyor. Ben onları yazmışım zaten.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Efendim, anlattıklarınızı özetlersek bugün televizyon, okumanın ve yazmanın karşısında bir tehlike olarak görülüyor. Bunun ortasını nasıl bulacağız? Televizyondan kopamayız. Okumadan, yazmadan da kopamayız. Bu tehlikeyi nasıl atlatacağız?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Bunun çaresi şu: Her yeni gelen teknik, kendinden öncekini geriye itiyor. Tiyatro geldi operayı geriye itti. Sinema geldi, tiyatroyu geriye itti. Televizyon geldi, sinemayı geriye itti. Fakat dikkat ederseniz hiçbiri kaybolmadı. Geriye itildiler ama, devam ediyorlar. Tiyatro da var, sinema da var. Hepsi devam ediyor. Şimdi burada bütün mesele, yeni gelen teknikleri edebiyata intikal ettirebilmektir. Burada iki tez vardır. Bunlardan bir tanesi şudur: Sinema geldi. Sinema romandan neyi alıyor? Birisi diyor ki, "Sinema romandan konuyu ve tipleri alıyor. Ama üslubu alamıyor. Şu halde, sinemadan sonraki edebiyat sadece üslup olmalıdır. Tiplere, konuya o kadar önem vermemeliyiz." Bir tez budur. Öteki tez bunun aksi. O da diyor ki: "Sinema ne getiriyor? Sinemanın getirdiği ve halkı etkileyen tarafı ne? Hareket, görüntü ve gerilim. Roman bunu almalıdır." diyor. O tam tersini söylüyor. Yani birincisi diyor ki: "Madem bu bizden tipleri alıyor, konuyu alıyor. Biz de konusuz, tipsiz, sadece, kelime ustalığına dayalı romanlar yazmalıyız." Hayır, böyle bir şey olamaz.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Tasvir ağırlıklı mı?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Tasvir ağırlıklı da olabilir. Deneme gibi de olabilir. Öyle bir şeyler. Fransa'daki roman tipi tamamen bu teknik üzerinedir. Onlar bir şey anlatmazlar. Mesela ben çok iyi hatırlıyorum. "Şey" adında bir kitap çıktı. Dörtyüz sayfa şey'i anlatıyor. Bitiriyorsun. Hala neyi anlattığının farkında değilsiniz? Ne anlattı bu adam. O şey ne imiş, belli değil. Durmadan anlatıyor. Dörtyüz sayfa. Şimdi bir kısmı böyle bakıyorlar. Öteki kısım da: "Mademki sinema yeni bir şeyler getiriyor, televizyon daha yeni teknikler getiriyor. O zaman uygulanabildiği ölçüde bu teknikleri almalı ve uygulamalı." diye düşünüyorlar. Ben kendi hesabıma bu ikinciyi benimseyen bir yazarım. Bu da Avrupa'da başlamıştır. 1920'lerden itibaren başlamıştır. O zamanlarda bunları uygulamaya çalışan yazarlar olmuştur. Onlar asıl 30'lardan sonra çıkarlar. Bunlardan bir tanesi Hemingway' dir.Hemingway'in kitaplarında sinema olayı çok güzel görülür. Bir tanesi de Andre Margo'dur. Onun kitaplarında da bu çok güzel görülür. Bir tanesi İlya Erengof'tur. Onda da aynı güç hakimdir. Onları okuduğunuz zaman bir film görür gibi olursunuz. Türkiye'de de ben, bu işe başladım. İlk defa "Sokaktaki Adam" şimdi filmi yapılan. "Sokaktaki Adam"ın önsözüne yazmışım "Bu sinematografik bir romandır." diye. O zaman, 50'lerde ve son derece kolay film oldu. O kadar ki çekenler dediler: "Zaman zaman senaryoyu bırakıp romandan çektik." O kadar sinematik. Ben bu yolu daha akıllıca buluyorum. Çünkü öbür yol, kahramanları terketmek, olayı terketmek, işi sadece bir şeyi anlatmaya dökmektir. Bu, okuru soğutuyor kitaptan. Yani okur bir şey anlatılsın istiyor, insanları görmek istiyor. Çünkü biliyorsunuz edebiyatın tarifi budur. Roman nedir? Roman, insanlar arasındaki ve insanların kendi kendileri ile olan ilişkilerini estetik bir çerçeve içinde anlatan edebi eserdir. Şimdi insanlar olmazsa, insanlar arası ilişkiler olmazsa, insanın kendi kendisi ile ilişkisi olmazsa, ortada sadece laf kalıyor. O da roman olmuyor. Roman olmayınca da okumuyor adam. Onu okutabilmek için bunları muhafaza edeceksin. Ama bu yeni tekniği de kullanacaksın. Çünkü benim bir düşüncem vardır. Bunu ısrarla söylerim her zaman. Edebiyatta ve sanatta yenilik, tarifi bozarak olmaz. Tarifi bozunca o yenilik olmuyor, sakatlıyorsun. Çocuğun kolunu kesiyorsun. Bu yenilik değil. Bir tarif yapılmış orada. Onun unsurları var. O unsurlar onu roman yapıyor. Sen o unsurların birini çıkarıp "şimdi yenilik yaptık" diyorsun. Yok, sakatladın. O sakatlandı ve o ilgi görmez. Beğenilmez. Ama ben bir roman yazıyorum. Diyelim ki, sinematografik oluyor, ilgi de görüyor. Onda aradıklarını da buluyorlar. Ve işte sinema gibi bir montaj taşıdığı için "Yahu, bu roman iyi okunuyor ha!" diyor. Bundan geliyor fark. Ama, sinemaya uyan bir roman. Emile Zola roman yazdığı Paris'te bir sarayı anlattığı zaman onbeş sayfa sürüyor. Giriyorsun, orda bahçe var... bahçenin yanında kapı, kapının üstünde şu var. Uzun uzun anlatıyor adam. Şimdi sen onu okurken içini sıkıntılar basıyor. Neden bunu saklıyorsun? Sen görsel bir okursun. Yani sinema ve televizyon çağının okurusun. Böyle şeyler sana görüntü olarak önüne geliyor, üç saniyede, dört saniyede görüyorsun. Eyfel Kulesi'ni sana anlatmaya gerek yok! Ne olduğunu biliyorsun. Sen Eyfel Kulesi'ni her dakika görüyorsun. Ama o zaman, Eyfel Kulesi'ni görebilmek için Paris'e gitmek lazımdı. Paris'e gitmeyenler bunu bilmiyorlardı. Onun için de adam sayfalarca anlatıyor. Altında şu var, onun üstünde bu, onun üstünde de o. Gözünde canlandırabilmek için bu gerekiyordu. Fakat şimdi sen Eyfel Kulesi'ni çok etkileyici, çarpıcı üç mısrayla, üç kelimeyle anlatıp geçebilirsin. O yine gözünün önüne gelir. O eski üsluplar, o eski edebiyatlar, o eski palavralar. Ne kadar çoktu. Şimdi mesela, kız üzüldü diye kızın üzülme sahnesini anlatır. On sayfa kız üzülür. Ben Yaşar Kemal'i kızdırırım. "Bunu yazma!" derim. "Bir yaprak on sayfada yere düşüyor Yaşar." derim. Çok kızıyor. Bu teknik 19. yüzyıl tekniği.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Olay ağırlıklı romanlarda psikolojik tahlillere girmek biraz zor oluyor. Buna rağmen sizin anlatmış olduğunuz yeni tarz romanlarda bu tahliller nasıl yapılacak?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Yapılır. Onu ben yaparım. Mesela ben şöyle yapıyorum. Başkaları da öyle yapıyor. Dışardakiler de öyle yapıyorlar. Bütün mesele tasarrufla yapmaktır. Yani az kelimeyle az cümleyle. Şöyle söyleyeyim. Adam yalnız. Kendisini çok yalnız hissediyor. Hava kötü, hava bozmuş, ortada, ne yapacağını bilmiyor. Şimdi orada bu adamın yalnızlığını anlatmak için beş sayfa yazabilirsin. İşte şunu da hatırladı, bu da oldu, bunu da hatırladı falan. Çok muhtemel ki bunu okumazlar, bugünkü şartlar altında. Yalnız şimdi burada şöyle bir özellik var. Aklıma geldi. Benim şiirlerimde vardır. Orada ben demişim ki, "Kesik bir kol gibi yalnızlık" Şimdi "kesik bir kol gibi yalnızlık" dediğin zaman, artık başka ikinci bir şeye lüzum yok ki.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Kestirmeden, az ve öz bir şekilde ifade etmek, değil mi?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Evet, öyle. Evet, böyle halledeceğim. Üç kelime, dört kelime. Sonra da öyle bir şekilde, öyle bir ifade ile vereceksin ki bunu, okur şıp diye alacak kafasına. Başka bir yerde şöyle bir şey söylemiştim: "Kadın o kadar farklı iki insan gibiydi ki, gözlerinden sanki bir başkası bakıyordu." Bir cümle. Bir cümleyle oturtuyorsun. Bütün mesele bu kadar basit. Ama büyük bir ustalık istiyor. Büyük bir konsantrasyon ve iyi bir seçim istiyor. Herkesin anlayabileceği bir şey olmalı. Kimsenin anlayamayacağı bir şey saçmalarsan, o hiçbir işe yaramaz. Yani modern romanın getirdiği olay bu. Sinema ve televizyona karşı romanı böyle koruyabilirsin. Onun tekniğini kullanacaksın ona karşı. Yani "ondan kaçıp da kendimi kurtarayım" dersen, seni okumazlar. </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Belki bunun bize, özlü ifade kullanmakta arayışa geçmek gibi bir yararı oluyor değil mi, efendim?</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Gayet tabii, gayet tabii yararı var. Üslubumuza çekidüzen verme ve ifadelerimizi daha veciz bir hale getirmek gibi. Tabii, tabii. Allah rahmet eylesin Kemal Tahir ağabey lafı biraz uzatır. Mesela iki kişi konuşmaya başlar, yetmiş sayfa sürerdi. En ince yerine kadar o konuşmayı yazardı. Şimdi ona gerek yok. Okura lazım olan, konuya, atmosfere lazım olan en can alıcı dört beş konuşmayı oraya koy, geç. Öbür türlü tadı kaçar. Eskiden bizim halkın arasında öyle bir üslup vardı. Şimdi "anlatı" dedikleri şey. O zaman o roman olmaz. Bir anlatma olayı, roman değil. Roman kendi içinde bir sentez. Romanın kendine göre kuralları var. O kurallara göre yürümek zorundasın. Bu kurallar da zaman içinde değişiyor. Durmadan değişiyor. Şimdi görsel roman dönemi. Şu anda ben bunu Türkiye'de ısrarla yapmaya çalışan birisiyim. Benim romanlarımı dikkatle okuyan birisi gözünün önünde kahramanları, olayları, yerleri, her şeyi neredeyse üç boyutlu olarak görür; eğer özel dikkat sarfederse...</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yağmur: Bizlere verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz efendim. </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">A. İlhan: Ben teşekkür ederim.</span></span></span></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-34389622575087017292015-02-06T11:20:00.000+02:002015-02-07T20:10:13.889+02:00Divan Edebiyatından Gazeller<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Century Schoolbook","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Bir cefâ-keş
âşıkım ey yâr senden dönmezem<br />
Hançer ile yüreğimi yar senden dönmezem<br />
<br />
Aşkının yolunda ey meh kâmetin tek doğruyum<br />
Olurum Mansûr-veş ber-dâr senden dönmezem<br />
<br />
Mushaf-ı hüsnün hakıyçin ey dil-ârâmım benim<br />
Ança kim bu tende cânım var senden dönmezem<br />
<br />
Bülbül-i şeydâ idim saydına düştüm ey nigâr<br />
Yanarım Mecnun kimi pür-nâr senden dönmezem<br />
<br />
Rind-i rüsvâyî benim başımdadır sevdâ-yı aşk<br />
Nâm u nengi koymuşum bâ-âr senden dönmezem<br />
<br />
Âşıkım aşkın yolunda hasta gönlüm sırrını<br />
Eylesen bin kez cefâ dil-dâr senden dönmezem<br />
<br />
Günde bin kez ta'nesin nus eylerim nâ-keslerin<br />
Çün Nesimîyim belî zinhâr senden dönmezem<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 19.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0in; mso-outline-level: 4; vertical-align: baseline;">
<b><span style="color: #6b5941; font-family: "Century Schoolbook","serif"; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><a href="http://www.yagmurdergisi.com.tr/yazar/konular/nesimi"><span style="color: black; text-decoration: none; text-underline: none;">Nesîmî</span></a><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 19.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0in; mso-outline-level: 4; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Century Schoolbook","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Cânı terk itmek
gerek bu evde cânân isteyen<br />
Kahrı nûş itmek gerek derdine dermân isteyen<br />
<br />
Ma'şûkun yolında âşık nâ-murâd olmak gerek<br />
Ma'şûka vasl olmaya hicrinde pâyân isteyen<br />
<br />
Ben ki ma'şûkun rızâsın isteyen buldum bu gün<br />
Sâdıkü'l-kavl olmaya küfrine îmân isteyen<br />
<br />
Ben bu sûret mülkünü kıldum harâb anın'çün<br />
Genci buldısa aceb olmaya vîrân isteyen<br />
<br />
Şems firâkı ağusın nûş eyle vasl-ı yâr içün<br />
Hâr cevrini çeker şol gül-i handân isteyen<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 19.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0in; mso-outline-level: 4; vertical-align: baseline;">
<b><span style="color: #6b5941; font-family: "Century Schoolbook","serif"; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><a href="http://www.yagmurdergisi.com.tr/yazar/konular/aksemseddin"><span style="color: black; text-decoration: none; text-underline: none;">Akşemseddîn</span></a><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Century Schoolbook","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Gelmişem vahdet
elinden aşk ile cihâna ben<br />
İçmişem câm-ı ezelden olmuşam mestâne ben<br />
<br />
Can uyandı cümle-i müşkillerim oldu ayân<br />
Açtı dost gönül gözün bastım kadem irfâna ben<br />
<br />
Gönlüme nûr-i tecellî dost cemâlinden doğar<br />
Şem›ine pervâne oldum aşka yâne yâne ben<br />
<br />
Çünki "kerremnâ benî âdem" dedi Kur'ân'da Hakk<br />
Âyine ve sûret oldum cism ile ol câna ben<br />
<br />
Çünkü bu sevdâyı yazmış dest-i kudret başıma<br />
Onun için yok kararım düşmüşem cevlâna ben<br />
<br />
Ey Sinânî aşk makâmı bes rızâ-yı Hakk dürür<br />
Pâdişâhın hizmetinde durmuşam dîvâne ben<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 19.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0in; mso-outline-level: 4; vertical-align: baseline;">
<b><span style="font-family: "Century Schoolbook","serif"; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><a href="http://www.yagmurdergisi.com.tr/yazar/konular/pir-ummi-sinan"><span style="color: windowtext; text-decoration: none; text-underline: none;">Pîr Ümmi
Sinan</span></a><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 19.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0in; mso-outline-level: 4; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Century Schoolbook","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Olmadı âlem
içinde bir nefes hürrem gönül<br />
Olmadı bir lahza bî-gam olana hem-dem gönül<br />
<br />
Her kime gönlüm gamın dedim gamından gam yedim<br />
Galiba yoktur cihân içinde bir bî-gam gönül<br />
<br />
Hâk-i âdem gam ile tahmîr oluptur galiba<br />
Bî-gam olan olmaya cins-i benî-âdem gönül<br />
<br />
Gussa-i devrândan bir dil halâs olmuş değil<br />
Sen değilsin mübtelâ-yı gam hemân epsem gönül<br />
<br />
Şâhid-i şâdî cemâlin arz ede bir gün ola<br />
Böyle kalmaz gam yeme hâl-i cihân her dem gönül<br />
<br />
Saltanat kavgasıdır Adlî seni dil-teng eden<br />
Hırka-pûş olanda vardır var ise hürrem gönül<br />
<br />
Ko raiyyet gussasını memleket kaygısını<br />
Âkil isen hâlin anıp eylegil mâtem gönül<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 19.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0in; mso-outline-level: 4; vertical-align: baseline;">
<b><span style="color: #6b5941; font-family: "Century Schoolbook","serif"; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><a href="http://www.yagmurdergisi.com.tr/yazar/konular/adli"><span style="color: black; text-decoration: none; text-underline: none;">Adlî</span></a><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 19.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0in; mso-outline-level: 4; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; font-family: "Century Schoolbook","serif"; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Kaynak: <a href="http://www.yagmurdergisi.com.tr/archives/konu/edebiyat-saheserleri-kasim-2014"><span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Yağmur Dergisi</span></a><o:p></o:p></span></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-17583282295810582682015-01-19T11:00:00.000+02:002015-01-22T18:54:28.355+02:00Aşk<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibK2EOWCOaZd89h3JRT3OFzwCunCMkdl1G6LdYiQ7C9TOLiVMY24WShlCfK7oKLMQDXsrSyYqRd8VBx2R0b7t2rgayuMxiUlQXshZtQPBw6fRVm6ryIkBXU6S4kgH4R0LL4K-u/s1600/443065368_d802d442b2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibK2EOWCOaZd89h3JRT3OFzwCunCMkdl1G6LdYiQ7C9TOLiVMY24WShlCfK7oKLMQDXsrSyYqRd8VBx2R0b7t2rgayuMxiUlQXshZtQPBw6fRVm6ryIkBXU6S4kgH4R0LL4K-u/s400/443065368_d802d442b2.jpg" height="300" width="400" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: center;">
Tînet-i Âdemde konmasa eğer sevdâ-yı aşk </div>
<div style="text-align: center;">
Cenneti bir dâneye satmazdı ol dânâ-yı aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kenz-i mahfîden zuhûra geldi eşyâ lâ-cerem </div>
<div style="text-align: center;">
Bâd-ı hubbiyle temevvüc etdi çün deryâ-yı aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Tâlib-i dîdâr olup ayılmaya tâ haşredek </div>
<div style="text-align: center;">
Kim ki nûş ede ezel bezminde ger sahbâ-yı aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Aşk ü müşg olmaz nihân ânı bilir halk-ı cihân </div>
<div style="text-align: center;">
Âşık-ı bî-çâreye mümkün müdür ihfâ-yı aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bülbülün hâlin bilenler gûş ederler nâlesin </div>
<div style="text-align: center;">
Bir gül-i bî-hâr içündür bunca hûy u hây-ı aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Aşk-ı Şîrîn oldu feryâdına Ferhâd'ın sebep </div>
<div style="text-align: center;">
Ey nice dânâyı Mecnûn eyledi Leylâ-yı aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ey Hüdâyî hâlet-i aşkı ne bilsin her meges </div>
<div style="text-align: center;">
Kulle-i Kâf-ı hakîkat mürgüdür ankâ-yı aşk</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<b>Aziz Mahmut Hüdai</b></div>
<div style="text-align: center;">
http://www.antoloji.com/ask-57-siiri/</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
İşidin ey yârenler </div>
<div style="text-align: center;">
Kıymetli nesnedir aşk </div>
<div style="text-align: center;">
Değmelere bitinmez </div>
<div style="text-align: center;">
Hürmetli nesnedir aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Dağa düşer kül eyler </div>
<div style="text-align: center;">
Gönüllere yol eyler </div>
<div style="text-align: center;">
Sultanları kul eyler </div>
<div style="text-align: center;">
Hikmetli nesnedir aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kime kim vurdu ok </div>
<div style="text-align: center;">
Gussa ile kaygu yok </div>
<div style="text-align: center;">
Feryad ile âhı çok </div>
<div style="text-align: center;">
Firkatli nesnedir aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Denizleri kaynatır </div>
<div style="text-align: center;">
Mevce gelir oynatır </div>
<div style="text-align: center;">
Kayaları söyletir </div>
<div style="text-align: center;">
Kuvvetli nesnedir aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Miskin Yunus neylesin </div>
<div style="text-align: center;">
Derdin kime söylesin </div>
<div style="text-align: center;">
Varsın dostu toylasın </div>
<div style="text-align: center;">
Lezzetli nesnedir aşk</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<b>Yunus Emre</b></div>
<div style="text-align: center;">
http://www.antoloji.com/ask-1720-siiri/</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kevser-i ateş- nihadın adı aşk </div>
<div style="text-align: center;">
Düzah-ı cennet -nümanın adı aşk </div>
<div style="text-align: center;">
Bir lügat gördüm cünun isminde ben </div>
<div style="text-align: center;">
Anda hep cevr ü cefanın adı aşk</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<b>Şeyh Galib</b></div>
<div style="text-align: center;">
http://www.antoloji.com/kevser-i-ates-nihadin-adi-ask-kit-a-siiri/</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Gönül kuşu eski yuvadan uçtu </div>
<div style="text-align: center;">
Giden gelsin bizimle dost iline </div>
<div style="text-align: center;">
Katerler bağlandı kafile göçtü </div>
<div style="text-align: center;">
Giden gelsin bizimle dost iline </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Aşk eseri olan karar bağlamaz </div>
<div style="text-align: center;">
Yüreğinde derd olmayan ağlamaz </div>
<div style="text-align: center;">
Bizi bu yerlerde kimse eğlemez </div>
<div style="text-align: center;">
Giden gelsin bizimle aşk iline </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bir garibim adım sanım anılmaz </div>
<div style="text-align: center;">
Yüreğimde yaram vardır onulmaz </div>
<div style="text-align: center;">
Aşk deryası cuş eyledi yenilmez </div>
<div style="text-align: center;">
Giden gelsin bizimle aşk iline </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Leyl-ü nehar akar çeşmimin yaşı </div>
<div style="text-align: center;">
Dost yoluna koyup can ile başı </div>
<div style="text-align: center;">
Aşk ile geçelim dağ ile taşı </div>
<div style="text-align: center;">
Giden gelsin bizimle aşk iline </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Derviş Himmet aydır onu bilenler </div>
<div style="text-align: center;">
Medhin okur anda varıp gelenler </div>
<div style="text-align: center;">
Delilimiz oldu pirler erenler </div>
<div style="text-align: center;">
Giden gelsin bizimle aşk iline</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<b>Kul Himmet</b></div>
<div style="text-align: center;">
<span class="Apple-style-span" style="font-size: x-small;">http://www.antoloji.com/gonul-kusu-eski-yuvadan-uctu-siiri/</span></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kurtulamam üç nesnenin elinden </div>
<div style="text-align: center;">
Biri firkat biri gurbet biri aşk </div>
<div style="text-align: center;">
Üçü bilmez birbirinin halinden </div>
<div style="text-align: center;">
Biri firkat biri gurbet biri aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Aşktır beni sevda ile söyleten </div>
<div style="text-align: center;">
Firkattir cevr ile sinem dağlayan </div>
<div style="text-align: center;">
Gurbettir gözümden kanlar akıtan </div>
<div style="text-align: center;">
Biri firkat biri gurbet biri aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bahri gibi ummanları yüzdüren </div>
<div style="text-align: center;">
Mecnun gibi sahraları gezdiren </div>
<div style="text-align: center;">
Ferhad gibi dağlar başın kazdıran </div>
<div style="text-align: center;">
Biri firkat biri gurbet biri aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ben bilirim benim aklım şaşıran </div>
<div style="text-align: center;">
Beni sevdiğimden cüda düşüren </div>
<div style="text-align: center;">
Muhabbet deryasın baştan aşıran </div>
<div style="text-align: center;">
Biri firkat biri gurbet biri aşk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Gevheri der dersim aldım hocadan </div>
<div style="text-align: center;">
Okuyup hatmettim kara heceden </div>
<div style="text-align: center;">
Koç yiğidi pir eyledin kocadan </div>
<div style="text-align: center;">
Biri firkat biri gurbet biri aşk</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<b>Şair Gevheri</b></div>
<div style="text-align: center;">
http://www.antoloji.com/kurtulamam-uc-nesnenin-elinden-siiri/</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<span class="Apple-style-span" style="font-size: x-small;">Resim: flickr.com</span></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-90904234282717790922014-11-24T11:18:00.000+02:002015-01-22T18:48:00.393+02:00Yunus Emre’den…<h2 style="background-color: white; border: 0px; clear: both; color: #404040; font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: 20px; font-weight: inherit; line-height: 28px; margin: 40px 0px 10px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Aşk Ateşi</strong></h2>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Girdim aşkın denizine bahrılayın yüzer oldum<br />
Geştediben denizleri Hızır’layın gezer oldum</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Cemalini gördüm düşte çok aradım yazda kışta<br />
Bulamadım dağda taşta denizleri süzer oldum</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Sordum deniz malikine ırak değil salığına<br />
Girdim gönül sınığına gönülleri düzer oldum</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Viran gönlüm eyledim şar bunculayın şar nerde var<br />
Haznesinden aldım gevher dükkan yüzün bozar oldum</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Ben ol dükkan-dar kuluyum gevherler ile doluyum<br />
Dost bağının bülbülüyüm budaktan gül üzer oldum</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Ol budakta biter iman iman bitse gider güman<br />
Dün gün isim budur heman nefsime bir Tatar oldum</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Canım bu tene gireli nazarım yoktur altına<br />
Düştüm ayaklar altına topraklayın tozar oldum</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Tenim toprak tozar yolca nefsim iltir beni önce<br />
Gördüm nefsin burcu yüce kazma aldım kazar oldum</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Kaza kaza indim yere gördüm nefsin yüzü kara<br />
Hümeti yok Peygamber’e bentlerini bozar oldum</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hanı<br />
Aldattın ey dünya beni işlerinden bezer oldum</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Yunus sordu girdi yola kamu gurbetleri bile<br />
Kendi ciğerim kanıyla vasf-ı halim yazar oldum</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; clear: both; color: #404040; font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: 20px; font-weight: inherit; line-height: 28px; margin: 40px 0px 10px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Geldi Geçti Ömrüm Benim</strong></h2>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Geldi geçti ömrüm benim<br />
Şol yel esip geçmiş gibi<br />
Hele bana şöyle gelir<br />
Şol göz yumup açmış gibi</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
İş bu söze Hak tanıktır<br />
Bu can gövdeye konuktur<br />
Bir gün ola çıka gide<br />
Kafesten kuş uçmuş gibi</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Miskin adem-oğlanını<br />
Benzetmişler ekinciye<br />
Kimi biter kimi yiter<br />
Yere tohum saçmış gibi</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Bu dünyada bir nesneye<br />
Yanar içim göynür özüm<br />
Yiğit iken ölenlere<br />
Gök ekini biçmiş gibi</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Bir hastaya vardın ise<br />
Bir içim su verdin ise<br />
Yarın anda karşı gele<br />
Hak şarabın içmiş gibi</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Bir miskini gördün ise<br />
Bir eskice verdin ise<br />
Yarın anda sana gele<br />
Hulle donun biçmiş gibi</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Yunus Emre bu dünyada<br />
İki kişi kalır derler<br />
Meger Hızır, İlyas ola<br />
Ãb-i hayat içmiş gibi</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<a href="http://www.antoloji.com/ask-atesi-siiri/" style="border: 0px; color: #3a3a3a; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">http://www.antoloji.com/ask-atesi-siiri/</a></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<a href="http://www.antoloji.com/geldi-gecti-omrum-benim-siiri/" style="border: 0px; color: #117bb8; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">http://www.antoloji.com/geldi-gecti-omrum-benim-siiri/</a></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #404040; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 20px; margin-bottom: 1.5em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-38037803832435018902014-10-27T17:09:00.002+02:002014-10-27T17:09:46.444+02:00Saatleri Ayarlamak<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif; margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEig3OAmtwA3VPKd0MOtESzWXsSB5RHJ0ZqqGiwCQdTyaSU-5RVnCwQhZD0m4c-UUPy_ul35_GI2_XQr27UwSgjZ47dQftJceF6-gF8_J6up5eUJ1-vq71N-9M-L3UnzE_QWgj8UZw/s1600/saat.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEig3OAmtwA3VPKd0MOtESzWXsSB5RHJ0ZqqGiwCQdTyaSU-5RVnCwQhZD0m4c-UUPy_ul35_GI2_XQr27UwSgjZ47dQftJceF6-gF8_J6up5eUJ1-vq71N-9M-L3UnzE_QWgj8UZw/s1600/saat.jpg" height="200" width="200" /></a></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.25pt; margin: 0cm 0cm 0.0001pt 6pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Dr. Ahmet ERTUĞRUL</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.25pt; margin: 0cm 0cm 0.0001pt 6pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<span style="color: #6b5941; font-family: "inherit","serif"; font-size: 12.0pt; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><a href="http://www.yagmurdergisi.com.tr/archives/konu/saatleri-ayarlamak" target="_blank">Yağmur Dergisi Sayı 31, Nisan 2006</a><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.25pt; margin: 0cm 0cm 0.0001pt 6pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü
adlı eserinde, Nuri Efendi adlı bir saatçiden söz ederken şöyle der:
"İnsan saatin arkasını bırakmamalıdır. Nasıl ki, Allah insanı bırakırsa
her şey mahvolur!" Saat hakkındaki düşünceleri bazan daha derinleşirdi:
"Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir
ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur!" (Tanpınar 1987:29)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; line-height: 18.3999996185303px;"><br /></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Saatin insan hayatının tanzimindeki rolü gerçekten de inkar edilemez. Bu yönden
bakılırsa kültürel kimliğimizi, davranış ve hayat tarzımızı bize biçilen
saatlere göre ortaya koyma mecburiyetindeyiz. Greenwich parkında, bugün müze
olan eski gözlemevinin belki de hayatımızda birçok değeri tanzim etmek gibi bir
rolü var. Boylamların başlangıç noktası saatlerimizin de ayarını
belirlemektedir...</span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Aslında Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Berna Moran'ın da haklı olarak belirttiği
gibi, "iki uygarlık arasında bocalayan toplumumuzun yanlış tutumlarını,
davranışlarını, saçmalıklarını alaya alan eleştirel bir romandır."(Moran
1983: 252)</span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">XVII. yüzyılda sarkaçlı mekanik saatlerin hayatımıza girmesi ve üstelik kısa
zamanda bu saatlerin camilere de yerleştirilmesi, Batılı yazarlar tarafından
"sessiz bir devrim" (Kurz 2005:73) olarak değerlendirilmiştir. </span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Mekanik saatler, günbatımından günbatımına iki kez on iki saat olarak ayarlanan
ve her gün ayarlanan alaturka saatler olarak hayatımızda yer alan saatleri
silip atmış ve artık günü yekpare yirmi dört saat olarak düzenlemiştir. Bundan
sonra Osmanlı, İran, Hint ve diğer Müslüman toplumlarda Batı'da imal edilen
saatler hızla yayılmıştır. Batılı elçiler, Osmanlı sarayına Fatih Sultan Mehmet
döneminden itibaren birbirinden farklı ve göz alıcı hediye saatler
taşımışlardır. Bu saatler birbirinden farklı renk, şekil ve düzenlere sahipti.
Saat başı müzik çalanlar ve müzikle birlikte saatten çıkan kuklaların çeşitli
gösterilerde bulunduğu saatler, herkesin ilgisini çekiyordu. Ancak evlerdeki ve
camilerdeki bazı saatlerin çan sesi, Osmanlı insanına azap vermiştir. Nitekim
XVII. yüzyıl Divan şairi Sâbit, bu hâli şöyle ifade etmiştir :</span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Dâr-ı İslâmda sâ‘at başına etmededir</span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Çan çalıp nice müselmânı mu‘azzeb sâ‘at </span></div>
</span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">(Sâbit 1991:366)</span></div>
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Ondokuzuncu yüzyılda da Dolmabahçe Sarayına Müslüman bir ülkede inşa edilen ilk
meydan saati dikilmiş ve bu meydan saati mimarîsi geniş bir coğrafyaya
yayılmıştır. </span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">***</span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Toplumumuzda XVIII. yüzyıldan itibaren başlayan ve gitgide hızlanan kültür
değişmeleri, ortaya "kendisi olmayan" fakat "başkasına da
uymayan" bir yeni tip çıkarmıştır. Bu yeni tip, öncelikle gündelik hayatın
değişmesiyle adeta arada büyük saat farkı bulunan farklı bir coğrafyaya giden
birinin şaşkınlığını yaşadı. Gündelik hayatın tanzimini saatler düzenlediği
için alışkanlıkların terki ve yeni tarzların benimsenmesi de saatlerin
zorlamasıyla gerçekleşti. </span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Ahmet Hâşim, "Müslüman Saati" adlı denemesinde bu yeni hayatın
hercümercini derinden duyarak anlatır : "İstanbul'u yenileştiren ve
yerlisini şaşırtan istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin
hayatımıza girişi oldu."(Hâşim 1981 :102) Hâşim ayrıca eskiden kendimize
göre günlerimiz ve saatlerimizin varlığını da belirtir. "Müslüman gününün
başlangıcını şafağın parıltıları ve sonunu akşamın ışıkları tayin ederdi."
Işıkla müsâvi, ışığa ayarlı ve ışık dolu günler... Pratik, basit, yorucu
olmayan ve "geceleri dinlenmemiz için yaratılan" bir zaman tasavvuru...
Bu zaman birçok mukaddesi de içinde saklayan bir zamandı. Doğumlar, ölümler,
evlilikler, törenler hep bu zamana bağlıydı. Hâşim, eski saatlerin hayatımızdan
çekilmesini derinden farketmiştir : "Giden saatler babalarımızın öldüğü,
annelerimizin evlendiği, bizim doğduğumuz, kervanların hareket ettiği ve
orduların düşman şehirlerine girdiği saatlerdi. (...) Yeni "ölçü" bir
zelzele gibi, zaman manzaralarını etrafımızda altüst ederek, eski
"gün"ün bütün sedlerini harap etti ve geceyi gündüze katarak saadeti
az, meşakkati çok, uzun, bulanık renkte bir yeni "gün" meydana
getirdi. Bu, müslümanın eski mesut günü değil, sarhoşları, evsizleri,
hırsızları ve katilleri çok ve yeraltında mümkün olduğu kadar fazla
çalıştırılacak köleleri sayısız olan büyük medeniyetlerin acı ve sonu gelmez
günüydü."(Hâşim 1981: 103)</span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Ahmet Hâşim'in, saatlerin hayatımıza müdahalesiyle ilgili örneklerinden en
dikkkat çekici olanı "fecir saati" ile ilgili olanıdır. Eskiden
rüyasız uykunun sonu ve yıkanma, ibadet etme, neşe ve ümit başlangıcı olan
fecir, artık hayatımızda başka bir hale girdi. "Birçoklarımız için fecir,
artık gecedir. Ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun
ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış bozuk çarşaflara dolaşmış,
kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve
fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş
saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki
dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi Müslüman evindeki saat, başka bir
âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve
gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz
şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz."(Hâşim 1981: 104)</span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Hayatımızın tanzimini doğrudan etkileyen zamanın cetveli, yani takvim,
toplumların yönlendirilmesinde büyük rol oynamaktadır. Nitekim her toplum kendi
hayat tarzına ve günlük hayatına göre şekillenmiş bir zaman anlayışına
sahiptir. İslam bilginlerinden Takiyüddin'in 1563'te namaz saatlerini gösteren
bir saat yapmakla görevlendirilmesi, İslâm toplumunda zamanın namaz vakitlerine
göre düzenlenmiş olduğunun da bir göstergesidir (Kurz 2005: 46). </span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Yaşadığımız yeni milenyumun da bu anlamda "küreselleştirilen dünya"yı
tek bir zamana doğru götürdüğüne şahit oluyoruz. Ne gariptir ki hiç kimse çıkıp
da "herkesin milenyumu kendine" dememekte ve dünyadaki farklı dinler,
kültürler, milletler aynı heyecanla tek boyutlu ve "yönlendirilmiş"
bir zaman anlayışına teslim olmaktadırlar. Oysa "zaman" kavramı,
dinlere, kültürlere ve ırklara göre değişmektedir. </span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Milâdî takvimden önce, Batı dünyasında Roma'nın kuruluşu tarihini esas alan
Roma takvimi kullanılmaktaydı. Bu takvim Hz. İsa'nın doğumundan yaklaşık
yedibuçuk asır önceye dayanıyordu. Roma takviminin 1285. ve Hz. İsa'nın
doğumunun 532. yılında, Diyonisyos Eksigos adlı papaz ruhanî meclise Hz.
İsa'nın doğumunu başlangıç olarak kabul eden bir takvim önermiştir. Bu önerinin
uygun görülmesiyle Roma'nın kuruluş tarihinin 754. yılı, Hz. İsa'nın doğum yılıyla
birleştirilerek Milâdî takvim tespit edilmiştir. Bu takvim, Papa XIII. Gregor
tarafından geliştirilerek 1582 yılından itibaren kullanılmaya başlanmıştır.
İşte bizim de tâbi olduğumuz yeni milenyumun takvimi de budur. Ancak daha önce
de belirttiğimiz gibi, her kültürün, dinin ve milletin kendi kabullerine ve
tarihî olaylarının önemine göre bir "takvimi" vardır. </span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Musevîler, M.Ö. 7. yüzyılı, 3761 tarihi olarak kabul etmektedirler. Bu durumda
2000 yılının Musevî takvimindeki karşılığı 5760 yılıdır. Budistler, Buda'nın
ölüm tarihi kabul ettikleri M.Ö. 543 yılını tarihin başlangıcı kabul
etmektedirler. Buna göre 2000 yılının Budist takvimindeki karşılığı 2543
yılıdır. İslam âleminin takvimi olan Hicrî takvim, Hz. Ali'nin hilafeti
sırasında uygulanmaya başlanmıştır. Hicrî takvimde, Peygamberimizin Mekke'den
Medine'ye hicret ettiği milâdî 16 Temmuz 622 tarihi başlangıç olarak kabul
edilmektedir. Milâdî 2000 yılı, Hicrî takvime göre 1420 tarihine karşılıktır. </span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Bütün bunların dışında, Uzakdoğu, Eski Yunan, Çin ve Hindistan'da da farklı
takvimler mevcuttur. Bu takvimlerin hepsinde de dinlerin, kültürlerin ve
milletlerin zaman anlayışları sergilenmektedir. O halde "herkesin
milenyumu kendine" sözü, kültürel kimliklerin varlığını ve önemini de
işaret etmektedir. Saatlere teslim olmak ve saatlerin bizi çekip çevirdiği
çerçevede yaşamak, hürriyetimizi kendi elimizle sınırlamaktan başka bir şey
değildir. Resmî takvimler ne olursa olsun, günümüzü ve saatlerimizi tanzim
etmek bizim işimiz. Eskiler "yatsı" ifadesiyle aynı zamanda yatma
vaktini de kastetmişlerdir. </span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Öyle ya, "geceler istirahatimiz için yaratılmış" bir siyah örtü değil
midir? </span></span></div>
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;">
</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<b></b><br />
<div style="text-align: justify;">
<b><b><span style="border: none windowtext 1.0pt; font-family: "inherit","serif"; font-size: 10.0pt; line-height: 115%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-border-alt: none windowtext 0cm; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; padding: 0cm;">KAYNAKLAR</span></b></b></div>
<b>
</b><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 10.0pt; line-height: 115%; mso-ansi-language: TR; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 10pt; line-height: 115%;">Ahmet Hâşim, Bize Göre, Kültür Bak. Yay. Ank. 1981</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 10pt; line-height: 115%;">Cogito, Takvim : Zamanın Haritası, Yapı Kredi Yay., sayı : 22, Bahar 2000</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 10pt; line-height: 115%;">Kurz, Otto (2005), Sultan İçin Bir Saat, çev. Ali Özdamar, Kitap Yay.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 10pt; line-height: 115%;">Moran, Berna (1983), Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış, İletişim Yay., İst. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 10pt; line-height: 115%;">Sâbit (1991), Divân, Haz: Turgut Karacan, Sivas.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 10pt; line-height: 115%;">Tanpınar, Ahmet Hamdi (1987), Saatleri Ayarlama Enstitüsü,</span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt; line-height: 115%;"> Dergâh Yay. </span></div>
</span><o:p></o:p><br />
<br />
<div>
<br /></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-61529053952772364742014-09-26T18:54:00.001+03:002014-09-26T18:54:38.541+03:00Kosova ve Karadağ`a Yolculuk<div style="background-color: #fefefe; color: #333333; text-align: justify;">
<div>
<strong>PRİZREN, </strong><strong>BİR OSMANLI HATIRASI</strong></div>
<div>
<span style="color: black;"><a href="http://gezgindergi.com/kosova-ve-karadag--7560/%C2%A0" style="color: black; cursor: pointer;" target="_blank">http://gezgindergi.com/kosova-ve-karadag–7560/ </a></span></div>
<div>
<br /></div>
<div>
8 Eylül 2014</div>
<div>
</div>
<div>
“Seyahatin önündeki tek engel, kapının eşiğidir” der, bir <strong>Bosna </strong>atasözü. Biz de aşmıştık eşiği ve düşmüştük yola. Uzun süredir gidip görmeyi istediğim<strong> Kosova </strong>ve özellikle <strong>Prizren’</strong>in bu kadar yakın olduğunu bilemezdim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
<div>
<strong> Yazı: Serkan Doğan</strong></div>
<div>
<strong>Fotoğraflar: Mehdi Öztürk</strong></div>
<div>
<strong><br /></strong></div>
<div>
</div>
<div>
</div>
<div style="text-align: start;">
<strong><img alt="" class="aligncenter" src="http://gezgindergi.com/Uploads/751.jpg" style="border: none; clear: both; display: block; height: auto; margin-bottom: 12px; margin-left: auto; margin-right: auto; max-width: 100%;" /></strong></div>
<div>
</div>
<div>
Batı’nın haçı ve kılıcının girmediği, küçük, genç, barış ve huzur kokan, <strong>Saraybosna</strong>’ya benzettiğim Kosova’nın nüfusu 2 milyon, Prizren’in ise yaklaşık 200 bin. İstanbul’dan uçakla gayet iyi fiyatlarla ve 1 saat 15 dakika içinde Kosova’da oluyorsunuz. (Ayrıca, İstanbul ile Prizren arası 1000 km, aracınızla da karayolundan seyahat edebilirsiniz). Adeta Anadolu’nun herhangi bir şehrine iner gibi iniyorsunuz uçaktan. Havalimanından başkent Priştine yaklaşık 10 km.<strong> Priştine</strong>ile Prizen arasını ise 80 km ve bu yolu muhteşem karlı <strong>Şar Dağı</strong> (2750 metre) manzarası ile 1 saat içinde alabiliyorsunuz.<strong>“Vardar Ovası”</strong> adlı Rumeli türkümüzde geçen <strong>Maya Dağı</strong>‘nın aslı Şar Dağıdır. Şar Dağları aynı zamanda Kosova ile Makedonya arasında usulca ve tüm heybetiyle uzayıp giden dağ silsilesinin de adı. Al topuklu ve al yanaklı beyaz kızların memleketine geldiğimizde, kendimizi canlı, hareketli ve pırıl pırıl bir Türk şehrinde buluyoruz.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
<div>
</div>
<div>
(Vardar Ovası’nın ise hikâyesi şöyleymiş; Osmanlı orduları fetih için geldiklerinde yerli halka burada hiç nehir olup olmadığını sormaları üzerine onlardan: “Var, ama dardır…” cevabını alırlar). Birbiri ardına tarihi eserleri, TİKA’nın restore ettiği <strong>Sinan Paşa Camii, </strong>yanındaki çayhaneleri, çarşısı, <strong>Taşköprü</strong>’sü ve içmeye doyamadığımız Şadırvan mevkii sularıyla büyüleniyoruz. Derelerinin (<strong>Suzi su, Kukli Beg deresi, Kasım Beg deresi,</strong> vs) ve çeşmelerinin (<strong>Şadırvan, Topokli, Suzi çeşmesi,</strong> vs) yanı sıra, 20’yi aşkın tekke (<strong>Karabaş Baba, Tezcir Efendi, Dalgın Baba, Sofu Baba, Kız Türbesi, Aceze Baba,</strong>vs), 22 cami ve 2 mescit, saat kulesi, hamam kalıntıları ve 590 metre yükseklikte yer alan ve şehre panoramik açıdan bakabileceğiniz bir kalesi var.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
<div style="text-align: start;">
<img alt="" class="aligncenter" src="http://gezgindergi.com/Uploads/752.jpg" style="border: none; clear: both; display: block; height: auto; margin-bottom: 12px; margin-left: auto; margin-right: auto; max-width: 100%;" /></div>
<div>
</div>
<div>
Savaş meydanında her iki komutanın yaşamını yitirdiği (Sırp prensi Lazar ile Osmanlı sultanı Hüdavendigâr) muharebede, 1390 yılında Sultan Murad tarafından ele geçirilmekle beraber, tam fethi Fatih tarafından 1455 yılında gerçekleştirilen ve eski ismi Theranda olan Prizren’in dört bir tarafı dağlarla çevrili, neredeyse her biri ayrı bir ülkeye götürüyor sizi. 1912 yılında Balkan harbiyle Sırpların eline geçen, 2008 yılında ise bağımsızlığını ilan eden Kosova’da, hemen hemen herkes gayet güzel Türkçe konuşuyor ve Türkçe konuşmak burada asaletten sayılıyor. Bu olgunun kültürel olduğu kadar siyasi de birtakım temelleri var. Şehirde para birimi olarak Euro kullanılıyor ve fiyatlar bizim büyükşehirlerimize kıyasen gayet makul. İnsanlar Türkiye’den gelen ve onları kucaklayan soydaşlarını görmenin mutluluğunu her şekilde belli ediyorlar, kendimizi evimizde hissediyoruz. Kebap ve köfteleri, Saraybosna böreği, Fulya böreği ve Trilçe tatlısı akşamımızı renklendiriyor. Işıklandırılan kalenin ve gürül gürül akan Akdere (Bistriça) üzerinde yer alan Taşköprü’nün manzarası bir ayrı güzel. Milli şairimiz Mehmet Akif’in de doğum yeri olan Prizren, hem görsel bir şölen, hem ruhsal bir dinginlik sunuyor. Etnik olarak ekserisi Arnavut olan Kosova savaş yorgunu ve şimdilerde barışın keyfini sürmeye çalışıyor. Evinizin bir odasından bir diğerine geçercesine, bu dost ülke ve kardeş şehirden, iyi anılarla ayrılacaksınız…</div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
<div>
</div>
<div>
<strong>KOTOR, </strong><strong>ADRİYATİK’TE BİR CENNET</strong></div>
<div>
</div>
<div>
Prizren’in ardından hedef <strong>Kotor’</strong>du. (Doğrudan eski ismiyle Tito’nun şehri<strong> Tigorad</strong>, yeni ismiyle ise başkent <strong>Podgorica</strong>’ya uçmadığımız için) <strong>Karadağ</strong>’da yer alan Kotor’a gitmek için önce <strong>Ulcin</strong>’e gitmek gerekiyordu, Türk müteahhitler tarafından yapılan otoyol sayesinde bu yol 10 saatten 4 saate kadar inmiş. (Burada Priştine’deki oldukça modern havalimanının da yine bizim tarafımızdan yapıldığını ve işletildiğini hatırlatalım, dolayısıyla bütün görevliler İngilizce yanında Türkçe de konuşuyor). Kosova’nın Prizren şehrinden Karadağ’ın Ulcin şehrine geçerken önce basit pasaport kontrol prosedürlerinin ardından <strong>İşkodra</strong> yakınlarındaki sınır kapısından<strong> Arnavutluk</strong>’a giriyoruz ve birkaç saat sonra çıkıyoruz. Böylece 3 saat içinde 3 ülke kat ediyoruz. Dağ turizmi, kayak merkezleri, tarihi kasabaları, milli parkları, plajları, gölleri ve kanyonları ile kuşkusuz bir tatil cenneti olduğunu kanıtlayan Karadağ’a girer girmez, doğa güzelliklerini apayrı bir cömertlikle sergilemeye başlıyor.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
<div style="text-align: start;">
<img alt="" class="aligncenter" src="http://gezgindergi.com/Uploads/753.jpg" style="border: none; clear: both; display: block; height: auto; margin-bottom: 12px; margin-left: auto; margin-right: auto; max-width: 100%;" /></div>
<div>
</div>
<div>
Ulcin’den 120 km mesafedeki Kotor’a geçerken, yol üzerinde<strong> Bar, Sveti Stefan </strong>ve <strong>Budva’</strong>ya uğramamak olmazdı. Özellikle Bar’ın Eski Şehir (Old Town) bölümü büyüleyiciydi. 1571-1878 yılları arasında tam 307 yıl boyunca Türk egemenliği altında kalmış, kusursuz bir şekilde korunmuş bir Osmanlı kasabası. Deniz manzarası cabası. 200 km’yi bulan görkemli Karadağ sahillerinin en güzel bölümleri bence burada bulunuyor. Rumija dağları eteklerine kurulan Bar’ın konumu İtalya’nın Bari şehrinin hemen karşısına denk geliyor. Bar’dan 38 km sonra ulaştığımız Budva ise plajları ve otelleri ile klasik bir tatil beldesi. Aynı zamanda Balkanların en eski yerleşim birimlerinden biri. Bar’ın da Budva’nın da kaleleri var. Turizmin etkisiyle, fiyatlar Kosova’ya oranla oldukça yüksek. Bar’dan 33 km sonra ve Budva’ya 5 km kala Sveti Stefan adındaki dünyaca meşhur köy ve karaya bağlanmış adayı da ziyaret ettik.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
<div>
İki yanındaki plajları, içindeki taş evleri ve olağanüstü manzarasıyla, burası da yine bir tabiat harikası. Aslında 15. yüzyılda bir balıkçı köyü olarak kurulmuş ve eski adı Pvodne köyü olan <strong>Sveti Stefan,</strong>bizim Cunda’ya benziyor. Nüfusu 625 bin olan ve 2006 yılında <strong>Sırbistan</strong>’dan referandum yoluyla bağımsızlığını kazanan Karadağ, bizim memleketimizde uzun ve güçlü insanların ülkesi olarak bilinir. Bu arada, gerçekten uzunlar. Farklı ve sağlam bir bedensel yapıya sahipler. Dünyanın en güzel fiyordlarına sahip olduğu için, Türkiye’deki bir yöremiz ile benzetmekte büyük güçlük çektiğim ve efsaneye göre “herkesin iyiliği için” yaratılmış olan Kotor, Osmanlı tarafından fethedilmeyen (Barbaros Hayrettin tarafından kuşatılmış ama alınamamış) ancak haraca bağlanan nadir yerleşim birimlerinden biri. Evet, UNESCO miras listesinde dâhil edilmiş, dünyanın sayılı fiyordlarından birine ve Akdeniz çanağının en büyük fiyorduna sahip Kotor, Avrupa’nın güney ucu. Eskiden Tito yaz tatillerini geçirirmiş, hatta Napolyon bile güzelliğine dayanamayıp, bir süre kalmış. Aynı zamanda, adı dünyanın en güzel körfezleri arasında anılıyor, Karadağ’ın Miami’si olarak biliniyor, coğrafyası itibariyle ve sükunet haricinde Dubronik’e benzetiliyor.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
<div style="text-align: start;">
<img alt="" class="aligncenter" src="http://gezgindergi.com/Uploads/754.jpg" style="border: none; clear: both; display: block; height: auto; margin-bottom: 12px; margin-left: auto; margin-right: auto; max-width: 100%;" /></div>
<div>
</div>
<div>
Rodos’ta olduğu gibi, deniz kıyısında ve surlar içinde kalan Eski Şehrin içinden çıkmak istemiyorsunuz. 8. yüzyıldan kalma saat kulesi, pek çok saray ve kilise var. Kaledeki en büyük kilisenin inşa tarihi ise 809. Kotor kalesi, daha doğrusu içinde irili ufaklı pek çok kale bulunduran surları, gerek gece gerekse gündüz bu beldeye ayrı bir gizem ve heybet katıyor. 400 metre yüksekte kalan kaleye çıkıp ve inmek yaklaşık 2 saat alıyor, mümkünse sabahın serin saatlerini tercih edin. Bayrak tepesine ulaştığınızda karşılaşacağınız manzara bütün yorgunluğunuzu unutturacaktır. Yiyecek olarak, İtalyan etkisiyle gayet leziz hazırlanan pizzalar ve deniz ürünlerini tavsiye ederim. Yıl boyunca en fazla 15 dereceye kadar soğuyan Kotor’un etrafını çevreleyen dağlar, mütemadiyen bulut tabakaları ve sislerle süsleniyor. Kotor’da zaman yavaş akıyor, manzara nefes kesiyor… “Aslında bütün yolculuklar, yalnızca başlangıç noktasına yaklaşmaya yarar” derler ve doğrudur…</div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
<div>
</div>
<div>
<em>Bu yazı 2014 yılının Ağustos ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 90. sayısından alınmıştır.</em></div>
</div>
<div style="background-color: #fefefe; color: #333333; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="background-color: #fefefe; color: #333333; text-align: justify;">
</div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-38659063435227092462014-09-10T15:35:00.000+03:002014-09-11T15:48:30.803+03:00Fatih Harbiye Romanı'na Edebiyat Sosyolojisi Açısından Bakış<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">İbrahim Tosun, Tunceli Üniversitesi</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Ali Koç, Yüzüncü Yıl Üniversitesi </span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/1/1c/Fatihharbiye.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img alt="Fatihharbiye.jpg" border="0" src="http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/1/1c/Fatihharbiye.jpg" /></a><b><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><a href="http://www.tunceli.edu.tr/akademik/fakulteler/edebiyat/dergi/SBD/arsiv/SBD1/3Ibrahim.pdf" target="_blank">Tunceli Üniv. SBE Dergisi 2012</a></span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Özet</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Fatih Harbiye romanı XIX. yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başlarında,</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Türk toplum hayatında meydana gelen değişmeler ve bu değişmelerin</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">bireyler üzerindeki etkileri üzerine kurulmuştur. Aynı zamanda, tam bir şark </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">kültürüyle büyümüşlerin garba yönelişleriyle yaşadıkları sosyal ve psikolojik </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">iç çatışmalar da romanda ele alınmaktadır. Doğu-Batı ekseninde keskinleşen </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">kültürel çatışma, romanda mekân, kişi ve eşyalar üzerinden yoğun bir şekilde </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">yansıtılarak toplumsal hayatın yönlendiricisi olmuş ve bireysel bunalımların </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">temeline oturtulmuştur. Bu nedenle, edebiyat sosyolojisi açısından </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">incelenmeye değer olan bu eserde, dönemin pek çok sosyal ve bireysel </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">probleminin temelindeki nedenler, karakter, mekân ve eşyalar üzerinden </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">yorumlanarak yakalanabilmektedir. Bu yazı, Fatih Harbiye romanındaki </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">tersinden oryantalist bakışı sosyolojik bir yaklaşımla tipler, mekânlar ve</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">kullandıkları eşyalar bağlamında değerlendirmektedir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Giriş</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Peyami Safa’nın olgunluk döneminde yazdığı ve en önemli</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">eserlerinden biri olan 1932 yılında basılan Fatih Harbiye romanı edebiyat</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">sosyolojisi bağlamında incelenmeye en uygun metinlerdendir. Bu yazı,</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Peyami Safa’nın Fatih Harbiye romanını edebiyat sosyolojisi açısından ele</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">almaktadır. Bunun için de önce Peyami Safa’yı ve onun Fatih Harbiye adlı</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">eserini kısaca tanıtmak, edebiyat ile sosyoloji arasındaki ilişkiyi ve edebiyat</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">sosyolojisi kavramını biraz irdelemek, bir edebi eserin neden edebiyat</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">sosyolojisi açısından incelenmesi gerektiğine değinmek gerekmektedir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Şair İsmail Safa'nın oğlu olan Peyami Safa, daha iki yaşındayken</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">babasını kaybetmiş; uzun süren bir hastalık dönemi geçirdiği için</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">ilkokuldan sonra düzenli bir eğitim görmemiş ve bütün yaşamı boyunca</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">sürekli kendi kendisini yetiştirmeye çabalamıştır. On üç yaşında çalışmaya</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">başlamış; on dokuz yaşında gazetecilik mesleğine atılmış; sayısız makale ve</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">fıkra yayınlamıştır. Para kazanmak kaygısıyla yazdığı romanlarda "Server</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Bedi" imzasını kullanırken gerçek adıyla yazdığı romanlarında çok yönlü</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">kişiliğini yansıtmayı başarmıştır. Kendisini iyi yetiştirmiş olan yazar, geniş</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">kültürü ve güçlü sezgilerini ağırlıklı bir şekilde duygu ve düşünce</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">planındaki araştırmalarında dile getirmiştir. Bu tür yazılarında, Türkiye'nin</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">geçirdiği kültür ve medeniyet değişiminin toplum hayatına etkilerini, bu</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">değişimin psikolojik ve sosyal sonuçlarını, doğurduğu buhranları,</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">toplumsal çatışma ve uzlaşmaları ele almış, tahlilci ve tenkitçi bir bakış</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">açısı kullanmıştır.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Fatih Harbiye Romanı</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Bu roman Peyami Safa'yı kendi sanat dünyasının zirvesine yükselten</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">eserlerden biridir. Peyami Safa'nın olgunluk çağında yazdığı bu eser Tük -</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">İslam çizgisinin Osmanlı sahasında meydana getirdiği medeniyetten</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">uzaklaşıp Batıya yönelişin toplum ve aile üzerindeki tesirlerini</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">işlemektedir. Batılılaşma hareketinin önceleri semtlerde çok hızlı</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">yerleştiğini, fakat bazı semtlerin kendi geleneklerini daha fazla muhafaza</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">ettiğini ve İstanbul'un bir yamalı bohça manzarasına büründüğünü</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">anlatmaktadır. Batılılaşma cereyanının büyük bir gayretle eski medeniyete</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">bağlı olan İstanbul semtlerini hırpaladığını ortaya koyan Roman,</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">medeniyetler arasındaki çatışmanın ailelere kadar girerek babayı aynı</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">dünyada bırakıp çocuğunu Batıya doğru çektiğini göstermektedir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Edebiyat-Sosyoloji İlişkisi ve Edebiyat Sosyolojisi </span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Edebiyat ve sosyolojinin ortak kaynakları toplum ve toplumsal</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">kurallardır; çünkü, edebiyatın ve sosyolojinin temelinde insan yatar; bu</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">nedenle, her ikisi karşılıklı etkileşim içindedirler. İkisinin de tanımı</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">yapılacak olursa sosyoloji, grup halindeki insanların etkileşimlerinin</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">incelenmesidir; edebiyat ise bu etkileşimin hayali betimlemesinden başka</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">bir şey değildir. Alver Köksal, “Edebiyat toplumdaki muhtemel insan eyleminin</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">hayal gücüyle bilinçli bir şekilde araştırılmasıdır” derken aslında edebiyat ve</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">sosyoloji arasındaki ilişkiyi de çok net ortaya koymaktadır.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><b>Makalenin tamamı için <a href="http://www.tunceli.edu.tr/akademik/fakulteler/edebiyat/dergi/SBD/arsiv/SBD1/3Ibrahim.pdf" target="_blank"><span style="color: black;">tıklayınız.</span></a></b></span></div>
<br />Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-80751595882707323352014-08-04T19:03:00.000+03:002014-08-05T19:04:04.029+03:00Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde Makedon Şehirleri<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
Mariya LEONTİÇ<br />Gotse Delçev Üniversitesi, Makedonya</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<strong>1.Giriş</strong><br />Evliya Çelebi, “Seyahatname” adlı eseriyle insanlık tarihine yön veren kisiler arasına girmiştir. Kırk yıldan fazla Osmanlı İmparatorluğu‟nun en önemli bölgelerini gezip, onları tasvir ederek değerlendirmiş, bu yönüyle de imparatorluğun en önemli seyyahı olmuştur. Bu kitap, Osmanlı İmparatorluğu‟nda yasanan kültürel hayata dair çok önemli bilgiler vermektedir. Dil, halk bilimi, sanat tarihi, topografya, dinler tarihi, tasavvuf tarihi ve yerel tarih alanlarında araştırma yapan uzmanlar “Seyahatname”yi mutlaka kaynak olarak kullanırlar. Osmanlı toplumunun kültürel değerleri yanında farklı milletlerin kültür birikimine de yer veren Evliya Çelebi ve eseri bu yönleriyle evrensellik kazanmıştır. Evliya Çelebi‟nin Rumeli‟yi de gezip “Seyahatname”sinde Balkanları ve Balkan halkını tasvir etmesi bizim açımızdan da eserin önemini artırmaktadır. “Seyahatname” nin 5. ve 8. cildinde birçok Makedon Şehri için de soyut ve somut kültür varlığı ile ilgili ilginç ve değerli bilgiler vardır. Bu sebeple “Seyahatname” Makedonya için de ayrı bir değer taşımaktadır. Evliya Çelebi‟nin bakışıyla Makedonya‟daki şehirlere ve doğaya baktığımızda ülkemizin tarihini, doğasını ve insanını daha iyi hissederek anlarız ve vatanımıza gereken önemi ve değeri veririz.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
...</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<strong>3.Evliya Çelebi’nin “Seyahatname”sinde Makedon Şehirleri</strong></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<strong><br /></strong></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
Evliya Çelebi‟nin “Seyahatname” sinde Rumeli önemli bir yer tutar, dolayısıyla Makedonya‟da bulunan farklı Şehirler ve köyler de tasvir edilir. şehirlere ve büyük köylere daha fazla önem verip uzun ve ayrıntılı anlatır, küçük köyleri ise kısaca tasvir eder. Önemli olan geçtiği her yeri, hatta ikinci kez bile olsa, birkaç cümleyle kaydeder. Bu ise, at üstünde uzun yolculuklardan sonra yorgunluğuna rağmen Evliya Çelebi‟nin titizliğini, büyük iradeyle yazma hevesini ve sorumluluğunu gösterir.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
Makedonya‟da ziyaret ettiği Şehirlerin genel durumunu, coğrafi özelliklerini, iklimini, tarihini ve Osmanlı idaresini anlatır. Gezdiği Şehirlerin kalelerini, surlarını, kulelerini, yollarını, evlerini, camilerini, mescidlerini, hamamlarını, çeşmelerini, hanlarını, konaklarını, kiliselerini, manastırlarını büyük ustalıkla tasvir eder. Çoğu kez bu tasvirlerde bazı yapının güzelliğini daha iyi göstermek için karsılastırmayı da kullanır. Gittiği Şehirlerin halkını, ileri gelen kişileri, sanatçıları, onların gündelik yaşamlarını, eğlencelerini, adetlerini, inançlarını, toplumsal davranışlarını canlı olarak betimler. Bulunduğu Şehirlerin havası, suyu, meyvesi, sebzesi, farklı yiyeceklerin özellikleriyle ilgili zengin bilgiler verir. Bu sebeple, Evliya Çelebi‟nin yazılarını okurken 17. yüzyılda Makedonya‟daki Şehirlerin idari, ekonomik ve kültürel durumunu ve gündelik hayatını öğrenmiş oluruz.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
Evliya Çelebi, Makedonya‟da gezdiği farklı Sehirleri tasvir ederken genellikle Su sırayla anlatır: yerin tarihi, yerin toponomisi, yerin idaresi, yerin coğrafyası, yerin yapıları, yerin çarsısı, yerin insanları ve onların hayat tarzı. Bazen bir Şehri anlatırken bütün bu unsurları kapsar, fakat bazı kasabaları tasvir ederken sadece birkaç unsura yer verir.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
3.1. Evliya Çelebi’nin yazılarında şehirlerin tarihi - Evliya Çelebi, Osmanlı tarihini ve idaresini iyi araştıran ve bilen bir kişidir. “Seyahatname” de ziyaret ettiği büyük Şehirlerin Osmanlı idaresi altına girdikten sonraki tarihine ve yönetimine mühim yer vermistir, fakat bazı yerlerin uzak geçmişinden de söz eder. Skopye‟nin (Üsküp‟ün) Osmanlılar tarafından alınmasını Ģöyle anlatır: “...Yıldı-rım Bâyezîd Hân fethidir. Be-dest-i Gâzî Evrenos Beğ. Ba„dehû Yıldırım Bâyezîd Hân bu cây-ı müferrihin âb [u] havâsından hazz edüp gâh taht-ı sânî Edirne'de ve gâh bu şehr-i Üsküb'de meştâ edüp etrâf-ı diyârlara şebhûnlar edüp feth [u] fütûhâtlar ederdi…” (“Evsâf-ı ravzatü'r-riyâz-ı büldân, ya„nî kal„a-i Üsküb-i merâm-ı cihân”, Cilt 5, s. 295-296)</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
3.2. Evliya Çelebi’nin yazılarında şehirlerin toponimisi - Evliya Çelebi gittiği yerlerin toponomisi ile de ilgilenir. Eserinde, bazı Sehirlerin tarih bilgileriyle birlikte yer ismi hakkında da bilgiler sunar. “Seyahatname” de Veles‟in (Köprülü‟nün) ismini Ģöyle açıklar: “Lisân-ı Latin'de bu kal„anın (---) (---) ndir ve bânîsi Sırf krallarından Destpot Kral'dır, ammâ fâtihi sene 788 târîhinde Gâzî Hudâvendigâr'dır, be-dest-i Timurtaş Paşa feth edüp bu nehr-i Vardar üzre bir cisr-i kavî inşâ etmeğile bu şehir ol cisir ismiyle müsemmâ olup şehr-i Köpürlü derler…” (“Evsâf-ı nehr-i Vardar püllü, ya„nî hisâr-ı üstüvâr Köpürlü”, Cilt 5, s. 306).</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
3.3. Evliya Çelebi’nin yazılarında şehirlerin idaresi – Evliya Çelebi Osmanlı İmparatorluğu‟nun idaresini çok iyi bilen bir kisidir. Her büyük Sehrin idaresini ayrıntılara kadar anlatır. Bu da o dönemin idaresi için çok değerli bir kaynaktır. Çelebi, Üsküp‟ün idaresini ve idaredeki görevlileri Söyle anlatır: “…Evvelâ Süleymân Hân tahrîri üzre Rûmeli eyâletinde başka sancakbeği tahtıdır, lâkin niçe kerre iki tuğlu mîr-i mîrânlara sadaka olunup beş yüz asker ile hükûmât edüp me'mûr olduğu sefere gider… Alaybeğisi ve çeribaşısı ve yüzbaşısı vardır ve şeyhülislâmı ve nakîbüleşrâfı vardır…” (“Evsâf-ı ravzatü'r-riyâz-ı büldân, ya„nî kal„a-i Üsküb-i merâm-ı cihân”, 296) Manastır‟ın, Osmanlı döneminde de değerli bir Şehir olduğunu Çelebi‟nin yazılarından anlamaktayız: “…Hâlâ Rûmeli eyâletinde (---) sancağı hâkinde maktû„ü'l-kalem ve mefrûzü'l-kadem Sultân Ahmed Hân'ın duhter-i pâkîze-ahteri Fâtıma Sul-tân'ın hâssıdır kim yigirmi yük akçe iltizâm ile voyvadası yüz âdem ile hükûmet eder… Ve şeyhülislâmı ve nakîbüleşrâfı ve üç yüz akçe pâyesiyle şerîf kadılıkdır… Sipâh kethüdâyeri ve yeniçeri serdârı ve şehir voyvadası ve harâc emîni ve şehir kethüdâsı ve muhtesib ağası ve bâcdârı ve mi„mârbaşısı vardır...” (“Evsâf-ı belde-i ma„mûr u müzeyyen Sehr-i Manastır”, Cilt 5, s. 307)</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
3.4. Evliya Çelebi’nin yazılarında şehirlerin coğrafyası - Evliya Çelebi‟nin coğrafyaya karsı ilgisi büyüktür. Iyi bir gözlemci olduğundan da gezdiği her yerin coğrafi konumu hakkında ayrıntılı bilgi verir. Örneğin Evliya Çelebi Kratovo‟yu (Kıratova‟yı) Söyle tavsir eder: “...Ammâ şehrin imâristânı beyne'l-cibâleyn bir vâsi„ fezâ içre sekiz yüz aded kârgîr binâ tahtânî ve fevkânî serâpâ la„lgûn musanna„ kiremitler ile mestûr hadîka-i cinânlı ve âb-ı revânlı hâne-i ma„mûrlardır ve a„yânı gümüş ma„deni olmağile ankâ ve mesrûrlardır...” (“Evsâf-ı belde-i (---), ya„nî kasaba-i ma„mûr Kıratova”, Cilt 5, s. 302) Evliya Çelebi Veles‟i (Köprülü‟yü) ise Söyle anlatır: “Sehel mâl ile amâr olsa bir hısn-ı hasîn ve sedd-i metîn kal„a olurdu, zîrâ bir tarafda havâlesi yokdur, ammâ şehri beride nehr-i Vardar'ın iki cânibinde yalçın kayalar üzre kat-ender-kat nehre nâzır kârgîr binâ kiremit ve kayagan örtülü ma„mûr kasabadır kim mezkûr cisir ile beri şehirden karşu kıble tarafındaki bâzârlı tarafına geçilir.” (“Evsâf-ı nehr-i Vardar püllü, ya„nî hisâr-ı üstüvâr Köpürlü”, Cilt 5, s. 306)</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
3.5. Evliya Çelebi’nin yazılarında şehirlerin yapıları - Osmanlı döneminde kalelerin önemi çok büyüktür. Neredeyse 19. yüzyıla kadar kaleler, bir Sehrin korunması konusunda en önemli yapılardı. Bu sebeple Evliya Çelebi bulunduğu Şehrin kalesini mutlaka tasvir eder. Özellikle Üsküp kalesinin tasviri verdiği bilgilerle ilgi çeker: “...Manzara-i eşkâl-i kal„a-i Üsküb-i mahbûb: ...Hâlâ iki kat bir hisâr-ı üstüvâr-ı hısn-ı hasîn ve sedd-i metîn binâ-yı kadîm ve sûr-ı azîm bir rabât-ı müzeyyen ve bir belde-i medyendir kim refî„ü'l-beyân ve halkı cümle azîmü'ş-şândır. Cümle rûy-ı dîvârı seng-i tırâş ile mebnî ve mücellâ ve musaykal ahcârât-ı hârâlar ile inşâ olunup her taşında olan letâfet ve zerâfetdeki tasarrufları bir diyârda temâşâ etdiğimiz kılâ„ların birinde yokdur. Hattâ üstâd-ı mühendisîn var makdûrun sarf edüp arz-ı ma„rifet sarf etdiğin ayân ü beyân etmekiçün ol bennâ-yı bânî rûy-ı dîvâra ve pâk-i tâb-ı devâreye eyle tasarruflar, eyle zıhlar ve gilviler ve medîneler edüp ol seng-i hârâları gûyâ kalem-tırâş ile alçı oyar gibi münakkaş oyup gûyâ Nakkaş Fahrî gibi kâğızbürlük edüp her tasarrufların sihr-i i„câz edüp atlas-ı felekde eyle bir kârgirlik mermer-bürlüğü bir mi„mâr-ı selef etmemişdir. Meğer Atina şehrinde Eflâtûn İlahî dershânesi kim hâlâ Ebü'l-feth câmi„idir, eyle tasarruflar meğer bu câmi„de ola. Ve'l-hâsıl bu kal„a-i Üsküb şehrin vasatında şekl-i muhammes şeddadî binâ-yı mukavves kal„a-i bâlâdır kim cânib [u] etrâfında dîvârlarının kaddi kâmil elli zirâ„-ı âlîdir ve cümle yetmiş aded ebrâc-ı kavîler ile ârâste ve iki bin aded dendân-ı bedenler ile pîrâste olmuş rabât-ı müzeyyendir ve cânib-i kıbleye mekşûf üç kat demir kapuları var kim her bâb-ı mu„allâların mâbeynlerinde nigehbânlar ile [170a] mâl-â-mâl olduğundan mâ„adâ her bâb arasında rûy-ı dîvârda gûnâ-gûn âlet-i silâhlar ile yemîn ü yesâr dîvârları bezenmişdir...” (“Der-beyân-ı eskâl-i zemîn-i Sehr-i Üsküp-i hûb”, 5. Cilt, s. 296-297)</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
...</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<strong>Yazinin tamamı icin <a data-mce-href="http://eprints.ugd.edu.mk/8457/1/EVL%C4%B0YA-%C3%87ELEB%C4%B0-BAL-TAM-19-2013.pdf" href="http://eprints.ugd.edu.mk/8457/1/EVL%C4%B0YA-%C3%87ELEB%C4%B0-BAL-TAM-19-2013.pdf" target="_blank">tiklayiniz.</a></strong></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 13px; line-height: 19px; text-align: justify;">
<br /></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-67902788061257364242014-07-02T14:06:00.000+03:002014-07-02T19:08:00.518+03:00Osmanlı’da Kadın Şairler<div style="background-color: white; color: #666666; direction: ltr; font-size: 14px; margin-top: 1em; max-width: 560px;">
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Nazan Bekiroğlu</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<a href="http://www.edebiyatturkiye.com/edebiyat/eskiedebiyat/osmanli-kadin-sairleri/" style="color: #2585b2;" target="_blank"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">EdebiyatTurkiye Sitesi</span></a></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
</div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><span title="O">O</span>smanlıda kadın şairler kadar, kadın şairler üzerine yapılmış araştırmaları da gözden geçirmek isteyen bir araştırmacı hayal kırıklığına uğramayı peşinen göze almak zorundadır. Sözünü ettiğim hayal kırıklığı kadın şair sayısının azlığı gibi bunlar üzerine yapılan araştırmaların sayısının da azlığından kaynaklanmaktadır.</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Geleneksel dönemde edebiyat tarih ve tenkidinin yerini tutan tezkirelerle sınırlı kalan edebî araştırmalarda adı geçen kadın şair sayısı iki elin parmaklarından çok az fazladır. Tezkirelerin sınırlı ifade kalıplarına sıkışmış olarak birbirine benzer cümlelerle tanıtılan, bir çoğunun eserleri dahi elimize ulaşmış olmayan bu şairler hakkında doyurucu araştırmaların yapılmış olmasını zaten bekleyemeyiz.</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Tanzimat sonrasında sayılarında artış görülen kadın şairler üzerinde ise münferit ve ciddi birkaç çalışmanın varlığına rağmen; kadın şairlerimizi başlangıçtan itibaren ele alarak ortaya gerçek bir panorama çıkaracak sistemli bir çalışmanın henüz yapılmadığı aşikârdır.</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Zeynep Hatun<br />Mihrî Hatun<br />Ani Hatun<br />Fıtnat Hanım<br />Leylâ Hanım<br />Şeref Hanım<br />Âdile Sultan<br />Tevhîde Hanım<br />Feride Hanım<br />Hatice Nakiye Hanım<br />Sırrî Hanım<br />Münire Hanım<br />Fıtnat Hanım (Trabzonlu)<br />Habibe Hanım<br />Hasibe Maide Hanım<br />Hatice İffet Hanım<br />Leylâ Hanım (Saz)<br />Nigâr Hanım<br />Makbule Leman<br />İhsan Raif<br />Şükûfe Nihal<br />Halide Nusret Zorlutuna</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">ZEYNEP HATUN<br />Divan şiirinin bilinen ilk kadın şairi. 15. Yüzyılda yaşamış bir kadı kızı ve bir kadı eşi. Çağdaşı olan Mihri Hatun ile aralarında latifeler ve karşılıklı şiir söyleşmeleri var. Divanı, Sultan Mehmet adına düzenlendi. Zeynep Hatun, şiirlerinde, kadının isteklerini, açgözlülük olarak nitelendirir ve döneminin kadınının aşağılık konumundan sıyrılma isteğini anlatır. Zeynep Hatun, bir şair olarak kabul görebilmek için, arzularının “merdane” olmasını ister. Tıpkı alçakgönüllü bir erkek gibi, bilge olmak isteğini vurgular. Yumuşaklık, sevecenlik gibi kadına özgü bazı değerleri, zayıflık ve ruhsal eksiklik diye nitelendirir. Aşık Çelebi, “Mesairus Şuara” adlı kitapta, Zeynep Hatun’un yaşamının son döneminde şiiri bıraktığını, inzivaya çekildiğini anlatır.</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">GAZEL</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Keşfet nikabını yeri göğü münevver et<br />Bu âlem anasırı firdevs-i enver et</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Depret lebini cüşe getir hacz-i kevseri<br />Anber saçını çöz bu cinanı muattar et</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Hattın berat verdi saba yeline dedi<br />Tez er Hatay’a Çin’i tamam et müseehhar et</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Yâra yolunda âşk ile derdinden ölenin<br />Kim der sana ki hecr ile cânın mükedder et</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Zeynep çü dost zülfü gibi tarümarsın<br />Divane olma şiirini divan ü defter et</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Zeyneb ko meyli zinet-i dunyaya zen gibi<br />Merdane var Sade-dil ol terk-i ziver it</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">MİHRÎ HATUN</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">1460 ya da 1461′de Amasya’da doğdu ve 1506′da yine burada öldü. Asıl adı Mihrünnisa ya da Fahrünnisa. “Mihrî” mahlasını kendisi de bir şair olan babası Mehmet Çelebi bin Yahya’dan (Belâyî) aldı. Hiç evlenmedi. Sultan 2. Bayezid ve oğlu Şehzade Ahmed’in Amasya Valiliği sırasında kentte toplanan bilgin ve sanatkarların meclislerine katıldı. Mihrî Hatun, Zeynep Hatunla birlikte adı bilinen ilk Türk kadın şairlerinden. Güzelliğiyle bölgede ün salan Mihri Hatun, sade bir dille yazdığı kaside ve gazelleriyle tanınır. Diğer divan şairi kadınlardan aşkı çekinmeden kullanmasıyla ayrılır. Şairi Necati Bey’i kendisine örnek aldığı, şiirlerini Necati Bey’e gönderip fikrini öğrenmeye çalıştığı iddiaları da var. Söylentilere göre Necati Bey ile aralarında duygusal yakınlaşma vardı. Ayrıca şiirlerinde, Müyyedzâde Abdurrahman Çelebi ve Sinan Paşazâde İskender Çelebi’ye duyduğu aşka dair ipuçlarına da rastlanır. Mihri Hanım Divanı 1967′de Moskova’da basıldı.</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">GAZEL</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Ben umardım ki seni yâr-ı vefâ-dâr olasın<br />Ne bileydim ki seni böyle cefâ-kâr olasın</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Hele sen kaaide-î cevrde eksik komadın<br />Dostluk hakkı ise ancağ ola var olasın</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Reh-i âşkında neler çektüğüm ey dost benim<br />Bilesin bir gün ola aşka giriftâr olasın</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Sözüme uymadın ey asılası dil dilerim<br />Ser-i zülfüne anın âhiri ber-dâr olasın</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Sen ki cân gül-şeninin bi gül-i nev-restesisin<br />Ne revâdır bu ki her hâr ü hasa yâr olasın</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Beni âzâde iken aşka giriftâr itdin<br />Göreyim sen de benim gibi giriftâr olasın</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Bed-duâ etmezem ammâ ki Huda’dan dilerim<br />Bir senin gibi cefâ-kâra hevâ-dâr olasın</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Şimdi bir hâldeyüz kim ilenen düşmanına<br />Der ki Mihrî gibi sen dahi siyeh-kâr olasın</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">...</span></div>
<div style="color: #444444; direction: ltr; line-height: 1.4em; margin-bottom: 1em; text-align: justify;">
<strong><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Yazinin tamamı icin <a href="http://www.edebiyatturkiye.com/edebiyat/eskiedebiyat/osmanli-kadin-sairleri/" style="color: #2585b2;" target="_blank">tiklayiniz</a>.</span></strong></div>
</div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-1677842134066153902014-06-16T15:34:00.000+03:002014-06-17T15:34:44.520+03:00Osmanlı Diplomasisinde Batı İmgesi<div style="background-color: #fefefe; color: #333333; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; padding: 0px;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><strong>BÜŞRA ARSLAN, </strong><strong>Niğde Üniversitesi</strong></span></div>
<div style="background-color: #fefefe; color: #333333; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">…</span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Osmanlı diplomasisi İslam hukuku çerçevesinde şekillenmiş olup Tsympe (Çimpe) Kalesi’nin alınışı ile batıya yönelik bir politika izlemiştir. Çimpe Kalesi, 1352’de Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından alınarak Osmanlı devleti kendinden önceki diğer küçük beyliklerden farklı olduğunu göstermiştir. Bu kale Rumeli’ye geçiş için önemli olmakla beraber Balkan devletleri için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Kale, Osmanlı Devleti’nde Rumeli yakasından alınmış olan ilk kale olarak önem arz etmektedir. Çimpe Kalesi’nden sonra Gelibolu işgal edilmiş, Trakya beş yıl içerisinde fethedilmiştir. Bölgelere, kültürel yapılanmayı sağlamak için Anadolu’dan halk yerleştirilmiştir. Bu işgaller Osmanlı Devleti’ni Avrupa yakasında güçlü bir konuma getirmiştir.[4] Osmanlı Devleti, Rumeli yakasında aldığı bölgelerde hoşgörülü davranmış ve “istimalet”[5] adı verilen ara bulucu politika ile gayr-i Müslim halkın güvenini kazanmıştır. Bu sayede düzenli bir toplum yapısı oluşturmuştur. Osmanlı yönetimi, istimalet politikası ile İslam şeriat hükümleri çerçevesinde gayr-i Müslimlere haklar tanıyor, dinde serbestliğe izin veriyor ve köylüleri feodal yapının zararlarından kurtarıyordu. Bu sayede idari sistem sağlanıyor ve propaganda yapacak birey sayısı azaltılıyordu. İstimalet politikası, Selçuklulardan Osmanlı Devleti’ne kalmıştır. Bu politika sayesinde Osmanlı Devleti Balkanlarda uzun süre ayakta kalabilmiştir. Bunun dışında uygulanan “iskân”[6] politikası ile Rumeli yakası, yapılan göçler sayesinde Türk yurdu haline getirilmiştir. Osmanlı Devleti gelirini arttırmak için Balkanlarda bu politikayı uygulamıştır. İmparatorluk içerisinde sorun çıkaran ya da çıkarması muhtemel olan kişileri yeni fethedilen, imparatorluğun uzak köşelerine iskân politikası uygulanarak sürgün edilmişlerdir. İskân politikası uygulanan topraklar işlenmeye başlanmış ve bölgede Türklere ait şekillerden eserler yapılmıştır. Rumeli’de uygulanan iskân politikasından Müslüman halk ile Hristiyan halk bir araya getirilmemek istenmiştir. Rumeli’ye gönderilen halk öncelikli olarak başıbozuk, verimsiz toprağa sahip, kimsesiz, fakir kişilerden seçilmiştir. Ayrıca Osmanlı devleti farklı bir iskân politikası olarak Balkanlardaki Müslüman-Türk şeyhleri ve dervişleri bölgeye göndererek Hristiyan halkı etkileyerek bölgeyi fiilen fethediyordu.[7]</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong><span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Osmanlı Diplomasisinin Nitelikleri</span></span></strong></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Osmanlı diplomasisi III. Selim zamanına kadar bir uluslararası sistemde dış politika unsuru olarak görülmemiştir. Dar’ül Harb kavramı çerçevesinde şekillenen Osmanlı, Hristiyan devletlerle sürekli savaş halinde olmasından dolayı diplomasi kavramına o dönemlerde ihtiyaç duymamıştır. Savaşları kazan İmparatorluk yükselme dönemimde hiçbir devlet ile müzakere yapmamış ve uzlaşma sağlamamıştır. O dönemde kazanılan topraklar doğrudan devlet topraklarına katılırdı veya toprak için yenilen devletten tazminat alınırdı. Avrupa devletlerine gönderilen daimi ya da geçici elçiler daha çok Osmanlı Devleti’nin gücünü belli etmek ve gözdağı vermek için çalıştırılmıştı.</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Osmanlı Devleti, cihat anlayışıyla diplomatik ilişkiler kurmuştur. Daha sonraları evlenme yoluyla da diplomatik ilişki kurulmuştur. Bu durumun en güzel örnekleri, Bizans ile yapılan evliliklerdir. İlk evlilik Orhan Beyin Yarhisar tekfurunun kızı, adı Holofira olan Nilüfer Hatun ile evlenmesidir. Bu evlilik, Osmanlı Devleti’nin saygınlığının artmasını sağlamıştır. İkinci evlilik, yine Orhan bey tarafından yapılmıştır. Bizans imparatoru III. Andronikos ile Fransız eşi Anna’nın kızı Asporça Hatun’la ikinci evliliğini yapmıştır. Bu evlilik ile Bizans’ın iç işlerine karışma fırsatı buluyoruz. Üçüncü Evlilik yine Bizanslılarla yapılmıştır. Orhan Bey ile İmparator VI. İoannes Kantakuzen ve eşi İmparatoriçe İrene’nin kızları olan Theodore (Maria) arasında olmuştur.[8] Bu evliliğin ardından Osmanlı Sulatanı Orhan Bey barışçıl yollarla fetihler yapmaya çalışmıştır. Osmanlı devletinin diğer devletlerle diplomatik ilişkilerinin iyi olmasının sebeplerinden en önemlisi iç ilişkilerinde yürüttüğü politikadır. Osmanlı Devleti, iç politikada hoşgörü ve denge siyaseti uygulayarak devletlerin dikkatini çekmiş ve fethedilen yerlerdeki halk tarafından sevilen bir imparatorluk olmuştur.</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Ancak İmparatorluğun çöküşünü fırsat bilen Hristiyan Avrupa devletleri kaç yıldır Osmanlıyı içine dâhil etmeye çalıştıkları, uluslararası ilişkiler ve hukuk sistemini için eskisi gibi istekli davranmadılar. Osmanlı devleti bu hukuk sistemini, Islahat fermanı ile aynı yıl toplanan Paris Barış Konferansı ile kabul etmiştir. Ancak bu durum Osmanlı devletinin pek yararına olmadığı gibi devlet ekonomisi ve hukuk alanında Avrupalı devletlerle eşitlik sağlanamamış, ayrıcalıklar güvence altına alınmıştır. Osmanlı devleti Avrupalı devletler tarafından “ hasta adam” olarak anılmış ve hiçbir zaman Avrupalı devletlerin içerisine girememiştir. Osmanlı devletinin son dönemlerdeki diplomasi uyguluyormuş yalanı pek işe yaramamış ve Avrupa\ Osmanlı-Türk ayrımı her zaman sürmüştür.</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Osmanlı diplomasisi, “eşit müzakere” ve “uzlaşı” kavramlarının ait olduğu bir dış politika sürmemiştir. Osmanlı diplomasisinin içe kapanıklığını son dönemlerde aşmış olsa da bu çekingen tavır Türkiye diplomasisini uzun süre etkilemiştir.[9]</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong><span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Sefaretnameler ’de Batı İmgesi</span></span></strong></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><strong><span style="color: #444444;"> </span></strong><span class="apple-converted-space"><b><span style="color: #444444;"> </span></b></span><span style="color: #444444;">Osmanlı devleti kurulduğundan bu yana yabancı devletlerle siyasi ilişkiler kurmuş olsa da diplomatik yollarla yani elçiler vasıtasıyla ilişkiler kurması 18.yüzyılı bulmuştur. Osmanlı imparatorluğu diğer devletler hakkında bilgi öğrenmek için ilk başlarda “ fevkalade elçileri ” göndermiştir.[10]Ayrıca Osmanlı Devleti’nin yabancı devletlere elçi göndermesinin sebebi olarak; tahta çıkan Osmanlı padişahı yabancı devlet hükümdarlarına cüluslarını tebliğ etmek için, taç giyme törenlerinde padişahı temsil etmek için, padişah tarafından yazılan mektupları ve hediyeleri iletmek için, devletlerarasındaki ilişkiyi kontrol etmek için, yabancı devletler elçi istediği için gönderilmişlerdi.[11] Bu durum 1789’da III. Selim’in tahta çıkmasıyla değişikliğe uğramıştır. Osmanlı Devleti 18.yüzyılın ikinci yarısında gücünü kaybettiği için diğer devletlerle kurmadığı diplomatik ilişkinin önemli olduğu anlamış ve ilk ikamet elçiliğinin III. Selim’in sempati duyduğu Fransa’da kurulmasına karar verildi. [12]Ancak Babıali, ikamet elçiliğinin İngiltere kurulmasının daha uygun olacağını düşünüyordu. O dönemdeki Fransız İhtilali, Babıali’nin bu düşüncesine Osmanlı İmparatorluğu’nun daha ılımlı bakmasına yol açtı. Reisülküttap Raşid Efendi İngiltere elçisi ile görüşüp gönderilecek elçinin nasıl, hangi yol güzergâhında gideceğine ve elçinin rütbesi konusunda karara vardı.Osmanlı Devleti bu dönemde gönderdiği elçileri sınıflandırdığı kesin olarak belgelere dayanmasa da, elçinin gönderildiği devletin önemine göre<span class="apple-converted-space"> </span><em>Büyük Elçi</em><span class="apple-converted-space"> </span>ve<span class="apple-converted-space"> </span><em>Orta Elçi</em>, mektup iletmek için görevlendirilmiş kişilere<span class="apple-converted-space"> </span><em>Namares</em><span class="apple-converted-space"> </span>denilmiştir.[13] İngiltere’ye gönderilen ilk ikamet elçisi, Kalyonlar eski kâtibi Yusuf Agâh Efendi olarak belirlendi. Yusuf Agâh Efendi’ye “ Büyük Elçi ” rütbesi verildi.[14]Yusuf Agâh Efendi gönderdiği ilk bilgide, İngiltere ile Rusya arasında imzalanan 18 Şubat 1795 tarihli savunma antlaşmasının Osmanlı aleyhine bir madde içermediğini, İngiltere’nin Rusya’ya karşı dost olmadığını ve İngiltere’nin Osmanlı hakkındaki söylemlerine güvenilmesi gerektiğini ifade ediyordu. Yusuf Agâh Efendi İngiltere’de üç buçuk yıl kadar görev yaptıktan sonra yerini İsmail Ferruh Efendi’ye bıraktı. Ayrıca Paris’e Seyyid Ali, Viyana’ya İbrahim Afif ve Berlin’e Ali Aziz Efendiler gönderildi.Gönderilen elçiler gittikleri devletler hakkında İmparatorluğa her konuyu yorumlayarak bildirmiştir. Bildirdikleri konularla Osmanlı İmparatorluğu Avrupa’ya bakış açışını çeşitli açılarla yenilemiştir. Osmanlı devleti elçilerin üç yıllık sürelerinin bitmesiyle, 1800lerin sonlarında elçileri çekmiştir ve Londra, Viyana ve Berlin’de daimi elçiler bulundurmaktan vazgeçmiştir.[15]</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong><span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Sefaretnameler</span></span></strong></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">1665 te Viyana’ya elçi olarak gönderilen Kara Mehmet Paşa Sefaretnamesinde, bulunduğu şehrin istihkâmlarından, yapılan ikramlardan, merasimlerden bahsetmektedir. 18.yüzyılda Damat Ferit paşa tarafında Paris’e elçi olarak gönderilen Mehmet Çelebi’ye Fransa’nın kültür ve kuruluşlar ile ilgili uygulanabilir olanları rapor etmesi talimatı verilmişti. Mehmet Çelebi’nin yazdığı Fransa sefaretnamesi hayranlık duyduğu Fransa’nın kültürel ve manevi değerlerini içermektedir. 1722 de Rusya’ya elçi olarak gönderilen Niş’li Mehmet Ağa’nın Rusya sefaretnamesi günlük şeklinde tutulması yönüyle bir ayrıcalığı vardır. Sefaretnamesi Rusya ile yapılan müzakerenin nasıl başlatıldığını anlatmıştır. Mustafa Efendinin yazdığı Istılah-ı Nemçe olarak bilinen sefaretnamesi, 1701-1714 yıllarında Avrupa’da yaşanan olayların başlama sebeplerini, seyrini kapsamaktadır. Ayrıca bu sefaretname Roma-Germen İmparatorluğundaki taç giyme merasimlerinde kimlerin taç giydiğini, imparatorluğun mali ve askeri yapısı hakkında da bilgi vermektedir. Ahmet Resmi Efendi’nin Viyana sefaretnamesi o dönemdeki Viyana’nın gündelik hayatından bahsetmektedir. Ahmet Resmi Efendi’nin Prusya sefaretnamesi, elçinin yol güzergâhı üzerindeki Romanya şehirlerinden ve Hotin kalesinden, Lehistan’ın önemli ticaret limanlarından, o dönemdeki durumundan ve Prusyalıların askerliği hakkında bilgiler içermektedir. Moralı Seyyid Ali Efendi Fransa sefaretnamesinde, gemi yolculuğunda gördüğü yerlerden bahsetmiş ve tarihinde Osmanlı Devleti ve Sicilya krallığı arasında kurulan dostluk ilişkisinden de söz eder. Katıldığı merasim ve gece eğlencelerini anlatan Ali Efendi Paris’te ki ilgi çekici yerlerden bilgiler vermektedir. Seyyid Abdürrahim Muhib Efendi’nin sefaretnamesinde Avrupa hakkında bilgi vermekle birlikte Paris şehrindeki hukuki düzeni, yurtdışına çıkarken uyulması gereken pasaport düzenini, telgrafla haberleşme sistemini, barut ve top yapımı üzerin de durmuştur. Paris’te teleskop ve büyük bir kütüphanenin olduğunu notlarını dâhil etmiştir. Ayrıca Fransız hükümeti ile yapılan müzakereleri not tutan Muhib Efendi, yabancı sefirlerin tuttuğu notlarında sefaretnamesine dâhil etmiştir. Seyyid Mustafa Sami Efendi’nin 1838 tarihli Avrupa Risalesi, eski tarzda yazılmış olan son sefaretnamedir. Bu yapıt yabancı dil bilmenin öneminden bahsetmektedir. Mehmet Sadık Rıfat Paşa’nın 1838 deki İtalya sefaretnamesi, elçinin seyahati boyunca gördüğü eserleri, bayındırlığı, sosyal ve kültürel durumları içermekle birlikte Milano’nun İstanbul’un güzelliğini geçemeyeceğini içermektedir.[16]</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong><span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">OSMANLI DİPLOMASİSİNDE BATIYA YÖNELİŞ</span></span></strong></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong><span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Osmanlı İmparatorluğu’nda İlk Dönem Batı Algısı</span></span></strong></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Osmanlı devleti 18.yüzyıla kadar batı medeniyetleri karşısında kazandığı zaferlerden dolayı hiçbir zaman batı medeniyetlerine karşı ılımlı davranmamıştır. Yabancı ülkelere elçiler göndermediği için 18.yüzyıla kadar Avrupa’nın sistemleri hakkında bilgiye sahip olamamıştır. Osmanlı aydınları yaşanan bunalımının nedeni olarak Avrupa’nın ileri derecede gelişmesini öne sürmüşlerdir. Yaşanan bunalımdan kurtulmak için ise Avrupalı devletlerin yakından tanınması gerektiğini dile getirmişlerdir. Hayrullah Efendi Batı’yı bütünüyle tanıyan ilk Türk Bürokrat olarak tarihe geçmiştir. Namık Kemal gibi Yeni Osmanlıların savunduğu fikirleri destekleyen Mithat Paşa Meşruiyetin yürürlüğe girmesini sağlarken [17]1839 yıllarında Osmanlı aydınları arasında Fransızca öğrenme çabaları hız kazandı. Bunun sonucunda yaşanması muhtemel olan Fransız kültürü, edebiyatı ile ilk temas Şinasi tarafından gerçekleşti. Şinasi Fransız yazarların eserlerinden yaptığı çevirileri 1858 yılında birleştirdiği kitapta yayınladı. Dönemin devlet gazetesi olan Takvim-i Vekayi’nin dilinde halkın seviyesine uygun olarak yaptığı değişiklik Tanzimat’ın ilanından sonra devlet dilinde sadeleşmeye gidilerek pekiştirilmiştir.1860lardan sonda edebi Türk nesirinin kurulmasının temelleri atılmıştır.[18]Osmanlı Devleti’nin 1856-1878 döneminde benimsediği dış politikanın temel ilkesi, toprak bütünlüğünü ülke içindeki bozucu hareketlere karşı korumak olmuştur.[19]</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Osmanlı Devleti’nde bulunan “ yabancılar “ arasında en çok tanınanların diplomatlar olmasına karşılık misyonerlik faaliyetlerinin asıl alanı da Hıristiyan mezhepleriydi. Bunun sonucunda da mezhep çatışmaları meydana gelmekteydi. Osmanlı modernleşmesinde özellikle 1848 ihtilali ile Osmanlı Devleti’ne sığınan Polonyalı ve Macar mültecilerin büyük katkısı olmuştur. Çünkü gelen mültecilerin çoğu nitelikli insanlar olup kendi istekleri ile devlete hizmet etmişlerdir. [20]Osmanlı seçkinleri batıdan seçkin birimleri alırken farkında olmadan yaşam biçimi adetlerini de almışlardır.</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Osmanlı devleti batı tarzını Viyana bozgunundan sonra benimsemeye başlamışlardır.[21]</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong><span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Batılılaşma Sonucu Osmanlı Toplumunda Yaşanan Değişimler</span></span></strong></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Diplomatik faaliyetler ve yapılan ıslahatlarla Osmanlı Devleti’nin her alanında değişmeler olmuştur. Bunun en önemlisi İdari yapılanmalardır ancak toplumdaki değişimler idari yapılanmanın bir sonucu olarak önem arz etmektedir.</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Toplum yapısını en iyi anlatan tarihi eserler mimari yapılarıdır. Sefirlerimizin gittikleri merkezlerdeki tarihi yapıları anlatmaları Osmanlı Devleti’nin mimari yapılarına etki etmiştir. Osmanlı seyyahları Rönesans dönemindeki kilise mimarilerinden etkilenmişlerdir. Sefaretnamelerde özellikle İtalya’daki San Pierre/Pietro Kilisesi’ne yer verilmiştir.18. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde kentsel dönüşüm ile sarayların çevresinde ve dış cephelerinde değişim görülmüştür.Ayrıca Avrupa’ya giden sefirlerimiz Avrupa’da şahit oldukları edebi ve sanatsal faaliyetlerden bahsetmeyi de unutmamışlardır. Tiyatrodaki oyunlar ve oyuncaları, opera sanatını Osmanlı Devleti’ne katmışlardır. Sefaretnameler sayesinde birçok alanda bilgi edinen Osmanlı Devleti, rasathaneler hakkında bilgi edinmesinin dışında sağlık hizmetleri hakkında da birçok bilgi ve değişime yer vermiştir. Osmanlı Devleti’nde 15.yüzyılda yaşanan Veba Salgını yüzünden Avrupa’ya gönderilen elçiler bir süreliğine karantina altına alınmıştır. Bunun sonucunda sefirler karantina uygulaması hakkında çok iyi bilgi edinmiş ve bu uygulamayı Osmanlı Devleti’ne taşımıştır.</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Avrupa’daki şehircilik hayatını Osmanlı Devleti’ne yansıtan sefirler, caddeler ve sokakların düzeni hakkında, belediyecilik hakkında bilgi vermiştir. Osmanlı Devleti’nde cadde ve sokak düzenlemelerini “<span class="apple-converted-space"> </span><em>subaşı, voyvoda, çöplükbaşı</em><span class="apple-converted-space"> </span>” tarafından yapılırdı. Özellikle Ahmet Mithat Efendi’nin Avrupa seyahatinde yazış olduğu sefaretname, sokakların temizliği konusunda belediyelerin önemini göstermiştir.[22]Avrupa’dan etkilenerek yapılan bu değişikler Osmanlı toplum yapısının da yeniden yapılanmasına yol açmıştır. Bu yapılanma şekillenerek günümüz toplum yapısının oluşması için yeni bir yön olmuştur.</span></span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">…</span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Yazinin tamami icin;</span></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; line-height: 16.5pt; margin-bottom: 11.25pt; padding: 0px; text-align: justify;">
<a href="http://akademikperspektif.com/2014/06/06/osmanli-diplomasisinde-bati-imgesi/" style="color: #04648d;" target="_blank"><span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">http://akademikperspektif.com/2014/06/06/osmanli-diplomasisinde-bati-imgesi/</span></a></div>
Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34921941.post-45564001078520065132014-05-12T18:21:00.000+03:002014-05-12T18:21:14.304+03:00Yeryüzünün Renkleri (XXXVII)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUVmOMBYqN9ucOWelWwJp2xfUUAUjCfdIqpxTJF5_zlENWeK_XHqBC9N1su0m092m8X-BpwK_VGRqGw3u1z4KvBpK1aLjhhLRRDQJFw8v-0Wyjj9dkE6oAukQa6GJGKzglJztc3Q/s1600/amazing-backgrounds-18932-19420-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUVmOMBYqN9ucOWelWwJp2xfUUAUjCfdIqpxTJF5_zlENWeK_XHqBC9N1su0m092m8X-BpwK_VGRqGw3u1z4KvBpK1aLjhhLRRDQJFw8v-0Wyjj9dkE6oAukQa6GJGKzglJztc3Q/s1600/amazing-backgrounds-18932-19420-hd-wallpapers.jpg" height="180" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKH7IsP232r1_8VQ43NMA1a3Yhc6d-s3w2TGs3o7lINWAkkwEys1-Zt8Coteqg4w9BztEmVBQrkdl7ZrS9WSdyKz5_74YjiBlRf0oHeMMzgFriuq6HtV__J7sgv5G9zIohGnZsIA/s1600/beautiful-spring-background-19092-19581-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKH7IsP232r1_8VQ43NMA1a3Yhc6d-s3w2TGs3o7lINWAkkwEys1-Zt8Coteqg4w9BztEmVBQrkdl7ZrS9WSdyKz5_74YjiBlRf0oHeMMzgFriuq6HtV__J7sgv5G9zIohGnZsIA/s1600/beautiful-spring-background-19092-19581-hd-wallpapers.jpg" height="213" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUDhCIXSXmaOhCwWk7SCmUq0yJrf7uFx_sw9wpwZjmW7RBeHkuUBdV4lW0EKRDESQ6wV7HachFOPjPIUxaXBJHBYN3sYe1tO2QEP3skm85vhCifMbu7IE1LyX_Tc7pBsofx4mMBQ/s1600/cool-green-flowers-17344-17902-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUDhCIXSXmaOhCwWk7SCmUq0yJrf7uFx_sw9wpwZjmW7RBeHkuUBdV4lW0EKRDESQ6wV7HachFOPjPIUxaXBJHBYN3sYe1tO2QEP3skm85vhCifMbu7IE1LyX_Tc7pBsofx4mMBQ/s1600/cool-green-flowers-17344-17902-hd-wallpapers.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJUirB74M5Cm-Q-10f9K_0jRbmVIxg75Jzfpk-DIHOXhQFxkV7Yy-LtQjBXMQAEGAAJxr9MicVaoTJ4-rqY8Wyv5R4CAJk5IZeKTP6_GtlLDYhQSguiPHtQlm5nDB72pzkNzoCLA/s1600/free-spring-background-19080-19569-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJUirB74M5Cm-Q-10f9K_0jRbmVIxg75Jzfpk-DIHOXhQFxkV7Yy-LtQjBXMQAEGAAJxr9MicVaoTJ4-rqY8Wyv5R4CAJk5IZeKTP6_GtlLDYhQSguiPHtQlm5nDB72pzkNzoCLA/s1600/free-spring-background-19080-19569-hd-wallpapers.jpg" height="180" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGx_ovQMB311NAi4Zwi92u-PbUECllHtDK9p81lci69Cp2ffQVvMGxEHeihDMf8FoeGmFIg9I4TEHnsB_DQr6eYJ8DvMedjalNOKwZWhEO7edQGw6ur40Dw5VkIOsiNnqGCYWlXw/s1600/green-flowers-17347-17905-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGx_ovQMB311NAi4Zwi92u-PbUECllHtDK9p81lci69Cp2ffQVvMGxEHeihDMf8FoeGmFIg9I4TEHnsB_DQr6eYJ8DvMedjalNOKwZWhEO7edQGw6ur40Dw5VkIOsiNnqGCYWlXw/s1600/green-flowers-17347-17905-hd-wallpapers.jpg" height="213" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGYUE6Ii9OuHKFFzxsJ99LsTTIbRvfQSW0wPyKhL8eFnTG0zZYyVbKNSZV0pDP531bHEv4I0MJ5ISGSN2jC2Su94y6P02SaoBgyb9LlnXyJhFXQpbPiW1hQHB3SzIIe7AJhTf8FQ/s1600/peach-flowers-wallpaper-16791-17332-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGYUE6Ii9OuHKFFzxsJ99LsTTIbRvfQSW0wPyKhL8eFnTG0zZYyVbKNSZV0pDP531bHEv4I0MJ5ISGSN2jC2Su94y6P02SaoBgyb9LlnXyJhFXQpbPiW1hQHB3SzIIe7AJhTf8FQ/s1600/peach-flowers-wallpaper-16791-17332-hd-wallpapers.jpg" height="200" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9Jnxf7yMkEA9woUuPP-1G9W1uEZ6hAL8At0nqcJ_-sDppYyXeaJIVVbksD07dYByt-4-W48a_96W_dT3vKOqrV_mMPTg9S9gA6RiZt4ZHTPs3mdgKQ_mMhAWqQm5Ru5671ANKZw/s1600/pink-flowers-wallpaper-19324-19814-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9Jnxf7yMkEA9woUuPP-1G9W1uEZ6hAL8At0nqcJ_-sDppYyXeaJIVVbksD07dYByt-4-W48a_96W_dT3vKOqrV_mMPTg9S9gA6RiZt4ZHTPs3mdgKQ_mMhAWqQm5Ru5671ANKZw/s1600/pink-flowers-wallpaper-19324-19814-hd-wallpapers.jpg" height="200" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEge1D2U6fw0zRgre_5V0G6jHIMa0nZYJNq-vrKlW__ivf4mBdpNvQbqySp2kthE_GNMGyvpGnKSznsmFmzkDiW-US_FP_8FSFVrUUpSUTLEDV6QkG_anXD2dFk1FpeCUU-1Jfpx-A/s1600/red-rose-flower-pictures-17040-17595-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEge1D2U6fw0zRgre_5V0G6jHIMa0nZYJNq-vrKlW__ivf4mBdpNvQbqySp2kthE_GNMGyvpGnKSznsmFmzkDiW-US_FP_8FSFVrUUpSUTLEDV6QkG_anXD2dFk1FpeCUU-1Jfpx-A/s1600/red-rose-flower-pictures-17040-17595-hd-wallpapers.jpg" height="180" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguO5El4f2vCPWxCd0DizPiHL_zlSjOHbaNF1o5o1T4BilE8V04J2biLcbgHmQ_g8R6Y8QRhfUA_jLNt6frOE47F8opgTBOIX0t0CseBEX0FjQcZOSXteZIjh32gUaxKDyhE4Yznw/s1600/spring-background-hd-19082-19571-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguO5El4f2vCPWxCd0DizPiHL_zlSjOHbaNF1o5o1T4BilE8V04J2biLcbgHmQ_g8R6Y8QRhfUA_jLNt6frOE47F8opgTBOIX0t0CseBEX0FjQcZOSXteZIjh32gUaxKDyhE4Yznw/s1600/spring-background-hd-19082-19571-hd-wallpapers.jpg" height="200" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFczpthFMkJabryD7m1WtyxqZv6gybrUTgoDS_bYUQHa3MdaP-Xo9V1znkdNFuONst1xzHYvucrBHXRHGL6HQLWiJgmjP8kzDB9Q2RGQNTw7Oj2yrHhxMRZZUMaRIYMuBWmWYaYw/s1600/spring-wallpaper-15908-16394-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFczpthFMkJabryD7m1WtyxqZv6gybrUTgoDS_bYUQHa3MdaP-Xo9V1znkdNFuONst1xzHYvucrBHXRHGL6HQLWiJgmjP8kzDB9Q2RGQNTw7Oj2yrHhxMRZZUMaRIYMuBWmWYaYw/s1600/spring-wallpaper-15908-16394-hd-wallpapers.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiX7hRr5ZbyccJf8o3Wo8THVaNbZKqHCU8995gTT81uDV27jkKMHFs03z9j4OG9b5AEfzPSVyun6Qip4gcMnyOts6iyoa5cOBBIZDntMx0MXgbgCSE7Axgh8SSyxtbiWuK5QN8JHA/s1600/spring-wallpaper-15921-16407-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiX7hRr5ZbyccJf8o3Wo8THVaNbZKqHCU8995gTT81uDV27jkKMHFs03z9j4OG9b5AEfzPSVyun6Qip4gcMnyOts6iyoa5cOBBIZDntMx0MXgbgCSE7Axgh8SSyxtbiWuK5QN8JHA/s1600/spring-wallpaper-15921-16407-hd-wallpapers.jpg" height="200" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZTnA0DvWo0fxC0DsfWSfj_9vYSmTOSbruNd4Oa66fteoX1ndgz5MROUyyUJtikttEsVkYB10sOv_dRh5hBlbi30YT6gPO8pZRdo3tcb9f2MWIFJ2dk0kYZjlkS0ChyphenhyphenD1o94IKaA/s1600/spring-wallpaper-15923-16409-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZTnA0DvWo0fxC0DsfWSfj_9vYSmTOSbruNd4Oa66fteoX1ndgz5MROUyyUJtikttEsVkYB10sOv_dRh5hBlbi30YT6gPO8pZRdo3tcb9f2MWIFJ2dk0kYZjlkS0ChyphenhyphenD1o94IKaA/s1600/spring-wallpaper-15923-16409-hd-wallpapers.jpg" height="180" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8CL9SV2MuAAJ2XJQf0udT75EkzxYj5riUnccUD2a5fYMoNq0WWt504f-utBA_0JuDAYnX1O6fYXjNUiHVwWB57YoyM7rN-mKLt2mINgu6f22dYChoIrZFwoErrubHK3qzxtQz2Q/s1600/white-spring-flowers-14128-14568-hd-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8CL9SV2MuAAJ2XJQf0udT75EkzxYj5riUnccUD2a5fYMoNq0WWt504f-utBA_0JuDAYnX1O6fYXjNUiHVwWB57YoyM7rN-mKLt2mINgu6f22dYChoIrZFwoErrubHK3qzxtQz2Q/s1600/white-spring-flowers-14128-14568-hd-wallpapers.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: center;">
Kaynak: http://hdwallsource.com </div>
<br />Düşünce Kahvesihttp://www.blogger.com/profile/10888592576113453225noreply@blogger.com0